Erdoğan ''Onun için bundan sonra ben de diyorum ki partinin mensupları olarak yalan yanlış bu haberleri yapan medyaya karşı sizler de kampanyanızı başlatın, sürdürün ve bu gazeteleri evinize sokmayın. Almayın'' dedi.
Başbakan Erdoğan, partisinin Ankara İl Teşkilatının Bilkent Otel'deki iftar yemeğine katıldı.
Başbakan Erdoğan, yemekte yaptığı konuşmada, bugün Avrupa Parlamentosundan kendisini ziyarete gelen konuklara, 2007 yılı sonuna kadar Güneydoğu ve Doğu Anadolu'ya 7,5 milyar dolarlık yatırım yaptıklarını bu yatırımın önümüzdeki dönemde çeşitli projelerle 25 milyarlık yatırım süreciyle devam edeceğini anlattığını belirterek, konuklarının görüşmeden, 'Bize duymadıklarımızı duyurdunuz' sözleriyle ayrıldıklarını anlattı.
''Avrupalı bunu bilmiyor da benim ülkemdeki bunu biliyor mu? Benim ülkemin insanları da birçok gerçekleri bilmiyor'' diye konuşan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bunlar bilinmiyor. Çünkü bu olanlar bitenler duyurulması gereken organlar tarafından duyurulmuyor ki, duyurulduğu anda bunun nereye yazılacağı biliniyor. Biz neyin ne kadar tesirli olduğunu biliyoruz. Onun için teşkilat, teşkilat, teşkilat... Ben teşkilatıma güveniyorum. Yazılı-görsel medya ne yazarsa yazsın. Yeter ki şu örgütlenmiş teşkilatım gece gündüz şu ana kadar verdiği mücadelesini versin, çalışmasını yapsın. Biz, bu yüzde 47'nin üzerine rahatlıkla çıkarız. Çünkü bizler, barış elçileri olarak dolaşacağız. Kadın kollarımızın mensupları erzaklarla gidiyor. Yazıyorlar, 'bak yine erzak dağıtıyorlar.' Ramazan ayındayız tabii dağıtacağız, hayır sahipleri çok, yeter ki siz onları arayın, bulun. Herkes bir şeyler dağıtır. Yeter ki siz de bunun aracısı olun, ama senin öyle bir derdin yok. CHP, MHP sen de dağıt. Yok mu sizin içinizde de böyle hayır sahipleri. İmkanı olanlar, verebilecek olanlar yok mu. Dağıtın niye yapmıyorsunuz bu işleri?''
Başbakan Erdoğan, ''Bu işler dert ister. Dertli olacaksın, çile insanı olacaksın'' diyerek şunları kaydetti:
''Ama biz her seçim sonrasında şunları duymaya alıştık; 'Her seçmene birer Cumhuriyet Altını dağıtıyorlar kardeşim.' Düşünebiliyor musunuz? 16 milyon 500 bin Cumhuriyet altını dağıtmışız. Bunlar hesap da bilmiyor. Bugün bir tane maalesef moderatör, ki kendisine saygım da olan bir arkadaş, beni sağ olsun 'dolar milyarderi' ifadesiyle suçluyor. Yazıklar olsun. Ya sen hesap bilmiyorsun ya sen hiç kitap okumadın. Dolar milyarderi ne demek. Ayıptır insan utanır, sıkılır, ama bunlar da böyle bir şey yok. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na bu yakıştırmayı yapacak, ondan sonra da bunlara cevap verdiğin zaman da, 'niye bunları muhatap alıyorsun Sayın Başbakanım?' diyecekler, ama nasıl demeyiz, gerçi sağ olsun Dengir kardeşim gereken cevabını, ağzının payını verdi, payladı, o ayrı mesele. CHP zihniyeti de bu işte. Hep böyle. Ondan sonra 'Bu hesap nasıl bir hesap çıkar bakalım?' dediğin zaman hesabı çıkaramıyorlar. Bakıyorsun milyonlarca dolarlar Türkiye'ye geliyor. Başbakanlığa geliyor. Nerede, nasıl geliyor bu? Banka yoluyla mı bavullarla mı geliyor, nasıl geliyor söyle bakalım? En ufak bir ispatın yok. Ondan sonra geri vitese takıyor, ondan sonra da diyor ki, 'E orada bir yanlışlık oldu' ama birisi onu derken, bir başkası başkasını diyor. Bu ülkede medya güvenilirliğini yitirmiştir, kendini bitirmiştir. Onun için, bundan sonra ben de diyorum ki, partinin mensupları olarak yalan yanlış bu haberleri yapan medyaya karşı sizler de kampanyanızı başlatın, sürdürün ve bu gazeteleri evinize sokmayın almayın. Bu kadar açık konuşuyorum. Siz mi bize karşı yalan bu tür yalan yanlış kampanyaları yapıyorsunuz? Tamam, biz de en doğal, en tabii olan hakkımızı kullanıyoruz, size karşı bu kampanyayı başlatıyoruz, almıyoruz. Hangi dilden anlarsanız o dilden konuşacağız ve biz bu ülkede bu hizmetleri canla başla sürdürürken bir de sizle mi uğraşacağız ya. İşimiz gücümüz var arkadaş.''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, muhalefeti eleştirerek, ''Eleştiri yerine iftira atılıyor, kara çalınıyor, gelecek projeleriyle yapılamayanlar yalanlarla yapılmaya çalışılıyorsa buna itirazımız olur''
AK Parti Ankara İl Teşkilatınca Bilkent Otel'de düzenlenen iftar yemeğine Başbakan Erdoğan'ın yanısıra Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok, AK Partili milletvekilleri de katıldı.
Başbakan Erdoğan yemekte yaptığı konuşmaya, ramazan ayı dolayısıyla böyle bir yemekte bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek başladı.
Ramazan ayında her yerde en güzel hasletlerin zirveye çıktığını belirten Erdoğan, bu ayda tüm kentlerin, ilçelerin çok daha samimi bir şekilde birbirleriyle ilgilendiğini kaydetti.
İnsanlar arasındaki mesafelerin daraldığına işaret eden Erdoğan, kendilerinin de toplumun mutluluğu ile mutlu olduğunu söyledi.
Siyasetlerinin ve yönetim anlayışlarının temelinde insan olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, ''Her zaman söylüyoruz ya Şeyh Edebali'nin ifadesiyle, 'insanı yücelt ki devlet yücelsin.' Bu milleti sevindiren her gelişme bizi sevindirir. Bu milletin yüreğini burkan her gelişme, bizim yüreğimizi de burkar. Biz milletin derdiyle dertlenmeyenlerden değiliz. Çünkü biz kaderini, menfaatini, istikametini milletten ayrı görenlerden değiliz'' diye konuştu. AK Parti siyasetinin milletin siyaseti, millet iradesinin tezahürü olduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan şunları söyledi:
''Bu ülke istikrarını kazandığında, sıkıntılardan, krizlerden uzaklaşmaya, özgüvenini kazanmaya başladığında, kendi siyasi kifayetsizliği ortaya çıkacak diye bundan rahatsızlık duyanlar yok mu? Var. Bu ülkede milli gelirin artmasından, büyümenin istikrar kazanmasından, enflasyonun düşmesinden mutlu olmayanlar yok mu? Var. Ne yazık ki olabiliyor. Bu ülkede yaşayan insanların gelecek adına kalplerinde taşıdığı umuttan nasibini alamayanlar da olabiliyor. Bunu söylerken, siyasi rakiplerimizin bizim yaptığımız her şeyi onaylamalarını, bizi eleştirmekten geri durmalarını beklediğimi söylemiyorum. Aksine tabii olanı bizi eleştirmeleridir. Zaten Türkiye'deki muhalefet anlayışı da budur. 'Yaptığınız şeyler güzel, ama biz muhalefetiz bunu böyle söylemek zorundayız' diye. Bunu ikili görüşmelerimizde zaman zaman söylüyorlar. Fakat haklı olmak, yapıcı olmak şartıyla bunlar söylenmiş olsa öper başımıza koyarız. Her zaman eleştirilere açığız. Bu eleştirilerden yararlanmayı bilecek olgunluğa da AK Parti olarak sahibiz, ama eleştiri yerine iftira atılıyor, kara çalınıyor, gelecek projeleriyle yapılamayanlar yalanlarla yapılmaya çalışılıyorsa buna itirazımız olur.''
''BİZ İŞ YAPIYORUZ, ONLAR DEDİKODU''
Türk siyasetinin bir türlü ortadan kaldırılamayan kötü alışkanlıkları olduğunu ifade eden Erdoğan, neredeyse yarım asırdır siyaset yaptığı halde, hala siyasi mücadelesini fikirlerle, planlarla, projelerle, hedeflerle yürütemeyenler olduğunu kaydetti.
''Bunlar, siyaset minderinin dışına kaçarak, orada güreşmek istiyorlar. Güreş minderde yapılır, burası milletin huzurudur, siyasetin er meydanıdır'' diye konuşan Erdoğan, muhalefeti siyasi fikirleri, geleceğe dönük projeleriyle AK Parti'yle mücadele etmeye çağırdı.
Erdoğan, muhalefetten Türkiye Cumhuriyeti için yapılabilecek bir uygulamaları varsa, bunları gündeme getirmelerini de istedi. Altı yıla yakın zamandır Hükümet'te olduklarını anımsatan Erdoğan, ''Biz iş yapıyoruz, onlar dedikodu'' dedi.
Türkiye'yi istikrara kavuşturan icraatların ortada olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, 2002 Kasımından buyana Türkiye'nin geldiği noktanın rakamlarla, göstergelerle ve daha da önemlisi insanların kanaatleriyle belli olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin istikrarı yakaladığını, aydınlık bir geleceğe adım adım ilerlediğini kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Maalesef, siyaset kurumunun bir gerçeği olmasına rağmen, muhalefet olmayı içine sindiremeyenler kafalarını kuma gömmeye, gerçeğe de sırtlarını dönmeye devam ediyorlar. Bu süre zarfında bu millet onlardan Türkiye'nin meselelerinin çözümüne dair, bir fikir, proje hedef duyamadı. Ben söyleyeyim inanın bundan sonra da duyamayacaklar. Niye? Çünkü bu bir kimlik meselesi. Bunların kimliğinin gereği bu. Bunların kimliğinde bu yok. Hizmet, proje, çözüm üretmek yok. Milletimizin ortak hedefleriyle, ortak akıl oluşturmak yok. El, akıl, duygu birliğiyle çalışıp çabalamak yok. Bu AK Parti'de var. Bu mücadeleye, bu heyecana muhalefetin de projeleriyle, fikirleri ve çözüm önerileriyle katkıda bulunması, bu mücadelenin içinde yer alması gerekmez mi? Biz 'nasıl olur'un peşindeyiz. Onlar 'nasıl olmaz'ın peşinde. Fark bu. Böyle yaparak sadece bize karşı çıkmış olmuyorlar. Bu milletin gelecek hedeflerine atılım heyecanına da karşı çıkmış zarar vermiş oluyorlar.
Burada bir kere daha çağrıda bulunuyorum. Gelin bu ülkenin meselelerinin çözümüne plan ve projelerinizle, kendi hal çarelerinizle katkıda bulunun. Gelin milletin gelecek heyecanına katılın. Bu ülkeye herhangi bir faydanız olursa, biz bunu takdir etmesini de biliriz. Dahası bu millet bu ülkeye hizmet eden herkesi, ayrım yapmadan başının tacı yapar. Yok ille de 'biz yapılanlara kara çalmaya, Hükümet'in hızını kesmek için kampanyalar düzenlemeye devam edeceğiz' diyorsanız, gereken cevabı alacağınızı da iyi bilin.''
Ankara-Samsun kara yolunda yapımı süren Elmadağ rampalarını geçtiğimiz günlerde teftişe gittiğini, çalışmaları yerinde izlediğini ve işçilerle iftar yaptığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, muhalefetin ise başka şeylerle meşgul olduğunu, bu hazzı duyamadığını söyledi.
''AT DENİZE BALIK BİLMEZSE HALİK BİLİR''
Erdoğan, ''Ama önümüzdeki yılın sonunda Ankara'dan Samsun'a bu duble yollardan gelip geçtikleri zaman herhalde kendi içlerinde konuşacaklardır. 'Biz bu adamların aleyhinde çok konuştuk, ama hakikaten bu yolları ne hale getirdiler' diyecekler, ama bize, millete duyurmayacaklar. Önemli değil, büyüklerimiz güzel söylemiş, 'At denize balık bilmezse halik bilir' demiş. Bizim anlayışımız da budur'' diye konuştu.
Türkiye'nin uzun yıllardır çözemediği sorunların kendi hükümetleri döneminde çözülmeye başladığını anlatan Erdoğan, Türkiye'nin imkanlarından, her insanın her şehrin ve her bölgenin yararlanmasını istediklerini ve bunun için çalıştıklarını kaydetti. Doğru şekilde üretilip paylaşıldığı takdirde Türkiye'nin imkanlarının herkese yeteceğini vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin batıdan doğuya bütün şehirlerinin aynı düzeyde kalkındığı gün gerçekten kalkınmış olunacağını ifade etti.
Bu yolda önemli mesafeler katettikleri söyleyen Erdoğan, Türkiye genelinde 53 üniversite kurduklarını anımsattı.
İngiltere'deki Oxford Üniversitesinden bir öğretim üyesinin Hakkari'de yeni açılan üniversiteye rektör olarak gelmeye karar verdiğine dikkati çeken Erdoğan, bu gelişmeler sonucunda ayrımcılıkların ortadan kalktığı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan her gencin omuz omuza olduğu, ekonomik hareketlenmenin yaşandığı bir ortam meydana geleceğini ifade etti.
Bunların barışın temel taşları olduğunu da söyleyen Erdoğan, ''Bugüne kadar gelenler, gidenler niçin bu adımları atamadı? Bunun cevabını soruyorum, ama veremezler, çünkü onların böyle bir derdi yok, böyle bir dertleri olmadı'' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''İki sihirli kelimedir bizi buraya getiren; güven ve istikrar. Bu iki sihirli kelimeye bu ülkede gölge düşürmek istediler ve bu gölge düşürme gayretleri ne yazık ki bizi biraz hırpaladı. Onları ben tarihe havale ediyorum. Tarih onun hesabını soracak'' dedi.
Başbakan Erdoğan, partisinin Ankara İl Teşkilatının Bilkent Otel'deki iftar yemeğinde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin bütün insanlarının bölgesi, kökeni, kültürü, inancı ne olursa olsun kendilerine emanet olduğunu söyledi. Gelecek adına hiçbir endişe taşımadıklarını, Türkiye'nin mutlaka kalkınacağını vurgulayan Erdoğan, bu kalkınmanın her bölgeye yansıyacağını dile getirdi.
Türk Milleti'nin geçmişine yakışan seviyelere mutlaka geleceğini kaydeden Erdoğan, bunun sevgi, kardeşlik, dostluk, kültürel zenginlikler ve insani meziyetlerle, birlik ve beraberlik içerisinde başarılacağına inandığını belirtti.
Önümüzdeki dönemde bu kazanımların insanlara katkıları olacağını ifade eden Erdoğan, bu başarıların tesadüfi değil, devlet-millet el ele hayata geçirilen birikimin sonucu olduğunu anlattı.
Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu ülkenin birikimli kadroları, ekonomik imkanları, büyük potansiyelleri var. Eksik olan istikrar. İki sihirli kelimedir bizi buraya getiren; güven ve istikrar. Bu iki sihirli kelimeyle biz buralara geldik, ama bu iki sihirli kelimeye bu ülkede gölge düşürmek istediler ve bu gölge düşürme gayretleri ne yazık ki bizi biraz hırpaladı. Onları ben tarihe havale ediyorum. Tarih onun hesabını soracak. Çünkü bunlar ülkenin bugününden ve yarınından kayıptır. Çünkü o güven, o istikrar zedelenmemiş olsaydı, biz şu anda çok daha farklı bir noktada olurduk, ama buna rağmen hamdolsun ayaktayız, dimdik ayaktayız.
Bakınız ABD'de neler oluyor. Bütün bu gelişmelere rağmen bizdeki durum çok daha farklı. 2000'li yılların krizleri gerçekten bizi iyi terbiye etmiş. Oradan aldığımız derslerle ve şu anda da AK Parti iktidarının iş başında olmasıyla mali disiplindeki kararlılığımız, yere sağlam basışımız, gerek finans kuruluşlarında gerek bankacılık sektöründe o sıkıntıları bize henüz yaşatmadı.''
''Toplu konut alanında çok önemli bir sigorta tesis ettiklerini'' söyleyen Erdoğan, bugüne kadar 200 bine yakın konutun sahiplerine teslim edildiğini hatırlattı.
Eksikler olmasına rağmen ''işin yürüdüğüne'' dikkati çeken Başbakan Erdoğan, 6 yıla yakın zamanda başarılanların her türlü engelin aşılabileceğinin kanıtı olduğunu ifade etti.
Son 6 yılda gerçekleştirilen ''tarihi reformlar'' sayesinde Türkiye'nin önemli mesafeler katettiğini dile getiren Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin bugün dünyanın 17, Avrupa'nın 6. büyük ekonomisi olduğunu kaydetti. Gayrı Safi Yurt içi Hasılanın, iktidarları döneminde, 3 kat arttığını belirten Erdoğan, kişi başına düşen milli gelirin şu anda yaklaşık 10 bin doların üzerine çıktığını söyledi.
Yatırımların arttığını ve özel sektörün güçlendiğini söyleyen Erdoğan, 2007 yılında 55 bin yeni iş yeri açıldığını belirtti. İhracattaki büyümeye de değinen Erdoğan, ''Artık Türkiye ekonomisi o eski kırılganlığını taşımıyor, ondan kurtuldu. Dünyanın yaşamış olduğu bu büyük ekonomik çalkantılara rağmen bugün ayaklarımızın üzerinde sağlam durabiliyoruz'' dedi.
Erdoğan, 2000'li yılların başında Türkiye'nin birikimi ve kazancının faiz ödemelerine gittiğini hatırlatarak, Bu konuda da önemli adımlar attıklarını ifade etti.
KÖYDES ve BELDES
projelerine de konuşmasında yer veren Başbakan Erdoğan, ''bütün bunların uyanan devin uyanışının işareti olduğunu'' söyledi. Erdoğan, ''AK Parti olarak bu değişimin sancağını taşımanın gurur ve mutluluğunu yaşadık, yaşıyoruz. Demek ki isabetli bir yürüyüş var. Doğru rotada ve doğru istikametteyiz. Ve ülkemizi bugünlerden çok daha güzel günlere, daha aydınlık bir geleceğe taşımakta olan bu rotadan asla sapmayacağız. Güçlü ve müreffeh bir Türkiye'yi içine sindiremeyenleri, milletin mutluluğundan rahatsızlık duyanları da asla sevindirmeyeceğiz'' diye konuştu.
YEREL SEÇİMLER
Başbakan Erdoğan yerel seçimlerin yaklaştığını da anımsatarak, meydanlara çıkıp Türkiye'nin gerçeklerini, büyüyen hedeflerini vatandaşlarla paylaşacaklarını söyledi.
''Türkiye'de belediyecilik denince akla AK Partinin geldiğini'' dile getiren Erdoğan, ''Yapılacak yerel seçimlerde inşallah büyük şehrinden, il, ilçelerine Ankara'mızın kahir ekseriyetini büyük çoğunlukla alarak Başkentin markasının AK Parti olduğunu geleceğe aynen taşıyacağız'' dedi.
''Ankara Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin yaptığı çalışmaların ortada olduğunu'' söyleyen Erdoğan, ''Türkiye'ye hizmet etmek için geceli gündüzlü çalışanlarla laf üretmeyi, kargaşa çıkarmayı seçenlerin farkını en açık şekilde ortaya koyacaklarını'' belirtti.
Bunun çalışarak başarılacağını ifade eden Erdoğan, ''Mesai başlamıştır, kapı kapı dolaşacağız, yapılanları her yerde herkese anlatacağız. Ayrım yapmaksızın anlatacağız. Ben inanıyorum ki seçimlerden yüzü gülerek çıkan yine sizler olacaksınız, partimiz olacak, bizler olacağız'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, iftar yemeğini düzenleyen AK Parti Ankara İl Teşkilatına teşekkür ederek, partililerin gelecek Ramazan bayramını da kutladı.