Belli periyotlarla toplanan bir grup milletvekili eşi, örnek bir girişime imza attı. Eşleri TBMM'de hararetli tartışmalar yaparken, onlar evlerini 'edebiyat meclisi'ne çevirdi. Eşler, yazarları konuk edip kitapları bizzat onlardan dinliyorlar.
Ankara'da bir grup milletvekili eşi, belli periyotlarla bir araya geliyor. Sanılacağı gibi pasta, börek yemek ve siyaset dedikodusu yapmak için değil. Yalnızca edebiyat konuşmak için toplanıyorlar. Yeni yayınları yakından takip ediyor, hatta yazarları aralarına konuk edip kitabı bizzat ondan dinliyorlar.Sisli bir sonbahar günü. Ankara'nın son yıllarda gözde semtlerinden Çukurambar'da Karabük Milletvekili Mehmet Ceylan'ın eşi Zahide Ceylan'ın misafiriyiz. Zahide Hanım bugün çok telaşlı. Çünkü birazdan birçok milletvekili eşi burada olacak ve kitap okuma günlerinin sayısı bilinmeyen toplantısı onun evinde yapılacak. İşte zil çaldı; Nurhayat Aksak (Erzurum Milletvekili Muhyettin Aksak'ın eşi) elinde kitabı, yüzünde sıcak bir tebessüm ile içeri girdi. Nurhayat Hanım?ı, diğer milletvekili eşleri takip etti. Hemen hepsinin yüzündeki ifade aynıydı.
Kimi evinde hasta babasını, kimi çocuğunu bırakmış da gelmiş. Maksatları pasta, börek yiyip siyaset dedikodusu yapmak değil. Son okudukları kitap üzerine birbirlerinin görüşlerini öğrenmek. O gün Ankara sadece sisli değildi; aynı zamanda siyasetin de kafası karışıktı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Ermenistan ziyareti ve ardından başlayan diyalog; Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Aydın Doğan arasındaki söz düellosu, yeni yasama yılı hazırlıkları sebebiyle ağır bir siyasi gündem eşlik ediyordu bu sise. Ancak milletvekili eşleri, sanki bu şehirde yaşamıyor gibi gündem ile ilgili tek bir kelime konuşmadan hayatın içinden konulardan bahsediyor, şakayla karışık birbirlerine takılıyorlardı: ?Kitabı okudun mu??
Ne kitabıydı acaba bu? Çok geçmeden bu sorunun nedeni anlaşıldı. Milletvekili eşleri, edebiyat konuşmak için bir araya gelmişlerdi. Sohbet ilerledikçe kâh Necip Fazıl'dan, kâh Emine Işınsu'dan, kâh Elif Şafak'tan söz açılıyor; herkes okuduklarının ışığında kendi düşüncesini paylaşıyordu.
Aslında bu toplantılar bir grup milletvekili eşinin dil bilimci Hümeyra Tekalan Toman'ın güzel konuşma ve diksiyon seminerine katılmasıyla başlamış. 6 hafta süren seminerden sonra Toman'ın önerisiyle dağılmamış ve evlerde bir araya gelir olmuşlar. Yaz tatili molası verildiği için birkaç haftadır yapılmayan bu toplantılardan birine misafir olarak biz de katıldık. Hem hoş sohbetlerini dinledik hem de siyasî gündemin arka planındaki vekil eşlerinin hayatlarına dair tüyolar almaya çalıştık. Bir kere çoğunluğu başka illerden gelmiş Ankara'ya. Kimi yeşil Manisa'yı, kimi gül kokulu Burdur'u, kimi Bolu'nun çam ormanlarını, kimi de İstanbul'u geride bırakıp gelmiş siyaset kentine. Başlarda zorlanmışlar ama edindikleri arkadaşlar sayesinde alışmışlar şehre.
Soldan sağa; Hümeyra Tekalan Toman (dil bilimci), Karabük Milletvekili Mehmet Ceylan?ın eşi Zahide Ceylan, Burdur Milletvekili Bayram Özçelik?in eşi Melike Özçelik, Karabük Milletvekili Cumhur Ünal?ın eşi Muazzez Ünal, Manisa Milletvekili İsmail Bilen?in eşi Hülya Bilen ve arkadaşları eğitimci Serap Tünkül, Bolu Milletvekili Fatih Metin?in eşi Aynur Metin.
Komşusu milletvekili olan ne yapar?
Malum milletvekilleri artık lojmanlarda yaşamıyor. Dolayısıyla seçimi kazanan milletvekillerinin en büyük sorunu, oturacakları ev ve muhit oluyor. Manisa Milletvekili İsmail Bilen'in eşi avukat Hülya Bilen, ilk oturdukları binada komşularının ilginç talepleriyle karşılaşmış. Mesela; 'Geldiğimizde pek tanıdığımız kimseler yoktu. Tanışalım diye apartman toplantılarına katıldık, birkaç görüşmede siyasetçi olduğumuzu öğrendikten bir müddet sonra biri oğlu, biri kızı için taleple gelmeye başladı. Böyle olunca insanlarla içli dışlı olmaya sakınıyorsunuz, acaba benden bir şey mi isteyecek diye çekinceniz oluyor. Sonra milletvekillerinin çoğunlukla oturduğu buraya taşındık. Daha iyiyiz şimdi.? Diğerlerinin ise komşularıyla sorunları olmamış. Hatta böyle daha iyi olduğunu düşünüyorlar. Kapalı bir çevre içinde değillermiş çünkü.
Burdur Milletvekili Bayram Özçelik'in eşi Melike Özçelik, Ankara'ya geldiğinde uzun zamandır katılmayı planladığı bir NLP kursuna gitmiş. Onunla beraber bu kursa katılan çok sayıda milletvekili eşi olmuş. Sonra yazı işleri müdürlüğünü Zahide Ceylan'ın yaptığı Turuncu Dergisi'nin düzenlediği güzel konuşma ve diksiyon seminerine katılmış. Şimdi bu seminere katılanlarla birlikte kitap okuma günlerinin müdavimi olmuş. Yüksek hemşire olan Özçelik, yeni yayınları takip etmek ve birlikte olmaktan keyif aldığı arkadaşlarıyla kitap söyleşileri yapmaktan çok istifade ettiğini söylüyor. Hatta artık sadece kitaplar üzerine konuşmuyorlar, okudukları kitabın yazarını da konuk ediyorlar. Yazar Emine Işınsu ilk konukları. Bolu Milletveki Fatih Metin?in eşi Aynur Metin, bu kitap okuma günleri sayesinde farklı kültürleri tanıma fırsatı bulduğunu söylüyor.
Milletvekili eşleri genellikle edebî kitapları okuyorlar ama popüler kitapları da yakından takip ediyorlar. Bazen de yazarları aralarına konuk ediyorlar. En son konukları Emine Işınsu idi. Peyami Safa, Cemil Meriç, Sunay Akın ve Gülay Göktürk tartışmalarına konu edindikleri yazarlardan sadece bir kaçı.
Meclis hararetli, eşler endişeli
Peki gündemde hararetli siyasi tartışmaların olduğu zamanlarda eşler ne yapıyor? Mesela geçtiğimiz iki yıl AK Parti için bir hayli sancılı süreçlerin yaşandığı bir zaman dilimiydi. Kapatma davası, cumhurbaşkanlığı seçimleri derken bütün partiyi derinden sarsan bir süreç yaşandı. Yoğun ve ateşli Meclis toplantıları sırasında milletvekillerinin ne yaptığını Meclis TV'den ve basından izleyebiliyoruz ama bu sırada onların evlerinde neler yaşanıyor bilmiyoruz. Kapatma davası sırasında hanımlar eşlerinden daha endişelilermiş. Bu konuda Zahide Ceylan söze şöyle başlıyor: 'Öyle sanıldığı gibi Meclis'teki milletvekillerinin arasında büyük kavgalar yok. Gayet iyi anlaşıyorlar. Biz beraber birçok programa katılıyoruz. Diğer parti milletvekilleri o kadar nazikler ve birbirleriyle o kadar iyi anlaşıyorlar ki çıkan haberleri görünce hayrete kapılıyorum.' Zahide Hanım'ın e-muhtıranın yayımladığı gece tansiyonu 17'ye çıkmış. Fakat eşi eve geldiğinde gayet sakin ve soğukkanlıymış. Hatta Zahide Hanım'ı rahatlatmış. Erzurum Milletvekili Muhyettin Aksak'ın eşi Nurhayat Aksak, ?Bu süreçte tanıdığımız tanımadığımız bir sürü insan bizi arayıp dua ettiğini söyledi. Üzülüyorduk, ama bunları duymak bizi umutlandırıyordu.' diyor. Karabük Milletvekili Cumhur Ünal'ın eşi Muazzez Ünal ise 'İnanın parti için değil ülkemiz için çok sıkıntılandım. Kapatılır, biz hayatımıza geri döneriz, ama bir iktidar partisinin kapatılması demek ülke için büyük bir kaos demek. Bu sebeple bir hafta çok üzüntü çektim. Ama içime doğmuştu kapatılmayacağı. Eşim ise çok soğukkanlı ve sakindi. Ben ondan daha çok endişeliydim. Zaten bu kadar rahat olmasalar siyasetçi olamazlardı.' diyor.
(Zaman -Cumartesi)