Sabiha Gökçen Havalimanı?nda kendisine ait uçak park alanı, soğuk hava deposu, terminali ve otoparkına kadar her türlü alanı bulunan bölümün meydan inşa edilirken Savunma Sanayi Müsteşarlığı tarafından yapıldığı öğrenildi. Özellikle soğuk hava deposu sayesinde savaş durumunda ilaç sevkiyatının düşünülerek hareket edildiği belirtiliyor. Ancak Sabiha Gökçen Havaalanı açıldıktan kısa süre sonra Hava Kuvvetleri komutanlığı bu bölümü kullanmayacağını bildirdi. Bunun üzerine de dev tesis atıl kalmaması için uzun süre Yurt İçi Kargo şirketine kiralandı. Kira sözleşmesinin bitmesinden sonra ise şu anda meydanı işleten LİMAK firması tarafından kullanılıyor.
Dünyada yaşanan krize rağmen sivil hava trafiği bakımından en büyük artış gösteren ülkeler arasında yer alan Türkiye?de sivil havacılık Atatürk Havalimanı?nın kapasitesiyle sınırlı kaldı. Türkiye?nin sivil havacılıktaki dinamosu olan Atatürk Havalimanı?nın gelişebilmesi ise sadece buradaki Hava Kuvvetleri tesislerinin taşınmasıyla mümkün olabilecek. Böylece havalimanındaki uçak park sayısı iki katına çıkabilecek. Şu anda Atatürk Havalimanı?na gelmek isteyen uçaklara slot adı verilen tahdit uygulanıyor ve trafik düzenlenerek her isteyen şirketin buraya uçması kapasite darlığı nedeniyle engelleniyor.
Atatürk Havalimanı yetkilileri meydanın kapasitesi üzerinde çalıştığını ve hava trafiği, park alanı, taksi yolu kapasitesi, terminal kapasitesi, çevre yolları kapasitesi ve otopark kapasitesi gibi bölümlerden oluşan havalimanının en zayıf halkasının kapasiteyi belirlediğini söylüyorlar. Bu bölümler içerisinde de şu anda en zayıf halka olarak alan darlığı nedeniyle park sahası ve hava trafiği gösteriliyor.
Meydan stratejik mi?
Atatürk Havalimanı?nın ülkemiz savunması bakımından stratejik öneme sahip olup olmadığı sorusu ise geliştirilen formülle cevap buluyor. Havalimanının asıl yoğunluğu buradaki hava müdahale sistemine entegre jetlerin koruganları değil, daha çok buradaki lojmanların bulunduğu alan olarak gösteriliyor. Oysa projelere göre bu bölümde hava savunma sistemleri kalsa bile açılacak alan sayesinde meydanın Yeşilköy tarafına yeni terminaller yapmak ve dünyadaki örneklerinde olduğu gibi terminalleri gidilecek kıtalara göre veya iç-dış hatlar olarak ayırabilmek mümkün olacak.
Büyüklük yeterli mi?
Sabiha Gökçen Havalimanı?nın bu kapasiteyi kaldırıp kaldırmayacağı sorusu ise iki meydanın alan büyüklüğü karşılaştırıldığında ortaya çıkıyor. Sabiha Gökçen için ayrılmış alanın Atatürk Havalimanı?ndan daha büyük olması ise ilk başta şaşırtıcı gözükerek bu taşınmanın mümkün olabileceğine işaret ediyor.
Çorlu olmaz mı?
Bu arada taşınmanın Çorlu meydanına da olabileceği ancak stratejik personelin İstanbul dışı sayılabilecek bir bölgede konuşlanmasının sakıncaları olabileceği belirtiliyor.