'Ergenekon' davasının tutuksuz sanıklarından eski İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, yargılamanın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve uygar ülkelerdeki ceza yargılama usullerine tamamen aykırı olduğunu savunarak, 'İnanıyorum ki bu yargılama mutlak surette bir yerlerden dönecektir' dedi.
Prof. Dr. Alemdaroğlu, 'Ergenekon' davası duruşmasından çıktıktan sonra Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi önünde basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
'Türkiye Cumhuriyeti devletinin tüm organları ve 70 milyon Türk halkının yaklaşık 1,5 yıldır hayali Ergenekon örgütü suçlamasıyla meşgul olduğunu' ifade eden Alemdaroğlu, iddianamenin kimi yerlerine göre 80 yıl, kimi yerlerine göre de 800 yıl önce başlanan ve 1965 yılında ancak birinci aşaması tamamlanmış olan 'Ergenekon örgütü mensupları' olarak yargılanmaya başlandıklarını söyledi.
Alemdaroğlu, bir gece sabaha karşı eve gelen polislerin kendisini gözaltına aldığını ve evindeki bütün malzemelerine el konulduğunu belirterek, 'Halen bilgisayar kayıtları ve bilgisayar hard diskleri verilmedi. Sanki büyük bir savaş suçlusuymuşuz gibi muamele gördük' diye konuştu.
Davet üzerine burada bulunmak için sabah yola çıktıklarını ve saatlerce yol aldıklarını anlatan Alemdaroğlu, İstanbul'da 300-500 kişi alacak çok sayıda salon olduğunu kaydetti.
'Türkiye'nin hiçbir zaman böyle güçsüzlük içerisinde olmadığını' öne süren Alemdaroğlu, devlet yöneticilerinin kendilerine 'Çin işkencesi' layık gördüğünü içerde daracık salonda yargılayarak gösterdiğini söyledi.
'Yargılama Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve uygar ülkelerdeki ceza yargılama usullerine tamamen aykırıdır' diyen Alemdaroğlu, 'Bu şekilde tutuklular ile tutuksuzların ayrı yargılanmasının doğuracağı sakıncaların dikkate alınmadığı bir kararın alındığını gördüm. İnanıyorum ki bu yargılama mutlak surette bir yerlerden dönecektir' dedi.
'Buradaki şartların sorumlusu iktidardır'
Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan da yerleşke önünde yaptığı açıklamada, mahkemenin kendisinde, 'Yargılamanın çok ciddi fiziki imkansızlıklar içerisinde süreceği' görüşü yarattığını belirterek, 'İçerde sanık ve avukatların savunma yapabilecekleri bir fiziki şart oluşturulmamış. Bana göre bu yargılama fiziki şartlar itibariyle siyasi iktidarın yarattığı ciddi bir gölgedir ve bunu kınıyorum. Buradaki şartların sorumlusu iktidardır' diye konuştu.
'Böyle bir yargılama hiçbir yerde yoktur'
CHP adına davayı izleyen Manisa Milletvekili Şahin Mengü, yargılamanın yapıldığı salona girdikleri andan itibaren böyle bir salonda adil bir yargılamanın yapılamayacağına açıkça tanık olduklarını ifade ederek, şöyle konuştu:
'Adil yargılamanın yapılamayacağı kadar küçük ve elverişsiz olan mekanda yargılama yapılmaya başlandı. Bu Türkiye Cumhuriyeti devleti için bir utanç vesilesidir. Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 250. maddesinin 7. fıkrasına göre Adalet Bakanlığı bu ilçe sınırları içinde bu yargılamayı yapmaya karar vermişse, kamunun çok daha müsait salonlarına el koyma hakkına sahiptir. Bu ilçe sınırları içinde çok modern spor salonları vardır. Bunca zamandır yürütülen soruşturmada bu kadar kalabalık avukat ve sanıkla yürüyecek davada bir salon ayarlayamayan Adalet Bakanı'nın hemen istifa etmesini istiyoruz. Eğer söylenenler doğruysa Adalet Bakanlığı Müsteşarı'nın da istifa etmesi gerekir. Böyle bir yargılama, böyle bir düzen hiçbir yerde yoktur.'
CHP'li Mengü, davanın mevcut salonda görülmeye devam edilmesi durumunda, hak ihlalinin gündeme geleceğini savunarak, 'Adil yargılanma hakkının dışında, 15-16 aydır tutukluluk hali devam eden insanlara savunmalarını dahi yapmaları için gerekli fiziki imkan sağlanmamıştır' dedi.
Bu arada jandarma kuvvetleri, basın açıklaması yapan bu grup ile İşçi Partili bir grubun karşı karşıya gelmemesi için güvenlik önlemi aldı.
Öte yandan, yerleşke girişinde toplanan kalabalığın sayısının gittikçe arttığı gözlenirken, 'Ne ABD, ne AB, tam bağımsız Türkiye' yazılı büyük bir pankart açıldığı görüldü.
Ellerinde çeşitli dövizler, Türk bayrakları ve Atatürk'ün resimlerinin bulunduğu bayraklar taşıyan grubun yerleşke önündeki bekleyişi sürerken, güvenlik önlemleri alan jandarma da grubun yerleşkenin kapısına yaklaşmasına izin vermedi.
Grubun içerisindeki İşçi Partililer'in, davanın sanıklarından emekli orgeneraller Hurşit Tolon, Şener Eruygur ile İP Genel Başkanı Doğu Perinçek ile Cumhuriyet Gazetesi imtiyaz sahibi ve başyazarı İlhan Selçuk'un fotoğraflarının bulunduğu, 'Tertip bozulacak Amerika kaybedecek, Türkiye kazanacak' yazılı bir afiş açtıkları görüldü.