1927 yılındaki bir yasaya dayanılarak, Osmanlı padişahlarını öven yazıların üstünün kapatılarak tahrip edilmesine kadar giden uygulamalar, nihayet son buluyor. Camilerdeki tarihi levhalar, aslına uygun olarak yeniden düzenleniyor.
'Bir Hüsn-ü Hat Sergisi' olarak ifade edilen Ulu Cami'deki yüzlerce hat yazısından kimilerinde, hattatların isimlerinin yazıldığı bölümlerde dönemin padişahının da ismi yer alıyor. Ancak, 1927 yılında çıkartılan 'Resmi bina olarak kullanılan yerlerde Osmanlı saltanatını öven yazı ve levhaların kaldırılmasını' isteyen yasanın emrettiğinin aksine, camilerdeki hat yazılarından bile padişah isimleri silinmiş.
'Bir Hüsn-ü Hat Sergisi Bursa Ulucami' kitabının yazarı tarihçi Zafer İhtiyar'ın verdiği bilgiye göre, Bursa Ulu Cami'de bu tahribatın örnekleri fazlasıyla var. Buruc Suresi'nin 21 ve 22. ayetlerinin bulunduğu hat levhada, eseri yazan Hattat Abdülfettah Efendi'nin imzasının bir kısmı, imzanın içinde 'hazine-i hassa-i şahane' ibaresi yer aldığı için boya ile kapatılmış. Abdülfettah Efendi'ye ait 'Allah Hu' yazılı levhada ise hattatın imzasının bulunduğu kısım Sultan Abdulmecid Han yazısı nedeniyle tümüyle kapatılmış.
Mihrabın sol tarafındaki duvarda Peygamber Efendimiz'in 'Sultan, yeryüzünde Allah'ın gölgesi (O'nun adına hüküm verici)dir. Zulme uğrayan herkes ona sığınır' yazılı hadisinde 'Sultan' ismi geçtiği için duvardan kazınmak istenmiş. Ancak, tepkiler üzerine kazınmayan yazı, aynı boyuttaki bir levha ile üstü kapatılarak saklanmış. Bu yazı, 1950 yılından itibaren ortaya çıkartılmış. Ancak, duvara tutturulan demir kancalar hala varlığını koruyor.
Buna benzer uygulamaların İstanbul başta olmak üzere bir çok ildeki tarihi bina ve camilerde de yapıldığı biliniyor. Bunların en bilinen örnekleri, İstanbul Üniversitesi'nin Beyazıt kapısındaki tuğra ve kitabeler. Kapının Beyazıt Camii'ne bakan kısmındaki tuğra ve 'Dâire-i Umur-ı Askeriye' yazısının üzeri mermer levha ile kapatılmış. Tuğranın üzeri bugün T.C. yazılı mermerle kapalı, ancak yazının üzerindeki mermer levha daha sonra sökülmüş. Yine aynı şekilde kapının iç tarafındaki tuğra ve Fetih Sûresi de 1930'lu yıllarda mermer ile kapatılmış. Ancak, 1950'lerde bunların üzerindeki mermerler sökülerek kapı, orijinal şekline getirilmiş. İstanbul Taksim'deki Galatasaray Lisesi'nin kapısındaki Osmanlı tuğrası da yerinden sökülmüş.
Ulu Cami'de bir süredir yürütülen restorasyon kapsamında tarihi levhalardaki tahribat da ortadan kaldırılıyor. Bunun ilk örneği, 'Allah Hu' yazılı levhada hayata geçirildi. Abdülfettah Efendi'ye ait 'Allah Hu' yazılı levhada hattatın imzasının bulunduğu kısım Sultan Abdulmecid Han yazısı nedeniyle tümüyle kapatılmış. 'Nemmekah-u Adbulfettah sersikkekünan hazine-i hafsa-i şahane fi ahdi es Sultan el gazi Abdulmecid Han' yazan imza kısmı restorasyonla yeniden ortaya çıkartıldı.
Yazar Zafer İhtiyar, yasanın yanlış uygulanmasından kaynaklanan tahribatların düzeltilmesinin çok önemli olduğunu söyledi. Bursa'da yapılan çalışma ile bir tarihi eserin daha tahribattan kurtarılmış olduğunu vurgulayan İhtiyar, 'Dünyaca ünlü büyük hattat Abduh Fettah'ın imzası yeniden ortaya çıktı. Önemli eserlerden birisi bu. Yanlış uygulanan bir kanun maddesi nedeniyle tarihi yazılar tahrip edilmişti. En azından bu kanun maddesi doğru uygulanmalı. Bu tarz tarhip edilen eserlerin aslına çevrilmelebileceğinin göstergesindir bu. Bu güzel bir başlangıç oldu. Umarım diğer eserlerin de aslına çevrilmesi sağlanır.' dedi.
Osmanlı düşmanı kültür politikalarının neticesi olarak 1927'de başlayan Osmanlı izlerini silme-tahrip etme siyaseti'nin yol açtıüı tarihsel tahribat 81 yıl sonra onarımla düzeltilmeye çalışılıyor.