Türkiye'yi sarsan işadamı Üzeyir Garih cinayeti ile Ergenekon terör örgütü arasında ilginç bağlantılar ortaya çıktı.
Cinayette kullanılan bıçağa ilişkin kayıp dosyalar, Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Adli Tıp Farmakoloji uzmanı Doç. Dr. Ümit Sayın'ın bürosunda çıktı. Üzerinde 'Hayruş Mert' yazısı bulunan ve bugüne kadar cinayet soruşturmasında hiç ortaya çıkmayan bıçakla ilgili olarak yeni bilgiler edinilirse, Garih cinayetiyle ilgili büyük sır perdesi aralanacak.
Alarko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Üzeyir Garih, 25 Ağustos 2001'de Eyüp'te Müslüman mezarlığını ziyareti sırasında Yener Yermez adlı bir kişi tarafından 11 bıçak darbesiyle öldürüldü. Yermez tutuklandı ancak, Garih cinayetinde çeşitli senaryolar ortaya atıldı.
'BAZI GÜÇLER BENİ TEHDİT ETTİ'
Zanlı Yener Yermez de, cinayeti, bazı 'güçler' tarafından tehdit edildiği için işlemek zorunda kaldığını iddia etti. Yermez'in avukatı Mustafa Yalçınkaya, müvekkilinin olayı kimlerin kendisinin üstüne yüklediğini açıklayamadığını, cinayetin birden fazla faille işlendiğini ve olayda ikinci bir kesici alet bulunduğunun Adli Tıp Kurumu tarafından açıklandığını iddia etti. 20 Eylül 2002 tarihli duruşmada ifade veren Yermez ise ?Bu cinayet böyle muamma olarak gidecek. Son sözüm bu....? dedi. Mahkeme, Yermez'i ömür boyu hapse mahkum etti. Mahkemeye göre cinayet, gasp ve adam öldürmeye yönelik bir saldırıydı ve örgütsel bir yönü yoktu.
Cinayetten yıllar sonra Ergenekon tutuklusu Doç. Dr. Ümit Sayın'ın Adli Tıp Kurumu 404 numaralı odasından Garih cinayetiyle ilgili bazı belgeler ile cinayet şeması çıktı. Garih cinayetinde delillerin karartılmış olabileceğini düşünen Ergenekon savcıları, Sayın'dan çıkan belgelerle Asayiş Şube Müdürlüğü'nün arşivindeki belgeleri karşılaştırmak istedi. Savcıların istediği belgeleri gönderen Terörle Mücadele Şube Müdürü Selim Kutkan, Ümit Sayın'ın Adli Tıp Enstitüsü'ndeki odasında yapılan aramada Garih cinayetiyle ilgili evrakların Asayiş Şube'den istendiğini, toplam 63 adet belgeden 118, 140 ve 154 sayılı üç belgenin dosyasında olmadığını bildirdi.
Emniyette olmayan 118 nolu belgede 'Adli Tıp Kurumu Başkanlığı İhtisas Dairesi'nin düzenlemiş olduğu bir rapor bulunuyordu. Belgeye göre cinayette kullanıldığı iddia edilen bıçağın biyolojik incelemesi yapılmıştı. Raporda, 'Kesici ve batıcı namluya sahip, namlu sol kısmında 'Hayruş Mert', kabza sol tarafında da 'Mert' yazılıydı. Aynı şekilde '140' numaralı belgede de bıçağın 'kan analiz' raporu yer alıyordu. Bu raporda da 'Şüpheli Yermez'in yer göstermesi neticesinde üzerinde 'Hayruş Mert' ibaresi bulunan bıçak topraktan alınmıştır. Toprağın içinde ise herhangi bir kan numunesi izine rastlanmamıştır. Ancak bıçağın daha sonra yapılan incelemesinde sapın 2 santimetre içinde kan numunesine rastlanmış, numunenin Garih'in kanıyla uyum gösterdiği belirlenmiştir? denildi.
3 ADLİ TIPÇI'YA GÖZALTI
154. numaralı evrakta ise bu kez suç delili bir kanlı bir çuvalın kan analizinin raporu bulunuyordu. Raporun sonucunda çuvaldaki kan izlerinin Garih'in kanıyla uyum gösterdiği belirtildi. Eğer bu üç evrakta yer alan belgeler incelenseydi belki Garih cinayetinde büyük bir sır perdesi aralanmış olacaktı. Bu arada, Ergenekon soruşturmasının 9'uncu dalgasında gözaltına alınan üç Adli Tıp uzmanının da, Garih cinayetinde delillerin karartıldığı gerekçesiyle gözaltına alındığı iddia edildi.
7 yıldan beri cevap bekleyen sorular
Aradan 7 yıl geçmesine rağmen cinayetteki karanlık noktalar, aydınlatılamadı. İddiaya göre, cinayetin bir kişi tarafından değil en az iki kişi tarafından işlenildiği yönünde kuvvetli deliller mevcuttu. Garih'in vücudunda tespit edilen 11 bıçak darbesinin sağ ve soldan çok farklı açılardan yaklaşılarak vurulması, sağ kulak arkasındaki yaranın bıçakla yapılması, cinayetin birden çok kişi tarafından işlendiğini ortaya koyan delillerdi. Garih'in tırnak DNA'sının alınmaması ve Yermez'in kavgadan 20 dakika sonra bıçak alıp gelerek Garih'i öldürmesi hiç mantıklı değildi. Garih'in 50 bin dolarlık Rolex saatine dokunulmaması ve cüzdanına el sürülmemesi cinayetin para için işlendiği yönündeki mahkeme kararı ile çelişiyordu.
Kan var, parmak izi yok
Garih cinayetinde kaç bıçak kullanıldığı da bir türlü tespit edilemedi. Adli Tıp Kurumu'na cinayetin hangi bıçakla işlendiğini tespit edebilmek için 5 ayrı bıçak gönderildi. Fakat cinayetin hangi bıçakla işlendiğinin belirlenemeyeceği yönünde cevap geldi. Suç aleti olarak ele geçirilen bıçak üzerinde Garih'in kanı bulundu ama katil zanlısı Yermez'e ait hiçbir parmak izi belirlenemedi. Olayın ardından yüzlerce polisin Eyüp Mezarlığı'nda ileri teknoloji ile çalışan dedektörlerle yaptığı aramada ele geçirilemeyen bıçak, nasıl olduysa günler sonra olay yerine 20 metre mesafede bulundu. Suç aleti bıçağı satan satıcının, Yermez'i tanımaması dikkate alınmadı.