Dünkü yazısında, Bebek'te yemek yiyen yazarları Ahmet Hakan Coşkun ve Yalçın Doğan'ın, Suna Vidinli tarafından dinlendiğini söyleyip, Vidinli'ye ağız dolusu hakaretler eden Ertuğrul Özkök'ün, geçtiğimiz yıl dinlediği yan masayı köşesinde yazdığı ortaya çıktı.
Zaman gazetesi yazarı Nedim Hazar bugünkü, 'Yan masa(l)!' başlıklı yazısında ilginç ayıntıyı gündeme getirdi.
Suna Vidinli'ye, 'Uzun Kulaklı' diyen ve ' Ahlaksız deseniz yanında melek kalacak... Terbiyesiz deseniz, hafifletici neden sanacak...' şeklinde aşağılayıcı ifadeler kullanan Özkök, kendi uzun kulaklarını es geçti.
2 Eylül 2007'de kaleme alldığı 'Ben de sonradan görmeyim' başlıklı yazısında, Güzel bir Akdeniz akşamı yan masada konuşulanları dinlediğini yazan Ertuğrul Özköke o masada neler konuşulduğunu da köşesine taşımış...
Özkök'ün tutarsızlığı, dün Suna Vidinli'ye ağır hakaretlerde bulunduğu yazısını ve 1 yıl önce kendi kulaklarının nasıl uzadığını ballanadıra ballandıra anlattığı yazıdaki ilgili bölümleri alt alta koyunca bakın nasıl belli oluyor...
SONRADAN GÖRME ÖZKÖK
2 Eylül 2007 - Ben sonradan Görmeyim
'Bundan bir ay kadar önceydi. Güzel bir Akdeniz akşamını yaşıyordum. Her şey dozundaydı. Ay ne tam dolunay, müzik ne gümbür gümbür, ben ne bir uçtayım, ne ötekinde. İçimdeki şeytan bile beni terk etmiş, hınzırlık derseniz teneffüse çıkmış. Yedi sekiz kişilik bir masadayız. Dışarıda 6-7 şiddetinde deniz var, ama ruhum öyle bir limana sığınmış ki, sanki bir göldeyim. İçimde hiçbir fırtınanın eseri yok. Anlayacağınız tam Ülkü Tamer kıvamındayım: 'İçime çektiğim hava değil, gökyüzüdür.'
Öyle bir sessizlikte, tabiatıyla yan masadan gelen sesleri de alıyorum. Orada güzel bir kadın konuşuyor.
Kimden söz edilse, aynı cevap: 'Şekerim o sonradan görmedir.' İşte o an nedense aklıma kırmızı Mustang geliyor.
Ve aniden kalkıp teklifsizce yan masaya, kadının tam karşısına oturup sakin bir ifadeyle konuşmaya başlıyorum:
'Hanımefendi, istemeyerek kulak misafiri oldum. Size bir itirafta bulunmak istiyorum.' Hayretle yüzüme bakarken devam ediyorum: 'Ben de sonradan görmeyim...'
TERBİYESİZDEN DAHA DA AŞAĞI; VİDİNLİ
19 Eylül 2008 - Yan masa da düştü
'Yan masadan uzanmış bir kulağın, hayatımızdan neler götürdüğünü hiç düşündünüz mü? Düşünün, Boğaz'ın kıyısında bir balıkçı restoranındasınız... Karşınızda sevdiğiniz bir arkadaşınız... İstediğiniz gibi konuşuyorsunuz. Kral sizsiniz. Tebaa da sizsiniz... Karşınızda güvendiğiniz bir arkadaşınız, konuşuyorsunuz. Oysa nasıl da aldanmışsınız. Yan masada vahşi bir predator, uzun kulağını size dikmiş... Dikmiş de ne kelime, masanızın ortasına edepsizce sermiş, sizi dikizliyor, röntgenliyor. Ahlaksız deseniz yanında melek kalacak... Terbiyesiz deseniz, hafifletici neden sanacak...' Manzaranın garabeti dikkatinizi çekiyor değil mi? Hele bir de olayın kahramanı bir 'fonda martı' arkadaşımız var ki o tam evlere şenlik. Kılık değiştirip bilmem ne toplantısına sızan, sonra bunu köşesinde ballandıra ballandıra anlatan. Yazı hayatının yarısından fazlası abuk sabuk gizli ilişkilerin faşı ve kişisel itiraflar olan birinin bu durumdan rahatsız olup öfkeden delirmesinin mantığını biraz önce yukarıda izah ettiğim nedenden başka ne ile izah edebilirsiniz?'
(Haber 7)