Avrupa terörü nasıl yendi?

 
Yargıtay eski Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk, Avrupa'nın, üniversiteler tarafından hazırlanan raporlar doğrultusunda terörü yendiğini söyledi.

Atatürk Üniversitesi'nin yeni akademik yılı açılışına davetli olarak gelen Sami Selçuk, 'Türkiye'de demokrasi' konulu konuşmasında, Türkiye'de üniversite sayısının artmasını olumlu karşıladığını belirtti.

Selçuk, üniversitelerde çağdaş, özgürlükçü ve kendini sorgulamasını bilen gençlerin yetiştirilmesi gerektiğini vurguladı.

Selçuk, küresel krizlerle çalkalanan dünyada herkesin bir şey söylediğini ancak önemli olanın bilimsel çözüm üretmek olduğunu ifade etti.

Selçuk, 'Bizden önce Avrupa ülkelerinde terör vardı. Fransa, İtalya, Almanya ve İngiltere bunların başında geliyordu. Bu ülkeler terörü üniversitelerin hazırladığı bilimsel raporlar doğrultusunda ortadan kaldırdı. Bizim üniversitelerin terör konusunda hazırladığı bilimsel bir raporu şu ana kadar ben görmedim.' dedi.

Selçuk, kendisinin de bir ceza hukukçusu olduğunu hatırlatarak, terörü önlemede hukukçulara da büyük görevler düştüğünü kaydetti.

Bu konuda ciddi eksiklikler olduğunun altını çizen Selçuk, sözlerine şöyle devam etti: 'Bugün hâlâ öğrencisine 'gerekçeli kararlar önemli değil' diyebilen hukuk hocalarını gördükçe, hukukçuluğumdan utanıyorum. Türkiye'de hukuk katliamının nasıl yaşandığını çok yakın tarihte cumhurbaşkanlığı seçimlerinde gördük. 68 kuşağı olarak bizler, şanssız süreçler yaşadık. Eşitliğin sadece yasaklarda olduğu sloganları ile büyüdük. Demokrasinin,; karşındakine güven rejimi olduğunu bir türlü anlayamadık. Bunun içindir ki bizden çok sonra demokrasi ile tanışan ülkeler bizi gelip geçti. Bizim demokrasimiz hâlâ nefes darlığı çekmeye devam ediyor.'

Türkiye de uzlaşma kültürünün oturmadığına da vurgu yapan Sami Selçuk, 'Toplum olarak kendimizi sorgulamasını bilmiyoruz. Eleştirilerimiz bile önce sövüşmeye sonra da dövüşmeye kadar gidiyor.' ifadelerini kullandı.

Yasaların insanlar için yapıldığını, yasa yapmanın kolay bir iş olmadığını kaydeden, 'Avrupa yasalarını hazırlarken, onlarca yıl emek vermiştir. Bu çalışma temposuna dayanamayıp yaşamını yitiren çok sayıda hukukçu tanıyorum. Bizde ise yasalar 58 oturumda çıkarılıyor. Bunu hayretle karşılıyorum. Yasalarımızda ciddi hukuki boşluklar yer almaktadır. Bu hukuki boşluklardan dolayı da bağnazlıklar, çatışmalar ülkemizden bir türlü eksik olmuyor. Avrupa'dan aldığımız hazır yasaları bile Avrupalı gibi işletmesini beceremedik. Şimdi adamlar 'yasalarımızı yozlaştırdınız' diye bizi her gördüklerinde tepki gösteriyor. İşte bu nedenle 60 yıldır konuşmalarımda Türkiye'nin demokrasi gerçeğini anlatmaya çalışıyorum. Bazen de kendi kendime isyan ediyorum. Teknolojinin dili ile ilimi buluşturamadığımızdan dünyada trafik kazalarında birinci geliyoruz. 40 yılda 24 parti kapatan bir ülkeyiz. Özgürlükleri kısıtladığımız için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde en fazla dosyası bulunan ülke yine biziz.' şeklinde konuştu.

70 milyonluk Türkiye'ye bunları yakıştıramadığının altını çizen Selçuk, çözüm olarak Türkiye'nin vakit geçirmeden 1982 Anayasası'ndan acilen kurtulması, Seçim Anayasası'nı da değiştirmesi gerektiğini söyledi.

Toplumun hızlı bir şekilde yerleşik kültüre geçmesi gerektiğini de savunan Selçuk, sözlerini şöyle tamamladı: 'Gerçek tarihi batılı tarihçilerden değil, kendi tarihçilerimizden öğrenmeliyiz. Okullarımızda öz Türkçe'mizi katletmeden kullanabilmeliyiz. Hissiyatı bir kenara bırakıp akılcı hareket etmediğimiz takdirde, devleti baba görmeye devam ederiz. Baba devlet de canı sıkıldıkça bizi terbiye etmek için sık sık kulağımızı çekecek, dövecek ve o zaman biz de buna ses çıkarmayacağız.'