M. Hasan Uncular / TIMETURK
İslam'ı seçeli yıllar oldu. Benim için tam bir felaket olan ilk Ramazanımdan sonra epey zaman geçti. İngilizce İslami kitap bulmak nerdeyse imkânsızdı ve internet de yoktu. İlk Ramazanımda çok hatalar yaptım ve şimdi hatırladığımda içim ürperiyor.
Hiçbir hazırlığım yoktu. Bazı akrabalarım neyi yapıp, neyi yapmamam gerektiğini bildiğimi düşünüyorlardı ama İslam'a yeni geçmiş biri olarak ne yapacağımı bilmiyordum.
Sadece farkına vardığım şey oruç tutmam gerektiği ve bunun gereği olarak aç ve susuz kalmam gerektiğini biliyordum. Çok büyük bir şok yaşıyordum ve çok korkuyordum.
Uzun lafın kısası ilk gün çok karışıktı benim için. Susuzluktan öleceğimi zannettim ve karnım bütün gün boyu guruldadı. İftar vakti geldiğinde bir sürahi suyu alıp kafama diktiğimi hatırlıyorum.
Kendimi çok perişan hissediyordum ve ayın sonunu nasıl getireceğimi bilmiyordum. Sonra yerel bir gazetede Dr. Hamid diye biri tarafından yazılan bir makaleye rastladım. Ramazan'la alakalı çok etkileyici bir makale yazmıştı ve Müslümanların Ramazan boyunca neler yapması gerektiğini anlatıyordu. Çok etkilenmiştim, İngilizce olarak bana rehberlik eden en iyi kaynaktı bu. İkinci günüm birinciden daha da iyiydi.
Dr. Hamid'e çok büyük bir minnettarlık borcum var. Bu insan birkaç yıldır gazeteye yazılar yazan biriydi ve bana İslam'la alakalı çok şey öğretti. Nerdeyse onun gazetede yer alan tüm makalelerinin yer aldığı üç tane defter doldurdum ve bunlar sahip olduğum yegâne eserlerdi. Bulabildiğim diğer tüm kitaplar Arapça idi.
Bir gün gazetedeki yazılarının artık yayınlanmadığını fark ettim. Aylarca boşu boşuna bir şeyler aradım. Neyse ki ondan sonra internet imkânına kavuştum ve İslami kaynaklar artık elimin altındaydı.
Ama her zaman Dr. Hamid'e ne olduğunu merak etmişimdir. Hiç farkında bile olmadan bana öğretmenlik yapan biri oldu o. Kuveyt'ten ayrıldı mı yoksa öldü mü diye hep merak etmişimdir. İnşallah hayatta ve iyidir ve bunu öğrenebilirim.
Onun makalelerinden oluşan o defterlerimi çocuklarıma bırakacağım. Gazete sayfaları artık sararmış ve yapışkanı da artık tam tutmuyor ama içindeki bilgiler hâlâ paha biçilemez.
Geçmişe bir bakıyorum da
Geçmişe söyle bir bakınca, Müslüman olmadan önce İslam'la ilgili daha çok şeyler öğrenmem gerektiğini fark ettim. Tüm kalbimle Şahadet getirmiştim ve her şeyin yerli yerinde olacağını düşünüyordum ama olmadı. İmanımı ve İslam kültürümü arttırmak için çok seyahat ettim. Ve bugün gayet açık ve net bir şekilde ilk Ramazanından daha da iyi Ramazanlar yaşadığımı söyleyebilirim.
Ramazan'ı seviyorum. Gerçekten tam anlamıyla şimdi kalbimde yerini aldı. Öyle bir zaman ki ibadetler artıyor, Allah rızası ve insanlık için işler yapılıyor. Açlık ve susuzluk gibi fiziksel ihtiyaçları Allah'a itaat etmek için bir kenara bırakıyorsunuz.
Ramazan, karşı konulamaz bir iman rüzgârı gibi. Kurtuluş ve Allah rızası için Müslümanların bu kadar çok ve tüm gece boyunca ibadet ettikleri bir başka zaman yok.
Ayrıca, gece yarısı sahura kalkmak yılın en eğlenceli vakti. Güzel ekmek kokuları geliyor ve herkesin evi ışıl ışıl yanıyor, gecenin karanlığında.
Çocuklarım da gecenin bir yarısında kaldırılmaktan memnun. Bu telaştan, curcunadan o kadar memnunlar ki.
Ramazan her yıl ömrümüzde hoş bir esinti. Çok çabuk geçiyor. Tüm kalbinizle merhaba diyorsunuz ve çarçabuk hoşçakal diyorsunuz. Nasıl da çabuk geçiyor. Bir anını bile kaçırmayın. Allah'ı hoşnut edecek ibadetleri sonuna kadar yapın, her anını değerlendirin.
----------------
Sumayyah Meehan 12 yıl önce Müslüman olan Waynesburg Üniversitesi Ceza Hukuku mezunu. Halen üç çocuğu ve Pakistan asıllı eşiyle birlikte Kuveyt'te yaşıyor.
