M. Hasan Uncular / TİMETURK
Müslüman olarak doğanların belki de çok azı ilk Ramazanlarını hatırlar ama yeni Müslüman olanlar için Ramazan yeni buldukları imanlarının en güçlü adımlarından biridir.
Birçok Amerikalı Müslüman ilk Ramazan ve oruçlarıyla ilgili konuşurken, ailelerinden, toplumdan ve çalıştıkları iş yerinden kaynaklanan birçok durumla alakalı konuşuyorlar ve Müslüman topluluğunun yardımlarını anlatıyorlar.
30 yıl önce İslam'la tanışan Kamile 'oruç zamanında çok büyük bir huzur duydum ve İslam'la alakalı birçok kitap okudum' diyor. Hatta tam olarak Ramazan'ın 10. günü İslam'ı seçmeden önce, Ramazan orucuna başlamış.
İlk başta oruç benim için çok zordu, çünkü hava çok sıcaktı ve bütün bir gün susuzluk çok ağır gelmişti. İlk deneyim her zaman en zor olarak hatırlanır ve çok muazzam bir yolculuk gibi hatırlanır hep.
Kamile devamla şunları söylüyor: 'Allah olmadan hiçbir şey olduğumuzu hissedip ulaştığımız alçak gönüllülük ve acziyet hali bana kendimi tamamen Yaratan Allah'a teslim etmem gerektiğini gösterdi'.
İŞ ARKADAŞLARI VE PATRONU DESTEK VERİYOR
Gayri Müslim bir toplumda oruçla yeni tanışıp İslami çizgiye göre hayatı düzenlemek zor bir durum. Kuzey Carolina'da bir bilim kadını olan Penny, İslam'ı 5 yıl önce seçti. İlk Ramazan'ı, Müslüman olup Kelime-i Şahadet getirdikten bir hafta sonra idi.
Penny o zamanki duygularını şöyle ifade ediyor: 'İlk oruca başladığımda bir iş gezisindeydim ve işimde başarısız olacağımdan korkuyordum. Daha önce hiç oruç tutmadığım için ne olacağını da bilmiyordum.'
Ama işler Penny'nin düşündüğü gibi ters gitmemiş. Penny 'Dünyada aynı zamanda oruç tutan 2 milyar insandan biri olduğumu düşündüm ve Allah'ın yardımıyla oruç tutabileceğime inandım' diyor.
Penny, iş arkadaşları ve patronunun anlayışlı tutumlarımdan dolayı minnettarlığını ifade etmeyi ihmal etmiyor. 'Kısaca onlara Ramazan'dan bahsettim ve öğle yemeği vakti çalışacağımı, akşam güneş batmadan önce de evde olmam gerektiğini söyledim' diyen Penny, iş arkadaşlarının ve patronun onun önünde bir şey yiyip-içmediklerini ve ona büyük saygı duyduğuna işaret ediyor.
İBADET VE KUR'AN İÇİN VAKİT AYIRIYOR
Penny'den farklı olarak Cemile sadece üç ay önce Müslüman olmuş ve bu onun ilk Ramazan'ı olacak.'Yapılması ve yapılmaması gerekenleri öğreniyorum' diyen Cemile, sahur vaktinden sonra güne başlayacak şekilde hayatını planlıyor. 'İbadet edip, Kur'an okumak için iki buçuk saat erken kalkıyorum' diye ilave ediyor.
Marry'nin de bu ilk Ramazanı olacak ama o da Müslüman olmadan önce oruç tutanlardan. Marry Ramazanla ilgili şunları söylüyor: 'Müslüman kocamla birkaç yıl önce evlendim ve İslam'ı seçmeden önce oruç tuttum ve bana zor gelmiyor. İş yerinde iş saatlerim değişmedi, iş yerinde yemeklere katılmadım. Ama ikinci Ramazan'ım daha da hoştu. O zaman öğlen yemeği vakitlerinde ibadet ve sohbet edeceğim bir ablayla tanıştım.'
GAYRİ MÜSLİM AİLELERE ORUCU ANLATMAK ZOR
İslam'a yeni giren Müslümanlar için en büyük sıkıntılardan biri ailelerine Ramazan'ı ve orucu anlatmak oluyor. Çoğu zaman aileler oruca olan ihtiyacı anlamakta güçlük çekiyor ve orucu daha da zorlaştırıyor.
Penny 'Ailem benim ne yaptığımı anlamadı ve bunu aptalca buldu ve beni incitti' diyor. Ama ne olursa olsun bu olumsuzluklar Penny'nin orucuna mani olmamış. Penny sözlerine şunları ekliyor: 'Allah'a inanıyorum, Ramazan orucunun O'nun emri olduğunu biliyorum ve başkaları ne derse desin bu emre itaat etmemin gerektiğini biliyorum. Allah onlara hidayet versin.'
Tabii ki aile bireylerinden birinden küçük bir destek gelince bir rahatlama oluyor. Cemile, Gayri Müslim ailesinin büyük bir bölümünün ama öyle ama böyle yorum yapmadığını, ama erkek kardeşinin kendisine destekçi olduğunu belirtiyor. Cemile'nin kardeşi, ablasının yaptıklarının ne için olduğunu anladığını söylüyor.
Aynı şeyler Mary için de olmuş ve ailesi oruç tutmasına destek vermiş. Mary, 'Ailem Müslüman olmamdan dolayı kırgındı ama bana destekçi oldu, Elhamdülillah İslam bize tüm zorluklara rağmen birbirimizi sevme ve kabullenme yetisini kazandırıyor' diye konuşuyor.
MÜSLÜMAN VAKIFLAR DESTEK OLUYOR
Aile desteğinin olmadığı yerde bu boşluğu doldurmak için Müslüman topluluğuna çok büyük ve kritik bir görev düşüyor. Cemile yeni Müslüman olduktan sonra, Müslüman arkadaşlarından çok büyük destek gördüğünü belirtiyor. Kelime-i Şahadet getirip Müslüman olduktan sonra, çok davet aldım ve yeni Müslümanlarla tanışmanın ayrıcalığını yaşadığını söylüyor.
Penny de Müslüman ailelerin iftar davetini hatırlıyor ve bu vesile ile daha da destekçi, büyük ve cömert bir aile ortamı olduğunu ifade ediyor.
Marry'e göre Müslüman topluluğunun desteği zamanla daha da artıyor. Marry, 'İlk yıl kimseyi tanımıyordum, sonraki yıl harika ablalarla çok güzel derslere ve aktivitelere başladık ve bugün de bunlar devam ediyor' diyor.
Amerika'da her yıl yaklaşık 20,000 kişi İslam'la şerefleniyor.