Fatiha Tefsiri ve Kırk Hadis'i British Museum Library'de tespit edip kitaplaştıran Yard. Doç. Hüseyin Özcan, eserlerin tasavvuf dünyası için büyük önem taşıdığına dikkat çekiyor. Baha Said, M.Fuat Köprülü ve Abdulbaki Gölpınarlı gibi ünlü edebiyat tarihçisi ve yazarların Hacı Bektaş-ı Veli'ye ait olduğunu bildirdiği iki önemli eser gün yüzüne çıktı. Bugüne kadar nerede olduğu bilinmeyen 'Fatiha Tefsiri' ve 'Kırk Hadis'in orijinal metinleri Londra'daki British Museum Library'de bulundu. 'Fatiha Tefsiri' kitaplaştırılırken, 'Kırk Hadis' için de hazırlıklar sürüyor. Alevilik ve Bektâşilik konusundaki çalışmalarıyla tanınan Fatih Üniversitesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Hüseyin Özcan, İngiltere'de kayıp eserlerin izine rastladı. Fatiha Tefsiri'nin burada son yaprağı eksik nüshasını tespit eden Özcan, daha sonra Süleymaniye Kütüphanesi'nde de başka bir nüshaya ulaşarak karşılaştırma yoluyla metni oluşturdu. İki eserin hemen hemen aynı olduğuna dikkat çeken Özcan şu bilgileri verdi: 'Esad Coşan ve Bektaşi dedelerinden Bedri Noyan, Fatiha Tefsiri'nin Tire Kütüphanesi'nde bulunduğunu söylüyordu. Orada çıkmadı. British Museum Library'de 'Makalat' adlı eseri incelerken son tarafında tefsirin ek olarak konulduğunu fark ettim. Bu, onun Besmele Tefsiri ile de üslup olarak benzeşiyordu.'
Söz konusu eserlerin tasavvuf dünyasına önemli katkılar sağlayacağına işaret eden Özcan, Hacı Bektaş-ı Veli'nin Müslüman kimliğinin gözden kaçırılmaması gerektiğinin altını çiziyor: 'Her mutasavvıf gibi onun da referans kaynakları Kur'an ve hadislerdi. Bunu, bütün eserlerinde açıkça görüyoruz.'
Fatih Üniversitesi Öğretim Üyesi Hüseyin Özcan, Hacı Bektaş-ı Veli'nin Fatiha Tefsiri adlı eserinin varlığının bilindiğini söyledi. 'Bugüne kadar eser hakkında fazla bilgi yoktu. Varlığı biliniyordu ama metnine ulaşılamıyordu.' diyen Özcan, kayıp eserleri bulma düşüncesinin nasıl ortaya çıktığını şöyle anlattı: 'Yüksek lisans tez konusunu görüşmeye gittiğimde Abdurrahman Güzel hocam, Hacı Bektaş-ı Veli'nin Fatiha Tefsiri adlı eserinin Tire'de bulunduğuna yönelik bir rivayet olduğunu söyledi. Bana 'Bu eseri bir araştır, bulabilirsen eser üzerinde yüksek lisans tezi yapabilirsin' demişti. Ben de, benden önceki araştırmacılar gibi Fatiha Tefsiri'ni Tire'de bulamadım. Sonraki dönemlerde de gittiğim kütüphanelerde eseri aradım. 2007'de gittiğim İngiltere'de Oxford, Cambridge, Manchester gibi şehirlerin kütüphanelerini bu niyetle araştırdım. Ancak Londra'da British Museum Library'de eseri bulabildim.'
2009 yılının UNESCO tarafından Hacı Bektaş-ı Veli yılı ilan edildiğini hatırlatan Özcan, 'Bir şahsiyeti en iyi tanıtan onun eserleridir.' dedi. Özcan, bu eserlerin, milyonlarca kişinin sevgi beslediği, Türk tasavvuf dünyasının önemli bilgelerinden olan Hacı Bektaş-ı Veli hakkındaki bilgilere önemli katkılar sağlayacağını da ifade etti. Çalışma sayesinde Hacı Bektaş-ı Veli'nin tüm eserlerinin gün yüzüne çıkarılmış olduğunu söyledi. Hacı Bektaş-ı Veli'nin 13. yüzyılda Anadolu'ya geldiğini hatırlatan Hüseyin Özcan, onun, isyan hareketlerine karşı halkı birliğe davet ettiğini söyledi. 'Bir olalım, diri olalım' ve 'İlimden gitmeyen yolun sonu karanlıktır' diyerek cehaletle savaştığını anlatan Özcan, şunları söyledi: 'Yeni eserleriyle birlikte Hacı Bektaş-ı Veli daha çok tanınacaktır. Gözden kaçırılmaması gereken, Hacı Bektaş-ı Veli'nin Müslüman kimliğidir. Her mutasavvıf gibi onun da asıl referans kaynakları Kur'an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerdir. Bu durumu Makâlât ve benzeri eserlerinde açıkça görmekteyiz. Hacı Bektaş-ı Veli, eserlerinde konularını işlerken ilgili ayet ve hadislere sıkça yer vermiş, bu temel kaynakları kullanmıştır.'