Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Ülkemizde ne yazık ki nüfus kontrolü, nüfus planlaması, aile planlaması adı altında, tam aksine 'aman doğum yapmayın' gibi bir anlayış sürekli olarak tavsiye ediliyor' dedi.
Erdoğan, işsizlik maaşının 8 aydan 1 yıla çıkartılması konusunu değerlendirdiklerini bildirdi.
Başbakan Erdoğan, Dedeman Oteli'nde düzenlenen 5. Aile Şurası'na katıldı.
Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, Eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder ile uluslararası bir toplantıda yaptıkları aile konusuna ilişkin sohbetlerini anlatmak istediğini söyledi. Schröder'in Alman ailelerindeki yaşlanmadan söz ettiğini ve 'artık nüfus itibariyle çok yaşlanıyoruz. Aile yapılarımız çökmeyle karşı karşıya ve bu noktada geleceğimiz karanlık. Ülkemizin nüfusu ile ilgili de ciddi bir sıkıntımız var. Öyle bir gün gelecek ki belki yine biz sizin kapılarınıza geleceğiz. (Ne olur gençlerinizi bize gönderin. Gelsinler Almanya'da çalışsınlar) diyeceğiz' dediğini söyledi.
Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
'Ülkemizde maalesef onların şu anda fark ettikleri konu şimdi tam aksine işliyor. Dikkat edilirse ülkemizde ne yazık ki nüfus kontrolü, nüfus planlaması, aile planlaması adı altında, tam aksine 'aman doğum yapmayın' gibi bir anlayış sürekli olarak tavsiye ediliyor. Tabii bu Türk Milletinin geleceğine yönelik yaşlı bir nüfusla -ki bizim tespitlerimiz, hepsi bilimseldir- 2038 yılı itibariyle Türkiye'nin nüfusu da şu anda Almanya'nın durumuna gelmiş olacak. O zaman da biz (Yandım Allah) demeye başlayacağız. Ama o zaman iş işten geçmiş olacak. Bunun adımlarını atmamız için, şu andaki mevcut durumumuzu korumak için bizim her ailede en azından üç çocuk olması lazım. Bunu kabul eder ya da etmez, bu ayrı mesele ama ben sorumluluk mevkiindeki bir insan olarak, bir başbakan olarak, ülkemin geleceği için bunu söylemek durumundayım. Bunu söylerken bu bilimsel çalışmaya dayalı olarak bunu söylüyorum. Çünkü iki olması bile gerileme demektir. Durumu korumak değildir. Üç olursa durumu korumaktır. Buna yönelik olarak biz bu adımları atacağız ki ülkemizin geleceği güçlü olsun.
(Efendim ama herkes bakabileceği kadar)... Kusura bakmayın böyle yaklaşırsanız işe, Doğu, Güneydoğu buraları örnek verenler oluyor. Orayı örnek vermeyin. Bunda şüphesiz bizim sorumluluğumuz kadar anne babaların da sorumluluğu var. Biz birinci derecede sorumluyuz. Niye? Eğer bu ülkeyi, devleti yönetiyorsak bütün tedbirleri alacağız.
Belki herkese iş bulamayabiliriz. Bulamıyorsak (Bu ülke demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti) diyorsak o zaman o sosyal denilen bölüm var ya onun içini iyi dolduruyoruz. Örneğin ailelere destekler vereceğiz.'
Türkiye'de işsizlere 8 ay boyunca verilirken, gelişmiş batı ülkelerinde işsizlik fonunun 1-1.5 yıl ödeme yaptığını belirten Erdoğan, 'Türkiye olarak ekonomik noktada güçlendikçe biz de ne yapacağız? Bu 8 ayı 1 yıla çıkaracağız. Örneğin şimdi şu anda bunu değerlendiriyoruz aramızda. Diyoruz ki (işsizlik fonundan biz bu 8 ayı arttıralım). Bunu biraz daha geliştirelim ki işsiz olanların iş bulma noktasındaki imkanlarını arttırmış olalım. Bu adımları atıyoruz, atacağız, çalışıyoruz. Bunlar üzerindeki değerlendirmelerimizi yapacağız. Fondaki imkanlarımızı da daha artan konuma nasıl getirebiliriz, bunun da çalışmalarını yapıyoruz' dedi.
Başbakan Erdoğan, ihtiyaç sahiplerine yapılan kömür yardımlarına ilişkin 'sadaka kültürü, dilenci kültürü' gibi eleştirileri yanıtlarken, 'O zaman lütfen Anayasayı açarsın; demokratik, laik... Oradaki 'sosyal'i çıkarırsın, 'demokratik, laik Türkiye Cumhuriyeti' dersin' diye konuştu.