Seçik, arkadaşları Özen Erdoğan'ın ölümünden ise Sahil Güvenlik botlarını sorumlu tuttu. Bigadiç Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi'nde yönetim kurulu üyesi de olan Mustafa Seçik, ölen Özen Erdoğan ile denize beraber atladıklarını, gemiyi terk eden son 3 kişiden birinin kendisinin diğerinin ise Özen Erdoğan olduğunu, Özen ile içinde can yeleği bulunan kutuya tutunduklarını anlattı. Özen'in yüzme bilmediğini, kendisinin daha iyi yüzdüğünü ve bu sebeple de kutuyu Özen'e bıraktığını söyleyen Mustafa Seçik, 'Sahil Güvenlik olaydan 43 dakika sonra geldi, çok geç kaldı. Hiç arkasına bakmadı, önüne çıkanı aldı, bize 10 metre yaklaştığı halde görmediler. Özen'i kurtarabilirlerdi, ama arkalarına bakmadılar' diye konuştu.
Mustafa Seçik, denizdeki dalgaya rağmen 200 metre yüzerek sahile ulaşıp kurtulduğu o dehşet anlarını şöyle anlattı;
'Kendi arabamlaydım, gemi saat 23.30 sıralarında hareket etti. Gemi önce sağa yattı. Ondan sonra hızlanıp kendini toparladı, düzeltti. Yaklaşık 500-600 metre sonra çok hızlı bir manevra yapıp sağa kırdı, araba da sola yattı. Kesinlikle yükleme hatası, çünkü geminin tabanında hiç araba yoktu. İkincisi, kesinlikle kaptan hatası. Siz bir araba yükler altını boş bırakır birden sağa kırarsanız bütün araba yatar. Denizde gemi kullanıyorsunuz, en cahil adam olsa bunu düşünür. Alt katta asansör bozuktu, o yüzden araçlar orta kat ve üst kattaydı. Alta araba almadılar. Yükleme düzensizliği vardı zaten, ilk kalkışta gemi sağa yattı.
Sahil güvenlik kesinlikle 40 dakikadan önce gelmedi ve görevlerini yapmadılar. Önden insan aldılar, arkada duranların hiçbirine bakmadılar. Arkada 3 kişi kalan bizdik, arkadaşımız onların yüzünden öldü. Arkaya gelip dolaşsaydılar bu olmazdı, dolaştılar ama 10 metreden göremediler bizi, geminin yanına yaklaşmadılar. O römorkların dönüşü olmasaydı gübre fabrikasına kadar çıkardım. Onların dalgası yüzünden 50 metre ileriye gidiyorum, 20 metre geriye geliyordum. Ben can yeleği bulmak için arkadaşımı kutuyla bırakıp mecburdum gitmeye. En son çıkanlardan biriyim, ne bir siren ikazı, ne de başka uyarı yoktu. Arabanın camları kırılmasıydı çıkamazdık. Benden sonra 3-5 arkadaşımız daha vardı, kapıya ulaşamadılar. İlk hamlede ben çıktım, onlara elektrik kablosu attığım halde gelemediler.'
'GEMİCİLER CAN YELEĞİ VERMEDİ'
Gemiden kurtulan bir başka şoför Adnan Kelemençe, diğerlerine göre daha şanslı olduklarını söyledi. Gemicilerin kendilerine can yeleği vermediklerini iddia eden Kelemençe, 'Ben geminin ortasındaydım, salondaydım. Diğer arkadaşlara göre biz daha şanslıydık. Sahil Güvenlik kalabalık olduğumuz için bizim yanımıza geldi, halatları çekerek çıkıp kurtulduk. İnsanların bağırma, çığırmalarını duyduk. Gemicilerden can yelekleri istedik, kendileri ikişer tane taktılar, bize bir tane bile vermediler. Mürettebatın çoğunda iki tane yelek vardı. Bize hiç vermediler, hiç de ikaz etmediler. Kendi kendimizi bu şekilde sağ olarak çıkarabildik' diye konuştu.
Yine, gemiden sağ kurtulan bir başka şoför Muharrem Kaya, 'Ro ro gemisine saat 20.00'de bindim. Evden götürdüğüm yemekle iftarımı açtım. Sonra gelen araçları tek ek almaya başladılar. 22.00 gibi dinlenmek için yatmaya gittim. İçim geçmiş, sonra bir gürültü patırtı koptu. Telaşlandım, kapı açılmadı. Arabam sıkıştı, camı açıp çıktım. Dışarıda diğer araçlar havada uçuşuyordu. Hiçbir taraf gözükmüyor, çabalarımla tutunup güverteye çıktım. 1 metre kaldı arkadaşa ulaşamadım, Ramazan diye bir arkadaş bacaklarını sarkıttı ben bacaklarından tutup kurtuldum, sahile çıktım. Allah kimseye yaşatmasın böyle bir olayı. Bizim köyden 4 kamyon araçtık. Bana göre hata gemicide. Hastanede, gemi personellerinden birisi, 'Neden acele ediyorsunuz kardeşim?' dedi. 'Bizim kaptanın bugün bir telaşesi vardı, milleti de mahvetti' diye konuşmasını duydum' dedi.
İHA