Sizi tanıyabilir miyiz ?
01-04-1981 yılında İstanbul Sultanahmet'te dünyaya geldim. Sanata olan ilgim babamın sanata olan tutkunluğu nedeniyle çok küçük yaşlardan itibaren başladı. İlkokulu bitirdikten sonra iki yıl Kur'an Kursuna devam ettim ve nihayetinde 14 yaşımda yine babamın teşvikiyle tezhib sanatının eğitimini almaya başlamış bulundum. 1995 yılında Birlik vakfında çok değerli hocam Serap Bostancı ile on bir yıl sürecek olan hoca ve öğrencilik münasebetimiz başladı. Birlik Vakfında dört yıl eğitim aldım. Buradaki süre zarfınca hocam bizleri Topkapı sarayına yönlendirmişti.
Niçin Topkapı Sarayı?
Topkapı Sarayı'nda Süheyl Ünver hocayla başlayan ve otuz yıldır devam eden tezhib kursuna bizlerin de katılıp hem hocamızın hocaların dan da ders almamızı hem de Kültür Bakanlığının bu iş üzerine kurguladığı Topkapı Sarayı tezhib kursu sertifikalarını kazanmamızı istemişti.
Sizin girişiniz nasıl oldu?
Topkapı Sarayına sınavla giriliyordu onu aşacağımdan emindim ancak şartlar arasında lise mezunu olma zorunluluğu vardı ve ben ilkokul mezunuydum. Sarayda eğitim alma uğruna ortaokul ve liseyi de dışardan bitirip 2002 de saraya girip değerli hocalarım Semih İrteş, Mamure Öz, Sevim Kayaoğlu, Birsen Gökçe, Serap Bostancı'dan eğitim alma mutluluğu na erişmiş oldum. Bir yandanda Serap Hocamdan Ali Paşa Kütüphanesinde ihtisas dersleri aldım. 2003 yılında Şale köşkünde açılan 15 yy. ihtisas derslerine Cahide Keskiner yönetiminde Sabiha Koç hocamla iki yıl devam ettim. Değerli hocam Orhan Dağlı?dan Çiçek Ressamlığı dersleri aldım ve 2007?de yine aynı dersten icazet aldım.
Çok önemli isimler hocalarınız olmuş?
Evet. Onüç yıl boyunca sahasında profesyonel olan hocalardan ders aldım bu yüzdende çok şanslıyım. Kırka yakın karma sergiye katıldım. Eserlerimden bazıları; Kültür Bakanlığı?nın süsleme sanatları yarışmasında sergilenmeye hak kazandı ve Türkiye'nin çeşitli illerinde sergilendi.
Üç yıl İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meslek Edindirme Kurslarının (İSMEK) Sanatevi bölümünün Tezhib sanatçılığını yaptım. Farklı bir işti haftanın üç günü eserlerimi İSMEK için hazırladım. Burada yaptığımız çalışmalar devlet başkanlarına belediye başkanlarına ülkemize gelen protokollere hediye edilmekteydi.
Ve şu anda da çalışmalarıma kendime ait atölyemde (Şifa sanatevi) devam etmekteyim. Haftanın belli günlerinde tezhib dersleri veriyorum diğer günlerde ise eserlerimle uğraşıyorum.
Bize Tezhib sanatını anlatır mısınız? Nedir tezhib?
Tezhib kelime itibariyle altınlamak manasına gelir. Eski eserlerde, el yazması kitaplarda, Kur'an-ı Kerim?lerde altınla yapılan süslemelerdir. Tabi altının yanı sıra tabiattan elde edilen kök boyalar ve toprak boyalar da kullanılmıştır. Eserler karşısında insanların gönül dünyasında meydana gelen eşsiz duygular ve olağanüstü ilhamlar eşsiz desenleri, figürleri, tarzları oluşturmuş tur. Lapis lazuli, firuze, mercan taşı gibi bakmaya doyulamayan nesneler boya haline getirilmiştir. Bu boyalar, oluşan desen akımlarına, estetiğin ta kendisine ruh katmıştır. Eşsiz eserlerin kenarında bülbülün güle hayran oluşu gibi asırlar boyu muhabbetle eserlere eşlik etmiştir. İşte bu yanık bülbülün adı Tezhib sanatıdır.
Tezhip yazıdan sonra kullanılmıştır. Önce yazı, kullanılacak olan kağıda murakka edilir (şaplı jelatinli muhallebi ile yapıştırılır) yazının anlamına izafeten desen hazırlanır. İşte bu yüzden her defasında ayrı ayrıdır kağıda dökülenler. Karar kılınan desen yazının kenarına kurşun kalemle çizilir. Eskiden ise hazırlanan desen iğne ile sıra sıra delinir deseni yerleştirip üzerine kömür tozu silkerek desenin kağıda geçmesi sağlanırdı. Desen geçirildikten sonra yapılacak olan ilk işlem altınlamadır. Bazen sadece altınla haklarla tamamlanır. Tezhipte ise altınlar sürüldükten sonra mühre (Pürüssüz taş) ile parlatılır. Daha sonra tahrirleri çekilip zemin boyanır. Çiçekler gölgelendirilir. Paftanın içerisindeki işlem bitince tığlarla süsleme işlemi gözü yavaşça dinlendirerek tezhibten ayırır ve sonlanır. Elbette ki birkaç paragraftan ibaret değildir bilinmesi gerekenler, sevgi, emek, azim, sabır ve tevazu yu karıştırıp zaman teknesin de yoğurarak anlamak hissetmektir.
Bu sanatın tarihimizdeki yeri nedir ?
Geçmişe dönüp de yapılan araştırmalarda tezhib sanatında kullanılan motiflerden bazılarının Uygur lara kadar dayandığını görürüz. Türkler yüzlerce yıllık geçmişinde birçok kültürü, milleti kendi bünyesinde barındırdığından, bu milletlerin sanatlarının güzel yanlarını yabana atmayıp değerlendirdiğinden kaynaklanan yükselme, sanatlarda da başarıya ulaşmıştır.
Her kültürün farklı anlayışı Türklerin İslam kabulü ile de farklı bir boyuta ulaşmıştır. Eskiden Türkler de güç ve bereket simgesi olan hayvan figürleri İslam'ın kabulüyle stilizasyona uğramış bitkiler farklı formlara girmiş ve süsleme anlamında inanılmaz güzellikte ve bollukta motifler ortaya çıkmıştır. Sanat, yılların geçmesi ve gelişen Osmanlıyla zirve lerine ulaşmış 16.yüzyılda en güzel zamanlarına ermiştir. 17. yüzyılda da bu saltanat devam etmiştir. Ancak Osmanlıların batıya özenmesi ile çöküşe geçen yaşam ve sanat 18 ve 19. yüzyıllarda Avrupa sanatında kullanılan barok rokoko yarı stilize süslemelerle yapılmış bizden uzak bir hal almıştır.
Nerelerde sanatsal anlamda hizmetler veriyorsunuz?
Birlik Vakfı'nda dersler veriyorum. Bundan 11 yıl önce Birlik vakfında tezhip dersine başladığımda hocam Serap Bostancı tezhip sanatında 10. yılında idi. Ben de 10. yılımda birlik vakfında tezhip dersleri vermeye başladım ve bu bana büyük zevk verdi. Bir de Hilal Tv'den program teklifi aldım ve bu teklifi kabul ettim. 26 bölümden oluşan tezhip dersi programı hazırladık. Sanırım yakında cd lerini de satışa sunacaklar. İnsanların tezhip hakkında yakinen bilgi edinebilmeleri için iyi bir çalışma olacağını düşünüyorum. Aynı zamanda 1 Nisan 2006 açtığım Şifa sanat evinde de klasik İslam sanatlarından olan hat, tezhip ve minyatür kursları verilmektedir. Tezhip derslerini ben, hat dersini değerli ve sahasında uzman arkadaşım Rüveyda Akkılıç, minyatür dersini ise değerli arkadaşım Kübra Erdoğan verecektir. Böylece gelecek nesile aktarmak için sadece kendi sanatım olan tezhibi değil, hat ve minyatür sanatını da Şifa Sanatevinde sanatseverlerle paylaşacağız.
Şifa Sanatevi hakkında bilgi verebilir misiniz ?
Şifa sanat evi 11 yıllık bir hayalin sonucudur. Kendime ait bir çalışma atölyemin olmasını hep çok istemişimdir, ama her şeyin bir vakti saati olduğu gibi benim hayalimin de bir vakti vardı. Bence bu vakit sanat hayatımın 11. yılında gelmişti. 1 Nisan 1981 de dünyaya geldiğim Sultanahmet'te, yine 1 Nisan 2006 da Şifa sanat evi dünyaya gelmiştir. Burayı sadece çalışma atölyesi olarak değil haftanın 7 günü gezilebilir bir galeri haline getirdik. Galerimde yani Şifa Sanatevinde sadece kendi eserlerim değil hocalarımın, arkadaşlarımın ve farklı sanatlarla (hat, tezhip, minyatür, ebru) uğraşan arkadaşlarımın eserlerini hem sergiliyor hem de satışa sunuyorum. Ayrıca Şifa Sanatevi bu sanatları öğrenmek isteyen 7?den 70?e herkese açıktır.
Şifa hanım verdiğiniz bilgiler için size teşekkür ediyor, hayırlı ve uzun bir ömür sanatınızda başarılar diliyoruz.
Bende teşekkür eder sizlere başarılar dilerim
Söyleşi: Elif Bilge Ceylan / Sanatalemi.net
Şifa Sanatevi
Küçükayasofya Mahallesi Aksakal Sokak No: 2 Daire 2
Sultanahmet/İstanbul
Tel: 0212 518 60 27
[email protected]
http://www.sifasanatevi.com/