Dolar

34,8720

Euro

36,7454

Altın

3.040,03

Bist

10.058,47

İddianame'nin kaçıncı sayfasına gelindi

'Ergenekon' davasının bugünkü duruşmasında savcılarca dönüşümlü okunmasına devam edilen iddianamenin 443. sayfasına gelindi.

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-10-31 20:46:00

İddianame'nin kaçıncı sayfasına gelindi


Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesinde devam edilen davanın bugünkü duruşmasının öğleden sonraki oturumunda, Cumhuriyet savcıları Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın tarafından iddianamenin okunması işlemine saat 15.45'te ara verildi.

Bugün 2.5 saatte 159 sayfası okunan iddianamenin 443. sayfasına ulaşıldı.

Yargılamayı yapan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün, iddianamenin okunmasına ara verilmesinin ardından dosyaya gelen bazı dilekçeleri kayda geçirdi.

Tutuklu sanık Hüseyin Görüm, bu davanın özünün Danıştay Davası olduğunu ifade ederek, bu konuda Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde her şeyi anlattığını söyledi.

Görüm, 5'i kız, 5'i erkek olmak üzere 10 kardeş olduklarını, bütün kardeşlerinin bu dava ve soruşturmadan etkilendiğini söyledi.

Daha önceki duruşmalarda bazı kişilerce arkasından 'Sen konuşma, seni tahliye edeceğiz' dendiğini öne süren Görüm, şöyle konuştu:

'Geçen celse avukat Kerinçsiz, size yaptığınız işten dolayı peygamber postunda oturduğunuzu söyledi. Ben de diyorum ki Rahman'ın, yaradan Allah'ın bir sıfatını gerçekleştireceksiniz. Her şeyi anlatacağım. 2455'i bir Amerika'daki bilir, bir de ben açıklayacağım. Beni baskı altına ala ala benim fıtığım patladı. Herkes hastaneye gitti. Sırf gazeteler yazmasın, 'kuvvacı Hüseyin de hastaneye kaldırıldı' demesinler diye korseyle dolaşıyorum.'

Hayrettin Ertekin, iddianamede sık sık bahsedilen lobi belgesinin aslının Pentagon kaynaklı olduğunu savunarak 'bu belgenin 1985 yılında Harp Akademilerinde bir yüzbaşı tarafından 25 sayfa olarak Türkçe'ye çevrildiğini' ileri sürdü.

Daha önceki duruşmada üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu'nu reddettiğini söylediğini belirten Ertekin, Haşıloğlu'nun kendisini tutuklayan hakim olmadığını fark ettiğini ve kendisinden özür dilediğini ifade etti.

Tutuklu sanık Muzaffer Tekin, bu davanın omurgasını Danıştay saldırısının oluşturduğunu anlatarak, davadan en çok kendisinin ve ailesinin mağdur olduğunu söyledi.

Tekin, ayrıca şunları kaydetti:

'Savcıları ibret, hayret ve dehşetle dinliyorum. Ben o davada aklandım. Aynı konuları işliyorlar. Benim bombalar için 500 bin dolar verdiğim söyleniyor. Kalpak alamayan örgütün bomba almak için 500 bin dolar verdiği iddia ediliyor. Savcılar benim suçlu olduğuma gerçekten inanıyorlarsa başka insanları da mağdur etmemeleri için cübbelerini çıkarıp atsınlar. Aksi takdirde ben kendilerinden daha dürüstüm, daha şerefliyim.'

Bunun üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Şengün 'Bir daha sakın ola ki böyle konuşmayın' şeklinde Tekin'i uyardı. Tekin'in 'Dayanamıyorum' demesi üzerine de Şengün, 'Dayanacaksınız. Her makama saygı duyacaksınız. Burada hepimiz, belli kurallara uyarak bir duruşmayı yönetmeye çalışıyoruz' diye konuştu.

Tutuklu sanık emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün kızı ve avukatı Zeynep Küçük, müvekkilinin Kocaeli'nde görev yaptığı sürede faili meçhul cinayetlerin arttığından bahsedildiğini ifade ederek, müvekkili Kocaeli'nde görev yaparken faili meçhul cinayet olup olmadığının savcılık makamından sorulmasını istediğini söyledi.

Mahkeme heyeti, avukat ve sanıkların beyanlarının alınmasının ardından talepleri değerlendirmek için duruşmaya ara verdi.

Bu sırada savcı Pekgüzel, duruşma salonunun dışında bekleyen ambulansa giderek tansiyonunu ölçtürdü.

SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara