Dolar

34,8666

Euro

36,6224

Altın

3.025,26

Bist

10.034,11

MAZLUMDER'den sivil anayasa için acil çağrı

Mazlumder başörtü düzenlemesinin iptal gerekçesini açıklayan Anayasa Mahkemesi'ne yönelik sert eleştirilerde bulundu ve yeni sivil bir Anayasa için acil çağrıda bulundu.

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-10-23 01:34:00

MAZLUMDER'den sivil anayasa için acil çağrı

Haber Merkezi / TİMETURK

Mazlumder Genel Başkanı Ömer Faruk Gergeroğlu'nun yaptığı açıklamada, başörtüsü yasağının toplumsal bir facia olduğu vurgulanarak MHP'nin yönlendirmesiyle iktidar partisinin başörtüsü düzenlemesine gittiği ancak hukuk tarihine ibretlik bir emsal olacak gerekçeler ile iptal edildiği savunuldu.

'MECLİS'İN YASAMA YETKİSİ ELİNDEN ALINDI'

Mahkemenin iptal gerekçesiyle Meclis'in yasama yetkisini elinden aldığını öne süren Gergeroğlu karşı oy kullanan üye Sacit Adalı'nın yazısına destek verdiği açıklamasında 'bundan sonra yapılacak tüm anayasa değişiklikleri, demokrasi, laiklik, sosyallik kavramları içine girebilir şekilde yorumlanabilecek, yasama kurumu hiçbir anayasa değişikliği yapamayacak, hatta teklif dahi edemeyecek duruma gelmiştir.' ifadelerine yer verildi.

'MECLİS, ANAYASA MAHKEMESİ'NİN VESAYETİ ALTINA ALINDI'

Gergeroğlu, bu durumun, açıkça Meclis'in kararı veren Anayasa Mahkemesi'nin vesayeti altına alınması ve Meclis'in çalışamaz duruma getirilmesi anlamına geldiğini belirterek, sağlıklı bir işleyişi sağlamak için konulmuş olan kuvvetler ayrılığı ilkesine de açıkça aykırı olduğunu kaydetti.

'ANAYASA MAHKEMESİ YETKİSİNİ AŞTI'

Açıklamada ayrıca karşı oy kullanan Haşim Kılıç?ın yazısına da yer verildi. Kılıç'ın karşı oy yazısında vurguladığı, '1982 Anayasası 148.maddesi ve buna göre verilmiş Anayasa Mahkemesi kararları ortada iken, meclisin anayasa değişikliklerini, Anayasa Mahkemesinin ancak usulden inceleme yetkisi olmasına rağmen, Mahkeme bu kararı ile 148.maddeye ek yaparak, şekil şartı koymuş ve yetkisini aşmıştır. Halbuki Anayasa Mahkemesi, anayasal sınırları aşarak denetim yaparsa, denetlenen otoriteden farkı kalmaz.' ifadelerini destekleyen Gergeroğlu şunları kaydetti:
'Bu durum ile Anayasa Mahkemesi kendisini meclisin yerine koymuş ve yetkisini aşmış olmaktadır. Laikliğin, toplumsal hayatı ve değişkenliğini kuşatır şekilde, evrensel hukukun kazanımları ve laikliğin beşiği olan batıdaki şekliyle, tüm inançlara karşı eşit mesafede, hakem konumundaki bir devlet algısı olarak yorumlanması ve bu yorumun yetkisi Meclis'e aittir. İdeolojik ve katı bir laiklik tanımı ve bize özgü koşullar bahanesi ile Anayasa Mahkemesi'nin yetkisini, zorlama bir şekilde aşarak verdiği karar açıkça hukuka ve evrensel normlara aykırıdır.'

İKTİDAR VE MUHALEFETE SORU

İktidar ve muhalefete yönelik eleştirilerde bulunan Gergeroğlu, 'toplumun yaşanan sorunlarına çözüm bulma yeri olan' siyaset kurumuna 'Toplumun din ve vicdan özgürlüğü temelli sorunlarına- hele bir de bu sorun en temel haklardan olan eğitim hakkını engelleyecek hale gelmişse- siyaset kurumu bunlara yasal düzenlemeler yaparak çözüm getirmeyecek ise, vatandaş nazarında siyaset, işlevi olmayan bir oyun ve aldatmacaya dönüşmez mi?' sorusunu yöneltti.

Gergeroğlu açıklamasında şunları kaydetti:

Yaklaşık 20-30 yıldan beri devam eden ve halkın %70 ini aşkın kahir ekseriyetinin yasağın kalkması konusunda uzlaştığı bir konuda, hala Anayasa Mahkemesinin ?başkalarının haklarını ihlale ve kamu düzeninin bozulmasına yol açtığı? hususundan bahsetmesini anlamak mümkün değildir. Bu uzun süreç içinde, somut verilerle çalışması gereken Sayın Mahkeme, ?hak ihlali ve kamu düzeninin bozulması ? konusunda hangi somut olayları, tespit etmiştir ki, buna dayanarak evham ve hayali korkularla, binlerce gencin temel bir hakkını sınırlandırma yetkisini kendisinde bulabilmiştir. Hayali ihtimaller ile temel haklar sınırlanabilir mi? Bu mantığa göre başı örtülü olmayanlar da, bu halleri ile başka bir yaşam tarzını temsil etmektedirler ve dindar vatandaşlar için baskı unsuru oluşturuyorlar denilebilir. Demokrasi çoğulculuk ve tahammül rejimidir, kendisinden farklı olanı ötekileştirme ve silikleştirme rejimi değildir. Olasılıklar ile temel haklara ilişkin kısıtlama yapılması ve eğitim hakkının engellenmesi kabul edilemez bir durumdur.

Gerekçe kendi içinde çelişkilerle doludur.Bir yerde laikliği din özgürlüğünü koruyan anlayış olarak işaret ederken bir başka yerinde dini amaçla giyilen giysilerin baskı unsuru olduğunu beyan edip, laiklik insanca yaşama yöntemidir diyor. Kısmi özgürlük getiren yasa teklifini bile dayatma diye nitelerken yıllardır devam eden yasakçılık dayatmasını ve toplumun mağduriyetini görmüyor.Yasama yargının üzerinde olamaz derken yargının yasama üzerinde olduğunu ilan ediyor. Esastan inceleyemeyeceği bir yasayı 148. maddeye eklenti yaparak anayasayı çiğniyor.Gerekçe, yasa teklifinin eşitliğe değil eşitsizliğe hizmet ettiğini söyleyerek bir hukuk garabeti daha sergiliyor.

Kamusal alan, devletin kaskatı ideolojisi ile hakim olduğu ve bütün çeşitliliği sildiği bir alan olamaz. Bilakis, uygar toplumlarda, kamusal alan, kamunun göründüğü, toplumun tüm çeşitliliği ile görünürlük kazandığı alandır. Toplumun kullandığı alanlarda, insanların hangi kıyafet ile bulunacaklarını da uygar toplumlarda kanun değil, bireylerin , gelenek, görenek, kültür ve inançları belirler. Kanun perdesi altında insanların kılık kıyafetlerine dokunmak, baskıcı, çağdışı anlayışların ürünü olabilir.

Dünyadaki, özgürlüklerin önünün açıldığı genel gidişin ve Türkiyedeki toplum ufkunun çok gerisinde kalan, Anayasa Mahkemesinin başörtüsü ile ilgili düzenlemeyi iptal konusundaki kararı, hukuk tarihine ibretle geçecek bir karardır. Yetki aşımını içinde taşıyan, meclisin yetkilerini gasbeden, olasılıklar ile temel hakları kısıtlayan, hukuk dışı, keyfi bir karardır.

Bu sebeple, bir an önce siyasi iktidarın bu hukuk dışı duruma müdahale ederek, darbe ürünü 1982 anayasasını rafa kaldırarak, bütün toplum katmanlarının, ortak paydasında buluşabilecekleri, özgürlükçü ve özgürlükleri teminat altına alan, ?ama? ları olmayan bir sivil anayasayı yaparak, Türkiyede özgürlüklerin ve toplumsal barışın önünü açmasını istiyoruz.

SON VİDEO HABER

Suriyeli çalıştıran esnaf şaşkın: 'Aha yabancılar da gitti!'

Haber Ara