Selefiler ve Tebliğ: Filistin Cihadını Durdurun:
Muhammed es-Savvaf*
Filistin?de İslami uyanışın güçlü bir şekilde ortaya çıktığı bir dönemde yaşıyoruz. Filistinliler İslami hareketlerle birlikte görünür bir şekilde daha fazla dindarlaştılar. Özellikle de İslami Direniş Hareketi (Hamas)?ın 2006 Haziranı?nda parlamento seçimlerini %60 gibi ezici bir çoğunlukla kazanmış olması, sadece Filistin?de İslami uyanışın giderek güçlendiği anlamına gelmiyor; aynı zamanda Filistinlilerin İslami harekete olan güveninin arttığını da gösteriyor.
Filistin?de Müslüman Kardeşler Hareketi?nin bir kanadı olan Hamas, Filistin?de İslami Hareket içerisindeki en büyük akım ve kitleyi kucaklayan en büyük İslami oluşum olarak görülüyor. Ardından Hamas geliyor. Bu iki hareket işgal güçlerine karşı verilen silahlı mücadelenin en ön saflarında çarpışan hareketler olarak biliniyor.
Hamas ve İslami Cihad?ın yanı sıra İslami eğilimli olmakla birlikte silahlı mücadeleyi benimsemeyen ya da en azından silahlı mücadele vermeyen başla hareketler de bulunuyor Filistin?de.. Filistin?de bu gruplar, sınırlı bir güce sahip kitlesel bir gücü olmayan küçük ve dağınık gruplardan oluşmakta.
Selefiler.. Ehl-i Hadis
Kendilerine Selefiler ya da ?Ehl-i Hadis? ismini veren bu kişiler, Filistin?de farklı bir dindarlaşma modeli oluşturuyor. Fikirleri, bazı Filistinli gençler arasında taraftar bulmuş. İlim halkaları oluşturuyor, belirli alimler etrafında toplanıyor ve onlardan Hadis ve Usul-ü Hadis, Tevhid ve bazı Şeri ilimlerle ilgili dersler alıyorlar.
Filistinli ?Ehl-i Hadis? ekibi, Suudi Arabistan?daki Yüksek Ulema Heyeti?nin yanı sıra Bin Baz, İbn-i Useymin ve el-Albani (Allah rahmet etsin) gibi isimleri kendilerine referans olarak alıyorlar.
Selefi davete mensup kişiler, İslami yönelimli diğer gruplara ?Hizipçiler/Particiler? adını veriyor, onları Müslümanları paramparça etmekle suçluyorlar. İnsanları bu hareketlere katılmamaları yönünde uyarıyorlar.
Yusuf el-Karadavi, Muhammed Gazali ve Seyyid Kutup gibi isimleri çokça eleştiren Selefilerle Hamas hareketi mensupları arasında sık sık tartışmalar çıkıyor.
Selefiler, Filistin Özerk Yönetim Başkanı Mahmut Abbas?ı kendisine itaat edilmesi gereken veliyyu?l emr olarak görüyor. Filistin?in cihadla kurtulacağını düşünmekle birlikte bu kişilerin henüz gelmediğini ve cihada izin veren bir emire ihtiyaç duyduğunu ifade ediyor. Diğer grupların verdiği bireysel ya da toplu cihadı kabul etmiyorlar.
Selefilerin faaliyetleri, ilim halkaları, kitap basımı gibi işlerden ibaret olup bunlarla uğraşırken siyasetten konuşmaya yanaşmıyorlar. Asıl uğraş alanları bidatlerle uğraşmak. Şirk olarak niteledikleri işlerle uğraşmaktan insanları alıkoymaya çalışıyorlar.
Partiye Hayır
Gazze?deki Selefi davetin önde gelen isimlerinden Şeyh Muhammed Hıllis, Selefi davetin İslam dünyasında yaygın olan diğer cemaatler gibi örgütsel anlamda bir parti olmadığını ifade ederek şunları söyledi: ?Bizde örgüt olmaz, biat da gizli davet de yoktur.? Hıllis, selefi davette kendilerine bağlanılan ve taassup gösterilen bir ismi olmadığını ifade etti.
Hıllis ayrıca, selefilerin parti veya grup siyasetine hoş bakmadığını, kendilerinin insanların algılarına hitap ettiklerini, onları belirli gruplarda toplayarak bedenlerine hitap etmediklerini söyledi. Hıllis şunları kaydetti: ?Bizim davetimiz, insanları partileşmeye değil Peygamber Efendimiz dönemindeki anlayış ve yaşayışa çağırmaktır.?
Şeyh hemen ardından ?Parti kurmak isteyen kişiye, başka parti kurmak isteyip istemediğini sorduğumuzda, şayet evet derse, Müslümanların parçalanmasına göz yummuş olacak ki Alemlerin rabbi Allah (c.c.) , Müslümanları parçala(n)maktan nehyediyor. Şayet hayır derse biz de ona ?Niçin başkalarına haram gördüğün şeyi kendin için meşru görmektesin?? deriz.?
Selefi davetin partisel çerçevede faaliyet gösteren örgütlere bakışıyla ilgili olarak onları Müslüman kardeşleri olarak gördüklerini söyleyen Hıllis, ?Onları kesinlikle tekfir etmiyoruz. Ancak, çeşitli uygulamalarıyla partileşme yanlışı ve dini parçalama hatası içine düşmüşlerdir.? ifadelerini kullandı.
Selefiler ve Cihad
Selefilerin Filistin?deki işgalin ortadan kalkması için verilecek silahlı mücadeleyle ilgili olarak Şeyh Muhammet Hıllis, davetinin silahlı mücadeleye inandığını, bunu görev olarak gördüğünü, ancak cihadın zamanı gelmekle birlikte henüz bu cihadı yapacak olan erlerin gelmemiş olduğunu söyledi. Ona göre cihadın belirli şartları var, buna göre henüz bu, Müslümanların üzerinde bir görev haline gelmiş değil.
Hıllis, başka grupların silahlı mücadeledeki aceleci tavırlarını kabul etmediğini belirterek, cihadın sonuç alabilmesi için bir emiri, bir ordusu olması gerektiğini söyledi.
Özerk Yönetim Veliyyu?l Emr?dir
Filistin Özerk Yönetimi?ne ilişkin tavırla ilgili olarak Şeyh Hıllis, ?Bizim bundan önceki hükümete ve bundaki sonraki yönetimlere karşımız tavrı net ve sabittir. Peygamber efendimiz (s.a.v) bir çok hadisinde, Müslümanların ülkesinde, yöneticilerin İslam şartı olduğu müddetçe onlara itaati teşvik etmiştir. Biz yöneticilerimizin kurtuluşa ermelerini isteriz, çünkü onların kurtuluşu ümmetin kurtuluşudur.?
Hıllis, el-Fetih?le Hamas arasındaki çatışmaları, ?kendisinden uzak durulması gereken bir fitne? olarak nitelendirdikten sonra, ?Hangi bakımdan olursa olsun bu bir fitnedir. Herkes Müslümandır, kimseyi tekfir etmeyiz. Öldürmekten nehyederiz. Peygamber efendimiz ortaya çıkacak fitneleri haber vermiştir. Bu tür fitneler ortaya çıktığında evlere kapanılmasını tavsiye eder, bu konuda ya da hata yapan kişiler hakkında konuşmayı da nehyederiz.?
Hıllis, selefi davetin önceliğinin tevhid davası ve bu davanın insanlar arasında yayılması olduğunu, bu konuları anlatan kitap, video ve kasetlerle tevhid çalışmalarının yürütülmesini amaçladıklarını, insanların akidelerini şirkten arındırma davası güttüklerini kaydetti.
Gazze Şeridi?nde mescitlere hakim olan partilerden şikayette bulunan Hıllis, bu parti ve grupların selefi davetin ilim halkaları oluşturmalarını ve öğrencilerin mescitlere gelmesini engellediklerini bildirdi. Gazze Şeridi?nde selefi davetin öncüleri arasında Semir el-Mebhuh, Şeyh Fuad Ebu Said, Dr. Selman ed-Daye, Şeyh Halide ed-Dealise yer alıyor.
Tebliğ ve Davet
Dünyadaki bir çok İslam ülkesinde bulunan Tebliğ ve Davet Cemaati, Gazze Şeridi?ndeki en meşhur cemaat. Bu cemaat üyeleri, Güneydoğu Asya ülkelerindeki insanlar gibi giyiniyorlar.
Tebliğ ve Davet Cemaati, 60?lı yıllarda Hindistan?ın Başkenti Hindistan?da kurulmuş bir cemaat. Daha çok Doğu Asya ülkelerinde yayılma imkanı bulmuş. En önemli hedefleri arasında İslam?ın insanlar arasında yayılarak İslam ahlakıyla ahlaklanmalarını sağlamak. Cemaat Filistin?de 70?li yılların sonlarında ve 80?li yılların başlarında, en tanınmışları Şeyh Ali el-Ğafri olan Filistinli davetçiler tarafından kurulmuş. Cemaatin aynı zamanda emiri olarak görülen el-Ğafri, Cemaat bireyleri ve Gazze ahalisi tarafından saygıyla karşılanıyor.
Siyasetten Bahsetmek Yok
Tebliğ Cemaati, kesinlikle siyasi konulara girmiyor. Cihad hakkında konuşmadıkları gibi cihadı yapma gibi bir kaygıları da yok. Bütün çabaları insanları ibadetlere ve İslam ahlakına bağlı kalmaya davet etmek. Kendi yöntemlerine göre insanlara İslam ahlakını ve ibadetlerini anlatmak için yola çıkıp kilometrelerce mesafe katediyorlar.
Tebliğ ve Davet Cemaati, bütün Filistinli gruplarla iyi ilişkiler içerisinde olduğu gibi aynı zamanda Filistin yönetimiyle de üst düzeyde bağlantıları var.
Cemaatin yetkilileri, genellikle medya önünde konuşmaya, bunun bir takım sorunlara yol açacağı endişesiyle pek yanaşmıyorlar.
Cemaatin Filistin?de gidip geldiği ve yönetimini üslendikleri büyük bir mescitleri var. Birçok dini medresenin yönetimini de yürütüyorlar. Buralarda insanlara şer?i ilimleri öğretiyorlar. Bu mescitte her Perşembe bir araya geliyorlar.
Cemaat cihad hakkında konuşmamakla birlikte, üyelerinin cihad faaliyetlerinde bulunan Hamas ve İslami Cihad gibi İslami hareketlerin faaliyetlerine katılmasını engellemiyor. Hatta cemaatin üyelerine kendisine katılma hususunda herhangi bir şart ileri sürmemesi nedeniyle bazı üyelerinin işgal güçlerine karşı girişilen bazı eylemlere katıldıkları biliniyor.
Allah için Yola Çıkmak
1987 yılındaki Filistin İntifadası?ndan önce cemaat üyeleri, İsrail?in herhangi bir engellemesi olmaksızın Filistin?in her tarafında dolaşmaktaydılar.
Cemaat, Gazze?nin mahallelerinde ve mescitlerinde 3 günden 40 güne kadar süren ?huruç? (yola çıkma) olarak isimlendirilen toplu dolaşmalarda bulunuyor. Bazen bu yolculuklar 4 ay sürerken cemaat, insanları bu yolculuğa katılmaya çağırıyor. Bazen de cemaat üyeleri insanlara davet için ülke dışına çıkıyorlar.
Cemaatin ayrıca kadın kolları faaliyetleri bulunmakta olup ilim halkaları ve dersler yoluyla hanımların eğitimlerine katılmaktadırlar.
Bazı Filistin uleması, Tebliğ ve Davet Cemaati?ni kapsamlı olmamak ve dinin sadece bir kısmına sarılmakla eleştirmektedir. Cemaatin sadece şekli ibadetler üzerinde yoğunlaştıklarını söyleyen Filistinli âlimler, cemaatin hayatın diğer alanlarıyla ilgilenmediğini ifade etmekte. Aynı âlimler, cemaatin dinle siyaseti birbirinden ayırdığını, huruç olarak adlandırdıkları yolculuğu bir ibadet şekline dönüştürdüklerini, yolculuğu cihad ve ilim talep etme amaçlı yolculuklardan ayırdıklarını, bazılarının ise ailelerinin haklarına riayet etmediklerini ifade ediyor.
Son olarak, Allah-u Teâlânın şu sözünü ifade etmeden geçemeyeceğiz: ?Herkes kendi yaratılışına (fıtrat tarzına) göre davranır. Şu halde kimin daha doğru yolda olduğunu Rabbin daha iyi bilir.? (İsra-17/84)