Aktar, 'Ne alternatifleri ne de yapıcı eleştirileri var. Yaptıkları tek şey kötülemek. Bu, ülkeyi ileriye taşımaz.' diyor.
Avrupa Birliği sürecine önemli katkılarda bulunan CHP ve MHP'nin son dönemdeki yaklaşımı dikkat çekiyor. Uzmanlara göre iki parti de artık AB taraftarı değil. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, geçmiş yıllarda sürekli AB'yi hedef gösteriyordu. MHP lideri Devlet Bahçeli de köklü değişikliklerin yapıldığı 2001 yılındaki Ulusal Program'a imza atmıştı. Bahçeli, idam cezasının kaldırılmasında da önemli bir rol oynadı. İki lider şimdi AB kapsamındaki reformlara tepki gösteriyor. Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesinde ve Vakıflar Yasası'nda değişiklik yapılmasını engellemeye çalışan CHP ve MHP, Avrup Birliği'ne tam üyelik sürecini şekillendirecek Ulusal Program'la ilgili bilgi vermek isteyen Dışişleri Bakanı Ali Babacan'a randevu vermedi. Galatasaray Üniversitesi öğretim görevlisi Dr. Cengiz Aktar, AK Parti'nin oluşturmaya çalıştığı toplumsal mutabakata bu partilerin engel olduğu görüşünde. Bu tavrın Avrupa Birliği yolculuğuna ters düştüğüne işaret eden Aktar, şunları kaydediyor: 'Başmüzakereci Ali Babacan'a randevu vermemeleri bunun en güzel kanıtı. CHP ile MHP'nin sergilediği bu tavır sürpriz değil. Nitekim 301. madde konusunda sergiledikleri tavır, Vakıflar Yasası'nı Anayasa Mahkemesi'ne götürmeleri AB taraftarı olmadıklarını mimliyor. Bu partilerin yaptıkları ucuz milliyetçilikten başka bir şey değil.'
Cengiz Aktar, muhalefetin 2001 ve 2003 yıllarındaki Ulusal Program'a olumlu yaklaştığını, ancak son yıllarda karar değişikliğine gittiklerine dikkat çekiyor. 'O zamandan bu yana ne değişti?' sorusuna ise şu karşılığı veriyor: 'O yıllarda Türkiye'de ulusal bir mutabakat vardı. Herkes Avrupa Birliği'ne odaklanmıştı. Şimdi bu iki parti ucuz milliyetçilik yapıyor ve gündemi farklılaştırmaya çalışıyor. AK Parti'nin plan ve projelerine karşı ne bir alternatifleri ne de yapıcı eleştirileri var. Yaptıkları tek şey kötülemek. Ancak bu ülkeyi ileriye taşımaz.' Dr. Cengiz Aktar, Ulusal Program'ı oldukça kapsamlı buluyor: '2013 sonrasına neredeyse hiç reform kalmıyor ve Türkiye 2014 yılında Avrupa Birliği'ne giriyor.'
Bu arada 83 sivil toplum örgütüne gönderilen taslakla ilgili görüşler gelmeye başladı. Bunlardan biri olan Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) olumlu cevap bildirdi. BETAM'a göre taslak Türkiye'nin üyelik sürecindeki taleplere cevap vermek üzere hazırlanan bir yol haritası özelliğini taşıyor. Bu konuda şu değerlendirme yapıldı: 'Türkiye, şimdiye kadar 2001 ve 2003 olmak üzere iki Ulusal Program hazırladı. Ancak bunların icraat oranları yüzde 40'larda kaldı. Bu sefer bürokrasi epey iddialı bir Ulusal Program ile toplumun karşısına çıkıyor.'
Arif Bayraktar / Zaman