Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turgut Yeni Şafak'a verdiği ropörtajda Nihat Genç hakkında 'onu Akşam'a almak büyük hataydı' sözleri ve röportajın akşam ATV ana haberlerinde Nihat Genç'in resmi ekrana getirerek Serdar Turgut'un yazar Nihat Genç'e 'siyasi meczup (deli)' dediği şeklinde duyurulması sivri dilli yazarı öfkelendirdi.
Nihat Genç, Nihat-genc.com adlı siteden hakkındaki iddialara cevap verdi. 'Bir büyük gazetenin yönetmeni benim için 'deli' demesi madalya listemi yeniden gözden geçirmeme fırsat verdi' diyen Genç, listesini başlıklar altında toparladı. İşte Nihat Genç'in derlediği, hakkında basında çıkan önemli yazılardan bazıları...
1. Hrant Dink öldürüldüğünde Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Ufuk Güldemir (kanserden geçenlerde öldü) Hrant'ı öldüren çetelerin lideri Nihat Genç'tir diye bir büyük analiz yazısı yazdı ve başhaber olarak verdi.
2. Daha önce şimdi Sabah yazarı Engin Ardıç adımı alenen yazarak beni PKK'lı olarak takdim eden bir yazı yazdı. (Bu yazı üzerine özür dilemediği için Akşam'dan ayrılmıştım)
3. Daha önce Orhan Pamuk tartışmalarında Murat Belge Radikal Gazetesi'nde benim için 'tescilli faşist' dedi. (Tescil, yani resmi kayıtlı demek, yani, ben bir adam öldürmüşüm iması taşıyor.)
4. Aynı imayı Ahmet İnsel adında Radikal yazarı da yaptı.
5. Ve Birgün Gazetesi'nden Rıdvan Akar, şimdi, Mehmed Ali Birand'la proğram yapıyor, benim için sütununda 'katil' dedi, telefon açtım, nerde katillik yapmışım dedim, Fatsa'da dedi.. Meğer orada bir Nihat Genç varmış ve gerçekten adam öldürmüş. Herifcioğlu isim benzerliğinden bana 'katil' dedi.
6. Taraf Gazetesi bir ay önce hakkımda uzun uzadıya yazılan bir köşe yazısında benim için El Kaide'nin ve İbda-C'nin lideri, üstadı ifadeleriyle itham eden ağır bir yazı yazdı. Amerikan elçiliğinde yapılan baskında polisleri öldüren benmişim.
Madalyalarımı toplayalım, ne demişler hakkımda, 1.PKK'lı, 2.Katil 3. Hrant'ı öldürenlerin çete reisi, 4. El-Kaide lideri-üstadı.. 5.Türk polisilerini Amerikan elçiliğinde öldüren örgütün lideri. 6. Ve şimdi de Serdar Turgut benim için 'deli' dedi.
Nihat Genç hakkında ağır yazılar yazan bu isimlere karşı öfke dolu sözler sarfediyor:
Bu madalyaları bana verenlerin isimlerini de toplayalım: Engin Ardıç, Murat Belge, Ahmet İnsel, Rıdvan Akar, Taraf Gazetesi ve Serdar Turgut.
Bu madalyaları bana veren bu isimlere bir daha bakın. Bu ülkede demokrasi özgürlük laflarını en çok eden yazar tayfası.
Bu yazar tayfasını bu kadar çıldırtan bu kadar şaşırtan bu kadar iftira ve karalamaya sürükleyen bu kadar insanlık dışı hukuk dışı konuşturan yazdıran duygu nedir?
Söyleyeyim, bir fikirle bir düşünceyle başedemedikleri zaman yapacakları tek şey vahşice kusmaktır, iftira atmaktır, karalamaktır.
Bakın genç kardeşlerim, 90'lı yıllarda bankalar soyuluyordu ve biz amansız yazılar yazıyorduk.
Aydın Doğan'ın benim yazılarımı izlemesi için yetkilendirdiği avukatlar grubu hakkımda bir çok dava açtı.
İki, Susurluk faili meçhulleri sürerken yazdığım yazılar ve yaptığımız kapaklar üzerine tehditlerden aylarca sokağa çıkamaz olduk ve bugün adını ekranlardan çokca duyduğunuz Ergenekon diye bildiğiniz isimlerden özel sipariş tehditler aldık ve gerçekten aylarca eve kapanık yaşadık.
Üç, 28 Şubat sürecince Çevik Bir'lere karşı ağır yazılar yazdık ve kendine kemalist avukatlar grubu diyenler hakkımızda birçok dava açtı ve tazminatlar ödedik. Ve şimdi önümüzde koskoca bir Ergenekon soruşturması ve binlerce dosyası var.
Yani, geçtiğimiz yirmi yıl içinde birçok avukat grubu bir çok savcı bir çok mahkeme hayatımızı didik didik etti, aradı, sordu, soruşturdu ve telefonlarımız dinlendi ve yıllarca sıkı takipte yaşadık. Sonuç: İşte karşınızdayım. Hakkımda beni suçlayacak bir iz, bir bağlantı, bir kötü şey, bir karanlık bulamadınız, asla da bulamazsınız.( l2 Eylül soruşturmalarını da unuttum, ordan da geçtik...)
Bir fikri karalayarak iftira atarak yenemezsiniz. Ajanlarla soroslarla vakıflarla projelerle işbirlikleriyle bir düşünceyi asla yenemezsiniz. Bütün TV'leri ele geçirseniz bütün yazarları satın alsanız dahi ve her akşam binlerce iğrenç iftirayı halkın sofralarına kussanız dahi tertemiz bir vatan ve insanlık sevgisiyle başedemezsiniz.
Nihat Genç ismine bu kadar iftira atarken aynı gazete ve yazarlar yirmi yıl boyunca kitaplarımı ve konuşmalarımı yoksaydı görmezden geldi ve inanılmaz bir sansür uyguladı. Oysa kitaplarımın sayısı yirmiye ve baskısı çoktan üçyüzü geçti ve içinizde hiçbir yazar benim kadar büyük kitlelere konuşma şansını ele geçiremedi. Ve hepinizle her şekilde her yerde her türlü TV proğramında yüzleşmeye hesaplaşmaya hazırım. Savcılarınız satılmış yazarlarınız holdingleriniz kimleriniz varsa başka alın ve gelin, sizinle konferans salonlarında panellerde mahkemelerde gazete sayfalarında ekranlarda canınız nerde ne şekilde istiyorsa yüzleşmeye konuşmaya tartışmaya her zaman açığım ve burdayım.
Benim adım Nihat Genç, bu çocuğu bu ülkenin ve insanlığın şarkıları büyüttü, Şekspirler, Mevlanalar Karacaoğlanlar, Pir Sultanlar büyüttü beni. Bu bileği bükemezsiniz. Bu çelik bilek gücünü ülkemin şiirlerinden hikmetlerinden hikayelerinden aldı.
Sizin milyarlık holdingleriniz var, benim yalnız kalemim var. Sizin medyada torpilli cakalı tafralı süslü boyalı köşeleriniz var, benim sadece kelimelerim var. Sizin savcılarınız var, Amerikanız var, ajanlarınız var, sinsi projeleriniz var, benim sadece daktilom var.
SERDAR TURGUT, NİHAT GENÇ'E NE KADAR MAAŞ VERİYORDU?
Sayın Serdar Turgut size de bir lafım var, sizin bir ayda kazandığınız parayı ben beş yılda kazanamadım. Engin Ardıç'a ödediğiniz maaşları söyleyin yine aynı dönemde benim aldığım parayı ilan ediniz, komik ama söyleyeyim,sanırım ayda üçyüz milyon kadar yanılabilirim ikiyüz de olabilir dörtyüz de, ama beşyüz değil. İşte asıl delilik bu. Yüzbinlerce dolar yani banka soymuş gibi paraları yazarlık yaparak kazanacaksınız ve kurulduğunuz köşeden herkese iftira atma karalama hakkını kendinizde göreceksiniz. Bundan büyük delilik olur mu? Sizi okuyan kaç kişi beni okuyan kaç kişi? Sizi dinleyen kaç kişi, beni dinleyen kaç kişi? Peki yeteneğiniz ve etki gücünüz bu kadar sınırlıyken bu kadar çok kazanmanızın sırrı nedir? Söyleyeyim, işte asıl delilik budur. Türkiye delirmiş. Sizlere bu paraları verenler delirmiş. Sizleri bu torpilli köşelere yerleştirenler delirmiş. Bir tuhaf mekanizma var, sizin sesinizi açıyor bizim sesimizi kısıyor, bu ses ayarını kim yapıyor?
Bu ses ayarını kim yapıyorsa yapsın, bu iftiraları kim tezgahlıyorsa tezgahlasın, ben, beni büyüten annemin dualarını ülkemin türbelerini cumhuriyetimi kandillerimi bayramlarımı ve bu toprakları süsleyen bu ezanlardan ve Mehmet Akifler'den yükselen daha derin daha ilahi daha coşkun daha tanımsız sesler duyuyorum ve bu sesleri kısmaya hiçbirinizin gücü yetmeyecek.
TIMETÜRK