Günümüzde minderde de icra edilen ata sporunun memleket insanımız için en makbulü çayırda tutulan yağlı güreşlerdir. Bu yıl 647.si gerçekleşen tarihî Kırkpınar yağlı güreşlerinde Ordulu Recep Kara üçüncü kez başpehlivan oldu. Meydanları rakiplerine dar eden Kara'ya, oruç ibadeti vesilesiyle 'nefis' pehlivanıyla olan mücadelesini soruyoruz. Başarılı pehlivan, nefsin sırtını yere getiren en güzel ibadetin oruç olduğunu söylüyor.
Size Ramazan ne ifade ediyor?
Ramazan'ın benim nazarımda çok farklı bir yeri var. Benim en sevdiğim ibadetlerin başında oruç geliyor. Çünkü onda riya ve gösterişin çok aza indiğini görüyorum. İsterse bir insan gizlice yemek yiyip su içebilir ve bundan da kimselerin haberi olmaz. Ancak insanın kendini takip eden bir yaratıcının olduğunu bilmesi, Allah'ın onu her an gördüğünü düşünmesi çok farklı şey. Bu yüzden ayrı bir önem veriyorum oruca.
Oruç tutarken antrenmanların nasıl geçiyor?
Çocukluğumdan bu yana güreşiyorum. Ama her Ramazan orucumu tutuyorum. Haftanın bir günü hariç her gün antrenmanlarımı yapıyorum. O günü de dinlenmeye ayırıyorum. Bu düzenimi Ramazan ayında da devam ettiriyorum. İftardan 2,5 sat önce antrenmana başlıyorum. Daha sonra da iftara gidiyor ve orucumu açıyorum. İftardan sonra da teravihe geçiyorum. Eğer Ramazan ayı, yurtdışındaki müsabakalarıma denk gelirse karşılaşmalara çıktığım gün nadiren istisnası olsa da oruç tutuyorum. Sporcular kendi fiziksel performanslarını bilirler. Ona göre antrenman yapar ve yemek yerler.
Ramazan'a has ziyaret ettiğiniz veya etmek istediğiniz mekanlar var mı? İftarlarda ailenizle veya dostlarınızla buluşabiliyor musunuz, nasıl bir duygu?
Geçenlerde yeni bir çocuğum daha dünyaya geldi. Bu Ramazan onun da ayrı bir sevinci var yüreğimde. Ailemle ve çocuklarımla beraber iftarlarda ve sahurlarda sürekli beraberim. Yaşadığım mekanda birçok pehlivan arkadaş da bulunduğu için iftarları onlarla beraber açtığımız oluyor.
Geçmiş Ramazanları arıyor musunuz, 'Nerede o eski Ramazanlar? diyenlere katılıyor musunuz?
Yaşı kemale ermiş insanların bazen 'eski Ramazanlar' şeklindeki iç çekişlerine biraz hak veriyorum. Çünkü yaklaşan ahir zamanla sadece Ramazan değil hiçbir şey eskisi gibi olmuyor. Bizim kuşak da ilerleyen yıllarda 'eski Ramazanlar' diyerek özlemlerini mutlaka dile getirecektir.
Ramazan'la ilgili hüzün ya da mutluluk veren unutamadığınız bir hatıranız var mı?
2004 yılında Tarsus'ta yağlı güreşlere katılmıştım. Güreşler Ramazan ayına denk gelmişti. Benim gibi pek çok arkadaşım orucunu bozmamıştı. Zorlu karşılaşmalar oluyordu. Kırkpınar başpehlivanlarından Şaban Yılmaz'la yanılmıyorsam yarı final güreşinde karşılaşmıştık. 1 saate yakın güreşmiş ve yenişememiştik. Şaban da benim gibi o gün orucunu bozmamış. Ancak 1 saat sonunda o da ben de bitkin düşmüş ve dermanımız kesilmişti. Bir anda ikimiz de olduğumuz yere düşüp bayılmışız. O anı hiç unutmuyorum. Daha sonra bize su içirip ayıltmışlar.
Nurullah Kaya - Zaman