Ramazanın eskisine methiye düzmenin aleyhinde oldum hep. Bunu sırf terslik olsun diye yapmıyorum, bu öykünmenin bir yanılgı olduğunu düşünüyorum.
Bu yazıda sözkonusu yanılgıyı analiz etmeyi denemeyeceğim sadece konuya dair yeni bir şey söylemek istiyorum.
Biz büyükler, eski ramazanlara, sahurlara, iftarlara ve bayramlara meth ü senada bulunup, yaşadığımız ramazanın gereğini yapmıyor, dolayısıyla mübarek günlerin keyfini, huzurunu ve iklimini yaşayamıyorsak, aynı zamanda çocuklarımız için de telafisi zor hatalar yapıyoruz, onların hakkına giriyoruz demektir.
Yani ?eski ramazan? söylemi ve anlayışı, bugünün çocuklarına haksızlıklar oluşturmaktadır.
Halbuki şunu unutuyoruz; bize zamanında o eski ramazanları yaşatan çocukluğumuzun büyükleridir. Dedelerimiz, ninelerimiz, mahallenin büyükleri, camimin imamı, komşu teyze yaşatmıştır bize o eski iftarları ve sahurları.
Özlediğimiz biraz da çocukluğumuzdur yani.
Onun için, bugünün çocukları için o keyif iklimini oluşturmak bizlerin görevidir. Zaten oluşturacağımız huzur, neşe ve keyif dolu iklim, çocuklarımızla beraber bizi de sarmalayacak ve unutamayacağımız anlara vesile olacaktır.
?Eski ramazanlar? şeklinde hayıflanmalara son verip, çocuklarımızla, ailemizle, arkadaşlarımızla ve mahallemizle ramazanın o kuşatıcı iklimine gecikmeden merhaba diyelim.
Ramazan bizi seviyor.
Erol Erdoğan
[email protected]
www.10yazar.com