Emin Abi'ye kriz piyangosu vurdu! Dolar Milyoneri, YTL trilyoneri oldu!
Emin Çölaşan - Aydın Doğan davasında tanıklar konuştukça, kirli çamaşırlar, lekeli-kanlı çarşaflar, nahoş kokular ortalığa saçılıyor.
Bazan böyle davalar, tanıklıklar, ifadeler iyi oluyor. Öğreniyoruz, duyuyoruz, bilgileniyoruz.
Ertuğrul Özkök'ün ifadesi tam da doların tavan yaptığı döneme denk geldi. Önce kendisinin defalarca köşesinde dile getirdiği, insanlara ad takılmasından, lâkap kullanılmasından hoşlanmadığı yönündeki sözlerini tekzip etti ve Emin Abiye 'paragöz' dedi.
Ardından da ; 'Emin Çölaşan'a 1.5 milyon dolar tazminat ödedik!' diye her şeyi ifşa etti!
Denizli'de bir tekstilci iş adamı, dolar kuru düşük seyrettiği için, fabrikasını yenilemek amacıyla, geçen yıl döviz kredisi çekip ciddi yatırımlar yaptıktan sonra, son bir ayda dolar fırlayıp, borçları bir gecede yüzde 40 artınca boğazını falçata ile kesip intihar etmiş. İntihar etmeden önce de AKP Denizli milletvekilleri dahil 20 yakın arkadaşına, ahbabına, dostuna cep telefonundan mesaj çekmiş; 'Ben bittim!'
Ekonomi böyle bir şey işte! Piyasa mekanizması dediğiniz, serbest piyasa, dalgalı kur dediğiniz böyle bir şey! Birileri abad olurken, birileri mabad oluyor!
Denizli'li tekstilci dolar yüzde 40 arttığı için battı. Ertuğrul Özkök'ün ifadesine göre ise Emin Abi bir gecede doların zirvesine çıktı!
Aldığı 1.5 milyon dolar tazminat, medya piyasasındaki gazetecilerin yüzde 99.9'unun hayal edemeyeceği, akıllarından geçiremeyeceği, rüyalarında görseler, 'kâbus' deyip kalp krizi geçirecekleri bir tutar. Zengin gazetecinin malı, parası, işsiz ve züğürt gazetecinin çenesini yorarmış.
30 Yıllık bir ekonomi gazetecisi, yazarı, yorumcusu olarak hemen bir hesap yapalım. 1.5 Milyon doların YTL karşılığı 20 günde yüzde 40 arttı. Yani Emin Abinin sevdiği ve köşe yazılarında sıkça kullandığı tabirle 2 - 2.5 milyon Yeni Törkiş Lira! Eski para ile trilyon! Allah daha çok versin. Allah herkese, her gazeteciye böyle işten atılmayı nasip etsin! Bu parayı sağlıkla yemeyi, ömrünün kalanında mutlu, müreffeh, sorunsuz, sıkıntısı bir hayat sürmeyi kısmet etsin!
Ertuğrul Özkök'ün ifadesine göre, Emin abi 2001 ekonomik kriz dönemi maaşının 'erdiğini' söyleyip, 'dolara çevrilmesini' istemiş.
Özkök'de 'Zaten kriz nedeniyle 200 kişiyi işten attık, senin maaşını dolara çevirirsek 15 kişi daha atmamız lâzım' demiş. Emin abi de 'Hayır ben dolarlı maaş isterim' diye ısrar edince, maaşı dolara çevrilmiş. Yalnız Özkök ifadesinde, o gariban 15 kişinin daha bu işlem nedeniyle işten atılıp atılmadığından bahsetmemiş.
Sonra dolar kuru 'düşük' seyretmeye başlayınca bu kez Emin abi yine 'Dolar eridi, YTL değerlendi benim maaşımı en yüksek kurdan YTL'ye çevirin' demiş, onlar da bu kez dediğini yine yapmışlar. Bu rakamları duyunca insanın dudakları uçukluyor gerçekten.
Emin Abi de 'Ben istemedim, bana başka gazetelerden çok teklif vardı, gitmeyeyim diye onlar maaşımı dolara çevirdi' diyor.
Medyada yıllarca çalıştım, Milliyet, Posta, Finansal Forum, Akşam, Star, NTV vb. pek çok kurumda, muhabirlik, temsilcilik, haber müdürlüğü, köşe yazarlığı, televizyon programcılığı yaptım. Değil milyon, bir kaç bin doları dahi bir arada görmedim. Ne istifa ettiğim zaman, ne de işten atıldığım zaman değil milyon dolar, yüz milyar Türk Lirası bile tazminat almadım, alamadım. Bu da benim beceriksizliğim, yeteneksizliğim ya da neyi nasıl isteyeceğimi bilmeyişimden olsa gerek.
Emin Abi, köşe yazılarında hep bazı rakamlardan, rüşvet ve yolsuzluklarından bahsederken çok sevdiği bir tabir kullanırdı; 'Törkiş Lira!'
Ama demek, kendi maaşları, tazminatları, hesapları, 'Törkiş' değil ' Yeşil, yeşil yu-es Amerikan dolariş' imiş!
Bakın bir 'sansür' davası neleri ortaya çıkarttı? Oysa geçmişte de yazılarına, haberlerine sansür nedeniyle işten atılan gazeteciler, yazarlar vardı. Ne Emin Abi, Ne Bekir Abi (Coşkun) bu insanlara sahip çıkmadı. Kıllarını ve kalemlerini dahi kıpırdatmadı. Demek o zamanlar onlar, dolarlı maaşlarla sorunsuz, sıkıntısız ama 'sansürlü' yazıları dert etmeden yazıyorlardı. Şimdi ne olduysa, medyada her devrin gerçeği 'sansür' davalık oldu. Üstelik iki kitap dolusu sansür anısı, onlarca baskı yapıp, yazarını ayrıca kitap geliri zengini yaptı. İşin ilginç yanı, bu kitaplar, Aydın Doğan'ın D&R kitapçı dükkanlarında da raflarda en rağbet gören kitaplardı!
Allah böyle kitap yazmayı ve çok satmayı, çok kazanmayı da her gazeteciye nasip etsin. Amin!
Yalnız içimi sızlatan şey, yine ekonomik kriz devrindeyiz. Dolar aldı başını gidiyor. Medyada maaşı dolarla olanlar yine abâd oluyor. Gazetelerden, televizyonlardan bir gecede 250-300 kişi işten çıkartılıyor. Aklıma takılan, çıkarılan yüzlerce gazeteciden artan maaşla, medyada kaç dolar maaşlı köşe yazarının maaşı ödeniyor? Dolar maaşlı her bir köşe yazarına ortalama 15 gazetecinin işten çıkartıldığını hesap etsek 300 işsiz gazeteci, 20 yazarı finanse edecek demektir!
Birileri dava açsa da öğrensek. Gerçekten de bazen böyle davalar iyi oluyor. Hakikatler ortaya çıkıyor, insanlar mecburen de olsa mahkemelerde doğruları söylüyor. Ama yine de hiçbirisi bir gecede işten atılan yüzlerce gazetecinin derdine merhem olmuyor.
Çölaşan krize neden sevindi?
Zülfikar Doğan, Emin Çölaşan'ın krizden kazançlı çıktığını iddia ediyor. işte o yazı...
18 Yıl Önce Güncellendi
2008-10-28 14:43:00
SON VİDEO HABER
Haber Ara