Sıcaklarda ultraviyole ışınlardan koruyucu gözlükler kullanılmasını tavsiye eden Dr. Çelik, Ramazan ayında oruç tutan kişilerin günlük beslenme şekli ve öğün sayısı değiştiğini, bunun da yeterli ve dengeli beslenmenin önemini ortaya çıkardığını kaydetti.
Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. ismail Hakkı Çelik, 'Ramazan ayında da sürdürülebilmesi için, günün oruç tutulmayan bölümünde günlük beslenmenin en az üç öğüne tamamlanması ve özellikle de sahur öğününün atlanmamasının gerekliliği tüm halkımızın dikkat etmesi gereken hususların başında gelmektedir. Sahur yemeğinin atlanması ya da sadece su ile geçiştirilmesi durumunda yaklaşık 12 saat olan açlık süresinin ortalama 18 saate uzaması sonucu, açlık kan şekeri daha erken saatlerde düşmekte ve mevcut sıcakların da etkisiyle eklenen su kaybına bağlı olarak gün içi dalgınlık, uykusuzluk, baş ağrısı ve halsizlik gibi hafif şikayetlerden baygınlık, sıcak çarpması ve ani şuur kaybı gibi özellikle riskli grupları daha çok etkileyecek olan ciddi rahatsızlıklar ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle aşırı sıcakların devam etmesi halinde özellikle oruç tutan kişilerin yeteri kadar su tüketmeleri ve aynı zamanda ramazan süresince uyku düzenlerine dikkat etmeleri gerektiği önemle vurgulanmaktadır.' dedi.
Çelik, 'Beslenme şekli ve öğün sayısının değişikliğinin yanı sıra, hem sahur hem de iftar yemeğinde tüketilecek olan yiyeceklerin tercihi de büyük önem taşımaktadır. Sahur yemeğinde süt, yoğurt, peynir gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı yapılmalı ya da çorba, sebze ve zeytinyağlı yemeklerden oluşan bir öğün tercih edilmelidir. Sıcak havaların da etkisiyle gün içi susuzluk nedenini daha da arttırması muhtemel olan aşırı yağlı ve tuzlu kızartma ve kavurma gibi ağır yemekler ile unlu gıdalardan uzak durulması ön görülmektedir. Aşırı çay, kahve ve asitli içeceklerin yerine, taze sıkılmış meyve suyu ve komposto tüketiminin daha uygun olacağı ön görülmektedir.' diye konuştu.
İftar yemeğinde ise peynir, domates, zeytin gibi kahvaltılıklar veya çorba gibi hafif yemeklerle başlangıç yapılmasını tavsiye eden İl Sağlık müdürü Çelik, bu hafif atıştırmanın ardından yaklaşık 10-15 dakika sonra ana yemeğe geçilmesini istedi.
Az yağlı et yemeği, sebze yemeği veya salatanın tüketimi sağlık açısından daha uygun görülldüğüne dikkat çeken Çelik, 'Ancak uzun süreli açlık nedeniyle enerji veren kan şekerini dengeli bir biçimde yükselten besinlerin (beyaz ekmek, pirinç pilavı gibi yerine bulgur pilavı, kepekli ekmek veya kepekli makarna gibi posalı besinler) tüketimi de tercih edilmelidir.' şeklinde konuştu.
Çelik, 'Yemek sonrası aşırı şerbetli, yağlı tatlılar yerine, sütlü tatlılar veya meyve tatlıları gibi daha hafif tatlıları tercih etmek sağlık açısından daha uygun görülmektedir. Hem iftar hem de sahur yemeklerinde gün boyu aç kalma düşüncesiyle gereğinden fazla ve hızlı yemek yeme sonucu hazımsızlık, mide ağrısı, kabızlık, kan şekeri ve tansiyonda ani yükselmeler meydana gelebilmektedir. Bu nedenle bu tür sağlık sorunlarından uzak kalabilmek için iftar ve sahurda yavaş yavaş ve az miktarda yemek yenilmeli, yemekler ağızda iyice çiğnendikten sonra yutulmalıdır. İftar yemeğinden hemen sonra televizyon veya bilgisayar karşısına geçmek, koltukta dinlenmek yerine biraz hareket etmek, kısa mesafeli yürüyüşler yapmak sindirime yardımcı olması açısından yararlı olmaktadır. Oruç tutmak sağlıklı insanların metabolik dengesinde çok önemli değişiklikler yapmazken, şeker hastalığı ve karaciğer yetmezliği gibi bazı hastalıklarda veya hamilelik gibi özel durumlarda metabolik dengeyi olumsuz etkileyebileceği göz ardı edilmemelidir. Aynı zamanda kronik hastalığı olan kişilerin ise mutlaka ilgili uzman hekime danışarak oruç tutmaları gerektiği konun uzmanları tarafından özellikle vurgulanmaktadır.' diye konuştu.
İl Sağlık Müdürü Çelik, Ramazan ayı dolayısıyla müdürlük bünyesindeki öncelikle acil hizmet veren sağlık kuruluşları ve hastaneler başta olmak üzere tüm sağlık birimlerinin uyarıldığını kaydetti.
Kaynak: CHA