Haber Merkezi / TIMETURK
Dünya Gürcistan krizinin açtığı Batı ve Rusya bloğu arasındaki ?yeni soğuk (sıcak) savaşlara? odaklanmışken, İsrail?in İran?ı gündemi ?bir nebze? geri planda kaldı. Batı medyası İsrail?in İran?a saldırısının ?meşruiyetini? tartışmazken sadece, ?ne zaman vuracağı? üzerine tahminler yapmaya devam ediyor.
Konuyla ilgili bir think-thank?de danışman olarak çalışan Olivier Guitta?nın yazısını TIMETURK için tercüme ettik. ABD Başkanlık seçimleri yaklaşırken İsrail?in İran?a saldırısı önümüzdeki günlerin gündemini belirleyecek gibi görünüyor?
İSRAİL İRAN?A KASIM-OCAK ARASINDA SALDIRACAK
Olivier Guitta*
Neredeyse bundan bir sene önce, tam anlamıyla sürpriz bir hamleyle İsrail Hava Kuvvetleri, Suriye?de nükleer şüphesiyle bir tesisi vurdu. İlginç şekilde tüm yaz boyunca İsrail, George W. Bush yönetimini defalarca uyarmıştı. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ve Savunma Bakanı Robert Gates?in karşı çıkmasına rağmen, İsrail yakın olarak inandığı bir tehdidi yok etme hamlesini yapmıştı.
İran, Suriye?den çok daha büyük bir tehdit olduğu ve diplomatik çabalarla yaptırımların bir yere ulaşmadığı için, soru İsrail?in saldırıp saldırmamasından çok ne zaman olacağıdır. Bundan emin olanlardan biri de Fransa Başkanı Nicolas Sarkozy?dir. Sarkozy 4 Eylül?de Şam?da yaptığı açıklamada İran?ı şöyle uyardı: ?İran, askeri uçlara ulaşabilecek nükleer teknoloji arayışlarını sürdürerek büyük bir risk alıyor. Çünkü hangi İsrail hükümeti başta olursa olsun bir sabah İsrail?in İran?ı vurduğu haberiyle uyanacağız?.
Bazı gurular ve analistler bu türden bir açıklamayı psikolojik savaş/blöf oyunu olarak nitelese de, gerçek tamamıyla farklı. İlginç şekilde İran Sarkozy?nin açıklamasını görmezden geldi ve Devrim Muhafızları Komutanı Nur Ali Şoştari, ?Düşman İran?a saldırmaya cüret edemez çünkü eğer böylesi aptal bir hareket yaparsa İran?dan ölümcül cevaplar alacağını bilir? diyerek kibirlendi.
Ancak gerçekte İran bu türden uyarılarını hafife almaması gerekiyor çünkü zaman ve İsrail?in kısa tarihi onun ölümcül bir tehdide müsamaha göstermeyeceğini ispatlıyor.
İsrail Başbakan Yardımcısı Shoul Mofaz?ın Washington Yakın Doğu Politikası Enstitüsü?nde yaptığı konuşma ve beden dili, İran tehdidi hakkında daha fazla net olamazdı: ?İsrail ikinci bir soykırıma izin vermeyecek?.
Geldiğimiz noktada bu zaman İsrail?in en az istenen opsiyonla karşı karşıya olduğunu görüyoruz: askeri seçenekle.
Bunun temel nedeni uluslararası toplumun İran?ın nükleer silah edinme amacıyla ilgili baskı yapmadaki beceriksizliğidir. Gerçekte durmaksızın devam eden resmi görüşmeler ve üç BM yaptırımına rağmen, İran askeri nükleer programını ilerletmiştir.
Bazı görüşlere göre İran?ın uluslararası toplumu aldattığı yönündedir, ancak durum daha çok Batı?nın kandırıldığını kabul etmesidir. Geçekten de İran üzerine ciddi yaptırımlarda başarı sağlayamayarak, dünya İran?ın nükleer bombaya sahip olmasına ramak kaldığı bir noktaya gelmiştir.
İran?ın vazgeçmesini sağlamak için uygulanacak şey bellidir: kötürüm petrol tabanlı ekonomisi. Gerçekten de İran?ın cirosunun yüzde 85?i petrol ihracından gelmektedir ve aynı zamanda İran?ın ithalatının yüzde 40?ını da benzin oluşturmaktadır. Petrolünü ihracını ve benzin ithalini yasaklayacak İran?a yaptırımlar Rus ve/ya da Çin vetosu nedeniyle asla geçmeyecektir. İran?a karşı BM yaptırımların dördüncü seviyesinin de geçmesi pek olası değildir. Gürcistan?daki kriz hesaba katıldığında Rusya?nın Batı?nın önereceği özellikle müttefiki İran?ı kınayan herhangi bir şeyi engelleyeceği aşikardır.
Bunun etrafından dolanan çözüm Batı?nın Hürmüz Boğazı?nı ablukaya alıp İran?dan petrolün giriş ve çıkışına engellemesi olabilir. Kısa vadede bu petrol pazarına kötü etki yapsa da, ambargo birkaç gün sürmesi durumunda İran vazgeçecek ve dünya yeni bir savaşı defetmiş olabilecektir.
Küçük bir bedel, öyle değil mi? Ancak bu öneri yakın tarihte izlenebilecek gibi görünmüyor. Bu da İsrail?in tek bir seçenekle kalması anlamına geliyor yani İran?a askeri saldırısı.
Zamanlama şimdi midir? Öncelikle, yeni gelen İsrail başbakanının saldırının ne zaman olacağına dair etkisi açıktır. Ancak tüm askeri müdahalelerde olduğu gibi sürpriz faktörü elzemdir. Yani İsrail ne kadar beklerse İran daha hazırlıklı olacaktır. İlginç şekilde uzmanlar İsrail?in Ocak 2009?a kadar saldırı ihtimalini yüzde 0 ile yüzde 30 arasında sınırlandırıyorlar.
Bu açıkça İsrail?e özellikle Tahran?daki molla rejimine sürpriz yapma şansını veriyor. Ters bir düşünceyi izleyerek Birleşik Devletler?in 4 Kasım (yeni başkanın seçilmesi) ve 20 Ocak (Oval Ofis?e girişi) arasındaki geçiş döneminin saldırı için ideal zaman olduğunu söyleyebiliriz.
Ancak kimin seçildiğine bağlı olarak ihtimaller farklı. Gerçekten de eğer Barack Obama kazanırsa, İsrail?in geçiş döneminde saldırma ihtimali belirgin şekilde, yüzde 70?lere kadar yükselir. Çünkü John McCain ve Obama?nın İran hakkında görüşleri birbirlerine zıt.
Bu olasılıklar içerisinde, İsrail?in saldırısının en gözde başkanı George W. Bush hala ofisinde olduğu zaman olması daha mantıklı görünüyor.
*Olivier Guitta, Demokrasiler Savunması Vakfı?nda dış politika ve anti-terör danışmanı olarak görev yapıyor.