Sizde de bu şikayetler varsa, artık bu gerçekle yüzleşmenin tam zamanı...
Sağlıksız koşullar ve beslenme bağırsaklarımızdaki yararlı bakteri dengesini bozup zararlı mikropları güçlendirir. Rafine gıda tüketimi, toksin zengini beslenme dengeyi altüst eder. Bu ne yediğinin farkında olmayan herkes için kaçınılmazdır. Yorgunluk ve kilo artışına yol açar. Önüne geçmenin tek yolu kolon, yani bağırsak temizliğidir...
Modern hayatın temposu düzenli iş hayatı kavramını ortadan kaldırdı. Düzenli bir iş hayatınız olsa da, trafik, stres, ekonomik sıkıntılar, sağlık sorunları bu düzeni bozacak bir çok etken her an var olabiliyor.
Kısacası hayatı bir düzene sokmak gün geçtikçe zorlaşıyor. Ya da zorlaştırıyoruz.
Düzensiz iş hayatım var diyenler;
Şişmanlıyorum
Sabahları kalkamıyorum
Sürekli bir şişkinliğim var
Her yerim ağrıyor
Cildim bozuluyor
Aynaya baktığımda kendimi yaşlanmış görüyorum şikayetlerinde buluşuyor.
Yetişkin bir insanın ince bağırsağı yaklaşık 7 metre uzunluğundadır. Kalın bağırsağın (kolon) toplam uzunluğu ise 1.5 metre olup binlerce girinti ve düğüm mevcuttur. Sindirim sisteminin beşte birini oluşturan kalınbağırsak tüm bedensel atıkları taşır. Sindirimi zor, toksinlerden zengin beslenme şekli kalın bağırsaktaki binlerce girintinin tıkanmasına neden olurken, bağırsakta başlayan pek çok hastalığa ve kilo sorununu ortaya çıkarır.
PROBİYOTİKLERİN ÖNEMİ
İnsan vücudunda birçok hastalığın nedeni olan bazı bakteriler vardır. Aynı zamanda bu zararlı mikroplara karşı koruyan ''yararlı bakteriler' bulunur. Bunlara probiyotik adı verilir. Bunlar, dış ortamdan gelen zehirli maddelerin kana geçmesini engelleyen koruyucu bir bağırsak tabakası oluşturur. Enfeksiyonların önlenmesine yardımcı olur, bağışıklık sistemini güçlendirirler.
DENGEYİ BOZAN İKİLİ
Düzensiz iş hayatı ve dengesiz beslenme alışkanlığı üstün dengeyi bozar ve bizi güçsüz bırakır. Sağlıksız yaşam koşulları ve sağlıksız beslenme bağırsaklarımızdaki yararlı bakteri dengesini bozarak zararlı mikropları güçlendirir. Burada yaşam koşullarının ve beslenme alışkanlığının çok önemli bir yeri vardır.
Çünkü rafine gıdaların tüketimi ve toksin zengini beslenme şekli bu dengeyi bozmaktadır. Bu durum sadece iş hayatının yoğunluğu içinde değil yaşam şeklini dengeli ve düzenli bir beslenme sistemine sokamayan ne yediğinin farkında olmayan herkes için kaçınılmaz bir tehlikedir. Ne yediğimizin önemini bir başka çarpıcı süreç gözler önüne seriyor. Yediğimiz andan itibaren gıdaların vücutta geçirdiği süre! Yiyeceklerin sağlıklı bir şekilde transferi vücudumuzda 24 saatten azdır.
KARBONHİDRATLARIN ETKİSİ
Zararlı gıdalara bir de sindirimi zorlaştırma özelliği eklenince süre uzamakta besinlerin vücudumuza girdikten sonra dışarı atılana kadar geçirdiği uzun süre de zararlı bakterilerin artması probiyotiklerin ölmesi, toksinlerin oluşması ve dokuları zehirlemesi için oldukça fazla zaman kalmaktadır. Aynı zamanda araştırmalar göstermiştir ki; diyet sırasında artırılmış karbonhidratın genel kullanımı ve lif eksikliği bağırsaklardaki transfer zamanını artırmakta ve kolonda kangren işleminin gerçekleşmesi için uyarmaktadır.
Başta belirttiğimiz şikayetler, bir çok insanın ortak şikayetidir. Bu şikayetlerin ortadan kaldırılmasında toksinlerden arınmak, bağırsak temziliğiniz ve beslenme şekliniz belirleyicidir. Bilinmelidir ki, iki veya daha fazla toksin bir araya geldiğinde daha güçlü bir etkiye sahip olup sağlığımızı bozmaktadır.
GÖZLE GÖRÜLMEZLER
Hücrelerimize zarar veren toksinler gözle görülemezler, vücuda girdikleri zaman hücre düzeyinde parçalanırlar. Bu olay yavaş yavaş gün be gün ve senelerce sürmekte ve gerçek hastalık ortaya çıkana kadar bizim bu olaydan haberimiz olmamaktadır. Toksisiteden kaynaklanan hastalıklar kimyasalların kan ile vücuda yayılması ile meydana gelir.
DETOKS NEDİR?
Bunu önlemek için toksinleri vücuttan uzaklaştırmak gerekmektedir. Buna DETOKS denir. Detoks yeni bir iyileşme yöntemi yada hafta sonu uygulanacak 2 günlük bir program değildir. Detoks hücrelerin normal çalışmalarına engel olan toksinlerin vücuttan atılmasını sağlayan bir yöntemdir. Aynı zamanda hücreler aktivitelerini maksimize edecek beslenme desteğini de alırlar.
FİTİL OZON TERAPİ
Kolon, bir kere temizlendi mi toksinlerden, atıklardan tamamen arınması gerekmektedir. Ozon bu iş için kullanılmaktadır ve tedavi için ozon oksijen içinde seyreltilmektedir. Sıvı rektumdan verilir ve kolon temizlemek için kolona ulaşır. Ozon oksijenden türetilen bir enfeksiyon önleyicidir ve ikinci bir etkisi yoktur.
Bakteriler, virüsler, mantarlar ve antiparazit faaliyetleri tarafından meydana gelen kolik çevreyi temizler: aynı zamanda toksinleri nötralize eder, mukozada meydana gelen hasarları onarır, kolik spazmı zayıflatır. Kolik mukozadan girerek, bir kısım ozon da kan yolu ile girerek karaciğere ulaşır ve önemli işler yapar; zehirlerden arınma ve yeniden güçlenme gibi.
KİMLERE KOLON HİDROTERAPİ UYGULANIR?
Başta bağırsak şikayetleri olan ve yoğun iş hayatı olanlar olmak üzere, stresli ortamlarda çalışanlar düzensiz yaşam şekli, dengesiz beslenme alışkanlığı olanlarda, beslenme sisteminde ağırlıklı rafine gıdalar bulunanlarla, sigara içen ve alkol kullananlarda halsizlik, motivasyon eksikliği, hazımsızlık ve kilo sorunu yaşayanlarda uygulanması tavsiye edilmektedir.
SORUNLARI DA ÇÖZÜYOR
Fitil ozon detoks tedavisinin aynı zamanda deri ve migren sorunu üzerinde olumlu etkileri vardır. Bu uygulama estetik terapi için uygulanır, bağırsak hijyen açısından kronik veya akut deri problemlerine yol açabilir, örneğin; psöriazis, egzama, akne. Bu problemler kolon terapi ile iyileşme kaydetmektedir.
MİGRENE ETKİSİ
Bir yandan bele yapılan rahatlama ile migrenin kas gerilimi azalır. Bir yandan da toksin eliminasyonu migreni ortadan kaldırırken Fitil Ozon Detoks Tedavisi; sinir sistemi, kardiovasküler sistem ve bağışıklık sistemini korunmaktadır.
BUGÜN