Yılmaz Güney, filmleri kadar kişiliğiyle ve sansasyonlarıyla da Türk sinemasında derin izler bıraktı. Deli dolu tavırlarıyla çoğu zaman başına iş açan Güney'in maceraları bugün bile arkadaşlarını heyecanlandırıyor. Bunlardan biri de Tuncel Kurtiz. Deneyimli aktör, Karakalem Dergisi'ne hayatını anlatırken Yılmaz Güney'le ilgili bir anısını anlatmadan geçmedi. Kurtiz'in 'Bunu pek kimse bilmez' dediği olayın başrolünde dönemin Türkiyes güzellerinden Nebahat Çehre var.
İşte Kurtiz'in ağzından Çirkin Kral'ın treni durdurmaya kadar varan macerası:
'Nebahat Çehre'nin kafasına koyduğu rakı kadehine 25 metreden silahla ateş ediyor bir kulüpte. Ve Nebahat taş gibi duruyor karşısında. Bu olaylardan sıkılan Nebahat kaçıyor evden, Eskişehir trenine biniyor. Yılmaz arabayla takip ediyor treni ve bir yerde yakalıyor.
Treni geçiyor, bir makas bulup arabayı rayların üzerine koyuyor. Açıyor farları, yakıyor sigarayı, bekliyor. Tabii tren bağırarak geliyor. Yılmaz Güney hiç istifini bozmadan duruyor rayların üzerinde. Makinisler zor bela, çarpmaya ramak kala durdurabiliyor treni. Kim bu i.ne diyerek hışımla iniyorlar aşağı. Yılmaz Güney'i görünce şaşırıp, 'Hayrola ağabey', diyorlar.
Yılmaz 'İçerde bir emanetim var,onu almaya geldim' diyor.Nebahat Çehre'yi trenden inip götürüyor.
Nebahat Çehre ise bu ilginç olayı şöyle anlattı: 'Biz kardeşimle birlikte Eskişehir trenindeydik. Teyzemlere gidiyorduk. Eskişehir'e varmaya da az kalmıştı. Birden tren durdu. Bir süre sonra bizim kapı çalındı ve içeri Yılmaz Güney girdi. Çok şaşırdık. Bize ' Sizi ben götüreceğim. Eskişehir'e mi gidelim yoksa İstanbul'a mı dönelim' dedi. Sonra hep birlikte İstanbul'a döndük...'
Hürriyet