MHP, ekonomide karamsar tablo çizdi

MHP Genel Sekreter Yardımcısı ve Denizli milletvekili Emin Haluk Ayhan, ABD'de finans sektörünü kurtarmak amacıyla hazırlanan 700 milyar dolarlık paketin, krizi durdurmaya ve reel sektöre yansımasına engel olmaya yetmeyeceğini ileri sürdü.

Ayhan, ABD'de patlak veren, büyük banka ve malî kurumların iflası, binlerce insanı işsiz kalmasıyla sonuçlanan küresel krizin, etkilerini kısa sürede reel sektörde de hissettireceğini söyledi.

Yavaşlayan Avrupa Birliği (AB) ekonomilerinin 2009'da küçülme sürecine girebileceği beklentisinin hakim olduğunu ifade eden MHP Genel Sekreter Yardımcısı Ayhan, 'Gelişmiş ülke ekonomilerinden yayılan küresel kriz, daralan malî piyasalarda ülkemizin dış finansman imkanlarını kısıtlayacak bir gelişmedir. Uluslararası sermayenin daha seçici hale gelmesine yol açacaktır. Zaten son dönemde azalan doğrudan yabancı yatırımların daha da gerilemesi neticesini doğuracaktır.' dedi. Dış finansman ve yatırım imkanlarının kısıtlanmasının, yüksek cari açığın finansmanını her geçen gün daha da zor, hattâ imkansız hale getireceğini iddia eden Ayhan, 'Buna iç ve dış pazarlardaki talep daralması ve durgunluğu, hattâ enflasyonist baskıları da eklersek, krize yüksek cari açıkla yakalanan bizim gibi ülkelerin problemleri daha yeni başlamaktadır. Enflasyon, cari açık ve faizlerin daha da yükseldiği, buna mukabil ekonomik büyümenin yavaşladığı bir döneme girilmesi kaçınılmaz olacaktır.' şeklinde konuştu.

Türkiye'nin böyle bir konjonktüre iktisadi olarak en uygunsuz, en kırılgan pozisyonda yakalandığını savunan Emin Haluk Ayhan, 'Cari açığın zaten rekor seviyede bulunduğu, faizlerin enflasyonu yükselmekte olduğu ve ekonomik büyümenin son 25 çeyreğin en düşük seviyesinde bulunduğu bir dönemde küresel krize yakalandık. Bütün bunlar olurken Türkiye ekonomisini yöneten kadro, tam bir dağınıklık ve vurdumduymazlık içinde kafasını kuma gömmekle meşguldür. Ekonomiyle ilgili bakanlar ayrı telden çalmakta, herkes kendi sorumlu olduğu alanla ilgili kesimleri memnun edecek konuşmalar yapmakta fakat kesinlikle ekonomiye makro ölçekte bakılamamakta ve bunun için eşgüdüm kurulamamaktadır.' dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın krizle ilgili açıklamalarının iyi niyetli bir temenni olmaktan öteye gidemediğini öne süren Ayhan, şunları kaydetti: 'Gelinen noktada iş dünyası heyecanını kaybetmiş, yatırımlar durma noktasına gelmiş, hane halkı ve iş âlemindeki tedirginlik had safhaya ulaşmıştır. Bugün IMF patentli ve AKP'nin sadakatle bağlı olduğu dalgalı kur ve enflasyon hedeflemesi politikalarının bedelini, hem halkımız hem de özel sektörümüz fazlasıyla ödemeye başladı. Neoliberal ekonomi politikalarının sorgulandığı ABD'de bankaların kamulaştırıldığı bir ortamda krizi kapıda bekleyen Türkiye, hiçbir tedbir almıyor. Hükümet, geçen temmuz ayından bu yana hiçbir şey yapmadı. Türkiye'nin 2005'te görevini tamamlamış bir makro programla yola devam etmekte ısrar etmesi, mevcut küresel kriz ortamında intiharla aynı anlama gelir. Üretici kesime destek ve heyecan verecek yeni bir makro program oluşturulmadan, mevcut finans krizinin fırsata dönüştürülmesi ise bir hayalden öteye geçemeyecektir.'