Erhan Çelik yazdı...
Başbakan'ın, Aydın Doğan'a 'Açıkla yoksa açıklarım' dediği şeyin bir mektuptan ibaret olduğunu Erdoğan'ın hafta sonu konuşmasından önce yazdığımda buna itibar etmeyenlerin ağzını bıçak açmıyor şu aralar. Onlara göre Kanal 7'de Ana Haber sunan bir gazetecinin böylesine özel bir bilgiyi başbakanlıktan edinmesi hiç de zor değil.
Hele ki Başbakanlık Sözcüsü, eski bir Kanal 7 çalışanı olan Akif Beki iken... Son altı yılda yalnızca 'bir' kez görüştüğüm Akif Beki ile hafta sonu Tophane'de rastlaştık. Bir muhabbet ortamında bizi buluşturan bu ikinci karşılaşmada yanımızda Doğan Grubu'ndan da bazı köşe yazarları vardı.(Kendileri başbakanlık sözcüsü ile karşılaşmalarını yazana kadar bu isimler şimdilik bende saklı.)
Yazımın kaynağı olarak gösterilen Akif Beki'ye durumu anlatıp, bu sebeple eleştirildiğimi söylediğimde o da çok şaşırdı. Son altı yılda ikinci kez karşılaştığı bana hayret dolu gözlerle baktı. Çünkü ona göre de komik bir iddiaydı bu. Uzun lafın kısası, Başbakan'ın açıklayacağı mektup bilgisi beş gün öncesinden bana, ne başbakanlıktan geldi ne de AKP'den. Gelseydi ziyadesiyle memnun olurdum.
Bir gazetecinin böylesine önemli iki merkezde kaynaklarının olması habercilik açısından çok önemli. Ama benim yok maalesef. 'Hükümete yakın' olarak nitelenen bir televizyon ya da gazetede çalışıyor olmak, insanı illa AKP'li ya da hükümet yanlısı yapmaya da yetmiyor nitekim! Şimdi gelelim Aydın Doğan'ın Başbakan'a yazdığı mektubun ayrıntılarına...
Aydın Doğan, Vatan Gazetesi'ni Alevi cemaatinden bir gruba satmak için pazarlık masasına oturduğunda, görüşmenin yapıldığı salonda yalnızca dört kişi vardı. Ve satış sonuçlanıncaya kadar anlaşmanın duyurulmaması için görüş birliğine varılmıştı. Ancak ben, bu buluşmayı hemen ertesinde yazıp, Vatan Gazetesi'nin Alevi cemaatine satış hazırlığında olduğunu duyurunca, Aydın Bey durumdan rahatsız olup, gazeteye talip olan işadamlarıyla arasına mesafe koydu. Satış da gerçekleşmedi zaten.
Oysa satış bilgisi bana Vatan Gazetesi'ne talip olan işadamlarından gelmemişti. Başbakan'ın söylediği gibi yerin kulağı var. Daha da önemlisi Aydın Bey'in en yakınında ağzında bakla ıslanmayan pek çok kişi mevcut. Doğan Grubu'nun 'Türkiye bizden sorulur' havası içindeki bu yöneticilerinden biri bugünlerde bomba gibi bir iddiayı fısıldıyor sağa sola...
Ona göre Aydın Doğan'ın yazdığı mektubun tümünün açıklanması mümkün değil! Çünkü mektupta ülkenin gizli anayasası olduğu iddia edilen kırmızı kaplı kitaba dair atıflar bulunuyor. Aydın Doğan, aylar öncesinden AKP için kapatma davası açılacağını Başbakan'a bu manidar mektupla bildiriyor ve bazı taleplerinin yerine getirilmesi halinde hükümetle birlikte omuz omuza mücadele edebileceğinin sinyallerini veriyor. Partisine kapatma davası açılacağını ilk kez Aydın Doğan'ın mektubuyla öğrenen Başbakan ise teklifi geri çeviriyor.
Ancak mektupta 'devlet sırrı' mahiyetinde çok gizli bilgilere ilişkin imalar bulunduğundan, Başbakan Aydın Doğan'ın satırlarının tümünü kamuoyuna açıklayamıyor. Ben bu sözleri, Başbakan'ın Aydın Doğan'ın mektubuna değindiği hafta sonu konuşmasından birkaç saat önce duydum.
Başbakan'ın mektuba değinip, içeriğini tam olarak açıklamadığını ve hemen ardından Aydın Doğan'ın Erdoğan'a cevap verirken mektubun yalnızca bir bölümünü kamuoyuyla paylaştığını görünce de dehşete düştüm.
Başbakan'ın açıklayacağım dediği şeyin Aydın Doğan'ın mektubu olduğunu beş gün öncesinden söyleyen Doğan Grubu yöneticisi, şimdi de, mektuplara değinip, açıklanmıyor olmasını kırmızı kaplı kitaba bağlıyordu. Acaba bu iddiası da doğru çıkabilir mi? Cevap basit.
Eğer gerçekten de, ne Başbakan ne de Aydın Bey mektubun tam metnini kamuoyuyla paylaşmazlarsa, o zaman iddia büyük ölçüde doğrulanmış olacak. Bekleyip, göreceğiz!
Bugün
Başbakan?ın açıklayamadığı şey...
Başbakan. Aydın Doğan'ın mektubunun içeriğini açıklayamaz, çünkü...
18 Yıl Önce Güncellendi
2008-09-16 10:47:00
SON VİDEO HABER
Haber Ara