Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Daire Başkanı Murat Tuncer, arseniğin asıl kanser yapıcı etkisinin sigara içenlerde ortaya çıktığını söyleyerek 'Arsenik sigara içenlerde ciddi bir risk artışını getiriyor. Arsenik değerleri 10 mikrogram/litrenin altında bile olsa da sigara içenlerdeki kanser riski arsenikle müthiş artıyor' dedi.
Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Daire Başkanı Murat Tuncer, Türkiye'nin kanser kontrol programını açıklamak üzere düzenlediği toplantıda gazetecilerin arsenikli suya ilişkin sorularını yanıtladı. Murat Tuncer, arsenik sorununun sadece, Türkiye'de değil, ABD; Tayvan, Tayland, Macaristan, Bangladeş gibi dünyadaki bir çok ülkede, jeolojik kaynakları zengin çeşitli olan bir çok ülkede olduğunu söyledi. Tuncer, doğal kaynak sularının yer altından değişik kaynaklardan geldiğini ifade ederek, 'Deprem yapan sismik değişikliklerle bu kaynaklar yer değiştiriyorlar ve bazen arsenik yataklarından geçiyorlar. Bu yüzden ülkemizdeki arsenik sorunu şu anda olan bir sorun değil. Zaman zaman, yıl yıl hatta mevsimlere de bağlı olarak bazı sularda arsenikler artıp azalabilir' dedi. Arsenik yok denilen şehirlerde bazı sismik değişiklikler ile arseniğin çıktığını bildiren Tuncer, 'Bunun için sürekli izlenmesi gerekir. Biz bunu yaklaşık 4 yıldır izliyoruz. Ülkemizdeki arsenik bazı bölgelerde çok düşük düzeylerde. Bazıları tehlikenin altında. 10 mikrogram/ litrenin altında. Bazıları da çok yüksek, inanılmaz yüksek' dedi.
-ARSENİK SEVİYELERİNDEKİ DEĞİŞİM CİLT DEĞİŞİKLİKLERİ İLE KENDİNİ GÖSTERİYOR-
Arsenik seviyelerinin durağan olmadığını ve sürekli değişebildiğini belirten Tuncer 'Bu hassas seviyeler öncelikle cilt değişiklikleri ile kendini gösteriyor. Sertleşiyor cilt. Sanki yanmış da sertleşmiş gibi oluyor. Ağır nasır gibi' dedi. Murat Tuncer şunları söyledi:
'Arseniğin kanser yapıcı etkisinin son derece ilginç bir yanı var. Cilt, akciğer mesane ve yemek borusu kanserlerinde etkili olabiliyor. Arseniğin asıl kanserojen etkisi sigara içenlerde ortaya çıkıyor. Sigara içmeyenler, bu kadar düşük arsenik miktarı ile kanser riskine yakalanmış değiller. Ciddi bir risk artışı olmuyor. Sigara içenlerde risk, ciddi oranda kat kat artıyor. Arseniğin belli oranların üzerinde olan yerlerdeki çalışmalarımız belli kanserlerde yoğunlaşıyor. Başka ülkelerle karşılaştırma yaptık. Örneğin Tayvan'da arsenik sadece akciğer kanserinde artış yaratmış. Gerçekten de arsenikle ilgili olan diğer kanserler sık olmuyor. Ülkemizdeki sigaraya bağlı kanserler Avrupa ülkeleriyle kıyaslanamayacak kadar yüksek. Arsenik de işin içine girince defalarca artıyor. Erkeklerdeki akciğer kanserinin bu kadar sık olmasının sigaranın toksik etkisini arseniğin bir kat daha arttırmasıdır. Burada yapılacak olan uzun vadede arseniğin kabul edilebilir sınırın altına indirilmesi lazım. Ancak 10 mikrogram/litrenin altında bile olsa da sigara içenlerdeki kanser riski arsenikle müthiş artıyor. O nedenle vatandaşlarımızın sigarayı bırakmalarını sağlamak alınacak en önemli önlemlerden olacaktır. Sadece sigaradan vazgeçersek zaten arseniğin kanserojen etkisi kalmıyor. Hiç sigara içilmemesi ve pasif olarak da içici olmamak gerekiyor. O nedenle toplumsal olarak sigarayı yok etmemiz gerekir.'
-ARSENİK AKUT ZEHİRLENMELERE DE NEDEN OLUYOR-
Arsenik sadece kanser yapıcı etkisi olmadığına işaret eden Tuncer, 'Bazı nörolojik bulgulara, akut zehirlenmeler de neden oluyor. Arseniğin birçok zararı var. Arsenik belli seviyeye indirilmeli' dedi. Türkiye'de arsenik haritası çıkaracaklarını da bildiren Tuncer şunları söyledi:
'Ülkemizde şu anda bir arsenik haritası çıkarılıyor. Sonlanma aşamasında. Ülkemizdeki bazı çevresel kanserojenlere yönelik bir harita çıkarmak üzereyiz. Bu dinamik bir harita. Mevsimsel değişen arsenik düzeyleri var. Ona bağlı olarak takip edilmeli ki bunları sürekli ölçüyoruz. Sadece musluktan akan suları değil, içilen damacana sularında da ölçülüyor. Biz jeolojik olarak çok zenginiz ama bazı böyle yan etkileri olabiliyor. Ayrıca sadece arsenik değil diğer ağır metallerin de birçok zararı var. Su, cıva zehirlenmeleri açısından da riskli olabilir. Yine ağır metaller ile nörolojik bulgular ortaya çıkarabiliyor. Otizm, öğrenme azlığına sebep olabiliyor.'
Kaynak: ANKA
