Haber Merkezi / TİMETURK
Mazlum-Der bu yıl yine bir ilke imza attı. 11 Eylül dolayısıyla hazırlanan bilidiri birçok dile tercüme edilerek 45'den fazla ülkeden aynı saatte okundu. İstanbul Sultahmet meydanında okunan Mazlumder'in bildirisine Afganistan'da esirken Müslüman olan İngiliz Gazeteci Yvonna Ridley de katıldı. Mazlum Der Genel Başkan Yardımcısı Av. Elif Uzunpınar ortak basın bildirisini okudu.
İNSANLIĞA ÇAĞRIMIZDIR
Sonuçları ve insanlık üzerindeki etkileri düşünüldüğünde bir milattır 11 Eylül 2001. Aradan geçen 7 yıl, çoğu kadın ve çocuk milyonlarca sivilin ölümüne ve yaralanmasına, işkence görüp hukuki dayanağa ihtiyaç duyulmaksızın işkence üslerinde hürriyetlerinden yoksun bırakılmasına, tecavüze uğramasına insanlık yüzü kızararak ve insanlığından utanarak şahitlik etmiştir.
ABD ve birçok Avrupa ülkesi, insan hakları, adalet, özgürlük söylemlerindeki samimiyet perdesini aralamıştır ?güvenlik? gerekçesiyle.
Gözaltıların, işkencelerin, sınırdışı edilmelerin ve tutuklamaların yaşandığı ?halen yaşanmakta olduğu-, dini/etnik kimlikler bahane edilerek asimilasyon çalışmalarının hız kazandığı bir viraj olmuştur aslında 11 Eylül.
İntikamı alınan neydi, hangi maçın rövanşıydı, ?saldırılar kim tarafından ne için yapıldı/yaptırıldı, sonuçları açısından sipariş edilmiş bir saldırı mıydı?? gibi şaibeli konular ve sorular halen tartışılmaktadır.
Tartışmasız olan tek husus ise insanlığın, iyileşmesi güç yaralara belendiğidir. Kendisini dünyanın sahibi/varlık sebebi olarak gören süper(!) güçlerin, güvenlik sağlama ve terörizmin kökünü kazıma adına ötekileri/diğer dünya insanlarını kaotik bir sürece iterek kan gölüne çevirmesine seyirci kalınmıştır, başta BM olmak üzere birçok devlet, hükümet ve benzeri oluşum tarafından.
Demokrasi ve insan hakları paketleri içerisinde bombalar, mermiler, tecavüz ve işkence hediye edilmiştir şehirlerde, köylerde evlerinin önünde oyun oynayan çocuklara.
Masum olmayan dünyanın, masum çocuklarına?
Afganistan?ı, Irak?ı ve birçok coğrafyayı kendilerine satranç tahtası olarak gören güç odakları, insanların hayatına, güvenliğine, tabii zenginlik ve yarınlarına kastetmiştir. Farklılıklar körüklenip, aynı coğrafyada yüzyıllardır kardeşçe yaşayan insanlar birbirine kırdırılmıştır.
Havaalanları, su şebekeleri, hastaneler, enerji tesisleri, yetimhaneler, ibadethaneler, kültür mirası hedef alınmış, gıda ve ilaç ambargoları sonucunda milyonlarca masum sivil hayatını kaybetmiştir.
11 Eylül sonrası gerek işgallerle, gerekse ABD ve Avrupa?da yaşayan göçmenlere yönelik ayrılıkçı uygulamalarla, BM İnsan Hakları evrensel bildirgesine, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine, Cenevre Sözleşmesine ve ek protokollere açıkça aykırı davranılmış, uluslar arası hukuk, menfaatlere feda edilmiştir.
11 Eylül 2001 tarihi dünya genelinde yürütülen insan hak ve hürriyetleri mücadelesinde derin kırılmalara yol açtığı, hak ve özgürlüklerde ciddi gerilemelerin hızlandığı, dünyanın hemen her yerinin ?güvenlik? adına daha da güvensizleştiği bir tarihtir.
İnsan haklarını sahiplenip dünya devletlerine karne dağıtanların, karşılaştıkları ilk problemde inisiyatiflerini ayrımcılıktan, zorbalıktan ve adaletten uzaklaşmaktan yana kullandıkları görülmüştür. İnsan hakları alanında yeni bir sahip arayışını ortaya çıkarmıştır, eski sahiplerin insanlığa ihaneti.
Sivil haklar/özgürlükler ve güvenlik, insan hakları ve güvenlik, ahlak, değerler, adalet ve güvenlik kavramlarının birbirine tercih edilemeyeceği, bilakis birbirini besleyen, koruyan ve yücelten unsurlar olduğunun bilincindedir insanlık. İnsan hak ve özgürlüklerinin korunmadığı bir dünyada barış ve huzurun olamayacağı, güvenlik kaygısının giderilemeyeceği açıktır.
Kendini dünyanın lideri sanarak, liderliklerini sorgulayanlara acımasızca bomba yağdıranlar, dönüştürme projesiyle sınırları ve değerleri alt üst etmeye çalışanlar insanlığa hesap vermelidir.
Bu bildiriyi 45 ülkede aynı anda yayımlayan bizler, İnsanlık suçu işleyenleri, kendi vicdanlarımızda kurduğumuz mahkemelerde yargılıyoruz. Akan her damla kanın, kaybedilen her hayatın, harap edilen dünyanın hesabı sorulsun, işgaller ve ayrımcı muameleler sonlandırılıp insanlığa karşı suç işleyen İsrail, ABD ve müttefikleri derhal adil bir mahkemede yargılansın istiyoruz.
Mazlum-DER