Kalbin atım sayısının artarak, normal değerlerin üzerine çıkması haline taşikardi denir. Kalbin hızı, bir dakika içindeki atım sayısıyla belirlenir. Bu hızın normal değerleri, yaşa bağlı olarak değişir. Yeni doğan bir çocuk için bu değerler 100 ile 140; yetişkinlerdeki normal değerlerse 60 ile 100 arasındadır. Kalbin atım sayısının 60?ın altında olmasına bradikardi, 100?ün üstünde atmasına ise taşikardi denir.
Kalbin içinde uyarı üreten, kalbin kendi pili diyebileceğimiz sinüs düğümü adlı bir merkez vardır. Normal atan kalpte kalp normal de atsa, taşikardik yada bradikardik de atsa ilk elektrik uyarısı bu noktadan çıkar. Bu noktadan uyarı çıkmayıp kalp içerisinde başka noktalardan elektrik uyarısı çıkması haline aritmi denir.
Bir de çarpıntı (tıp dilindeki ismi palpitasyon) terimi vardır ki bunu taşikardi terimiyle karıştırmamalıdır. Çarpıntı, kalp atışlarının hastanın kendisi tarafından hissedilmesi demektir. Çarpıntı sırasında kalbin atım sayısı düşük (bradikardi), normal veya fazla (taşikardi) olabilir. Taşikardisi olan kişiler genellikle çarpıntıdan da şikayet ederler. Yani her taşikardiye çarpıntı, her çarpıntıya taşikardi eşlik etmeyebilir. Bazan, kalbin anormal atımları, terleme hissi veya çarpıntı şeklinde tarif edilebilir.
TAŞİKARDİNİN SEBEPLERİ NELERDİR?
Taşikardi, herhangi bir hastalığa veya sebebe bağlı olarak ortaya çıkabildiği gibi, doğrudan sadece kalple ilgili olarak da ortaya çıkabilir. Vücudun kan ve oksijen gereksiniminin arttığı egzersiz durumunda kalp normal olarak hızlanır ve fizyolojik bir taşikardi meydana gelir. Hatta vücutta, yine kan ve oksijen gereksinimini arttıran korku, kansızlık, ateş (Ateşin 1°C artması, kalbin dakikadaki hızını 20 artırır), troid bezinin aşırı çalışması gibi hastalıklar nedeni ile de taşikardi oluşur ve burda yine fizyolojik taşikardi söz konusudur. Çünkü ortada kalpten kaynaklanan bir hastalık yoktur. Vücudun ihtiyacı artmıştır ve kalbin sinüs düğümüde kalbi hızlı çalıştırmaktadır.
Bir de doğrudan kalple ilgili olarak ortaya çıkan taşikardiler vardır ki, bunlar genellikle kalp hastalıklarıyla ilgilidirler (damar sertliğine bağlı koroner yetersizlikleri, kalp yetersizlikleri, kalp iltihapları ve sebebi bulunmayan haller).
Kalpten kaynaklanan ritm bozukluklarını kabaca kalbin kulakçıklarından ve karıncıklarından kaynaklanan aritmileri olarak ikiye ayırabiliriz.
Bir kaç istisnai durum dışında kalbin karıncıklarından kaynaklanan aritmiler daha tehlikelidir ve daha hızlı tedavi gerektirir.
Taşikardi 30 saniyeden uzun sürüyorsa kendiliğinden düzelse bile ?sürekli taşikardi?, 30 saniyeden kısa sürüyorsa ve arada normale dönüyorsa -sık sık tekrarlasa bile- ?süreksiz taşikardi? olarak isimlendirilir. Ritm bozukluğunun hayati tehdit etmesi açısından bir göstergedir.
Kalpte ritm bozukluğu yapan kalbe ait hastalıklar ve kalp dışı nedenler aşağıdaki gibidir:
Daha önce geçirilmiş kalp krizi veya ateroskleroz
Kalp hasarı veya doğumsal kalp hastalığı ( Uzun QT sendromu )
Kalp yapısının veya fonksiyonlarının bozulması, kardiomiyopati (kalp kasının anormal olarak genişlemesi, kalınlaşması, sertleşmesi) veya kapak hastalığı
İlaçların etkisi
Aritminin diğer nedenleri kalple ilişkili değildir. Bunlar;
Ciddi stres
Kafein tüketimi (çikolata da dahil)
Alkol tüketimi
Sigara
Öksürük, soğuk algınlığı, kilo vermek için reçetesiz satılan ilaçlar.
Bazı uyuşturucular (Kokain gibi)
Uykusuzluk
TAŞİKARDİ HANGİ YAŞLARDA SIK GÖRÜLÜR?
Anne karnındaki dönem de dahil olmak üzere aritmi hemen her yaşta görülür. Ancak atriyal fibrilasyon gibi bazı aritmiler ileri yaşlarda ventriküler taşikardi ve ventriküler taşikardi gibi aritmiler kalp krizi geçirenlerde daha sık görülür.
ARİTMİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Doğrudan kalple ilgili taşikardiler zaman zaman nöbetler halinde ortaya çıkar. Birkaç saniye sürebildikleri gibi, saatlerce, hatta günlerce de sürebilirler. Bu taşikardilerin kalbin kulakçıklarından veya karıncıklarından kaynaklanmalarına bağlı olarak değişik tipleri vardır. Bunların tedavileri tiplerine göre değişiklik gösterir. En tehlikeli olanı, Ventüküler taşikardi denilen karıncıktan kaynaklanan bir tipi olup hemen müdahale edilmezse hasta ölebilir. Aritminin belirtileri kişiden kişiye ve anormalliğin kaynağına göre değişir.Bazı kişilerde hiç belirti görülmez. Yani hasta herhangi bir anormallik hissetmez ama aritmi vardır.
Ancak sıklıkla hissedilen belirtiler şunlardır;
Çarpıntı
Göz kararması , yorgunluk, bayılma ( kalpten beyne ve vücuda yeterli kan gitmemesine bağlı)
Özellikle yaşlı kişilerde nedeni anlaşılamayan düşmeler
Angina (göğüs ağrısı,baskı hissi )
Nefes darlığı (dispne )
Ciddi durumlarda kalp durması ve ani ölüm görülebilir.
ARİTMİ TANISI NASIL KONUR ?
Aritmi tanısını koymak çok önemlidir. Çünkü uzun süreli tanı konmamış artmiler zamanla kalpte geri dönüşümsüz hasara yol açarlar. Bundan dolayı eğer bir kişi kalbinde çarpıntı hissediyorsa zaman kaybetmeden bir kardiyoloğa başvurmalıdır. Aritmi tanısı koymak için bir sürü değişik test vardır.
Elektrokardiogram: (EKG); Aritmi tanısında çekildiğinde en değerli test olmakla birlikte aritmi esnasında çekilirse tanı koydurucudur. Hasta hastaneye ulaştığında ritmi düzelmişse normal çıkacaktır. Sadece 10-15 saniyelik bir kayıt süresini gösterdiğinden kısa süreli ve seyrek olan aritmileri bu testle tesbit etmek zordur. Bu yüzden aritmi hissedildiği zaman EKG çekilebilecek en yakın merkeze gitmek en doğrusudur. Ondan sonra tedavi için istenilen hastaneye gidilebilir.
Holter testi: 24 ile 72 saat süresince hasta gündelik hayatını yaşarken kalp ritmini kaydeden bir cihazın verilerin bilgisayar ortamında analizi ile yapılan bir testtir. Cihaz takılı iken aritmi olursa tanı konulabilir yoksa sonuç normal bulunacaktır. Ancak cihaz takılı iken hasta palpitasyon dediğimiz çarpıntıyı hissetmiş ama o esnada kalp ritmi normal bulunmuşsa, hastada aritmi saptanmamış olur ki buda hastada hastalık olmadığını sorunun psikolojik kaynaklı olduğunu gösterir.Ekokardiogram: Kalbin yapısını ve fonksiyonlarını göstermek için ses dalgalarını kullanır.Hastanın atan kalbi video ekranında görülür ve doktor bu görüntüden kalbin duvar kalınlığını, boyutunu ve fonksiyonunu saptar.
Kalp Kateterizasyonu: Bunlardan biri Elektrofizyolojik tetkiktir.Aritminin tam kaynağını ve doğasını saptamak amacıyla kontrollü elektriksel uyarılar kullanılır.Elektriksel fonksiyon bozukluğu saptandığı zaman radiofrekans ablasyonu bunu tedavi etmek için kullanılır.
Tilt masa testi: Aritmiyle ilişkisi olmayan bayılma ataklarının nedenlerini saptamak amacıyla kullanılır.Test esnasında hasta masaya yatar ve bağlanır.Daha sonra masa ayağa kaldırılır ve kalp hızı ile kan basıncı ölçülür.
ARİTMİ HASTALARINA NE TEDAVİ VERİLİR?
Tedavi metodu aritminin cinsine ve ciddiyetine göre değişir. Kalp dışı sebeplere bağlı taşikardiler, altta yatan sebep düzelmedikçe devam ederler. Onun için bu tür taşikardilerin tedavisi, buna sebep olan hastalığın tedavisiyle mümkündür. Mesela, kansızlığa bağlı taşikardide kansızlık düzeltilmedikçe taşikardi de düzeltilemez. Öncelikle bir Kardiyoloji Uzmanı değerlendirilmesi önerilir. Çünkü hayatı tehdit edici çarpıntılar kardiyak kökenli olanlardır. Kardiyak nedenler ekarte edilince diğer nedenler tespit edilerek, ilgili uzmanlık tarafından gerekli tedavisi yapılır.
Bir çok süreksiz aritmiler yaşam şeklini değiştirmek dışında tedaviye ihtiyaç duymazlar. Bunlar;
Kahve alımını azaltmak veya kesmek
Alkol alımını azaltmak
Sigarayı bırakmak
Belirli ilaçlardan kaçınmak ( grip ilaçları gibi)
Stres kontrol etme teknikleri kullanmak
Betabloker, kalsiyum kanal blokerleri veya digoksin adı verilen ilaçlar hastalara yazılabilir.
Ciddi durumlarda antiaritmik ilaçlar önerilebilir. Bu ilaçlar aritmiye yol açabilecek ciddi yan etkilerinden dolayı dikkatli kullanılmalıdır. Bundan dolayı bu ilaçları alan kişilere nasıl alması gerektiği dikkatli bir şekilde öğretilmelidir.
Aritmilerin genellikle kalbin çalışma düzenini bozduğu için kalp durması veya kalp yetersizliği yaparak hayatı tehdit eder. Ancak atriyal fibrilasyon gibi bazı aritmiler sırasında kalbin içinde pıhtı oluşup daha sonra buradan kopan pıhtıların beyin ve kalp damarlarını tıkama riski vardır. Bu riskin mevcut olduğu hastalar sürekli kan sulandırıcı ilaç almak zorundadır.
Atriyal fibrilasyon gibi bazı aritmilerin hayati tehlikesi düşük olup ayaktan tedavi edilebilirken ventriküler taşikardi gibi kalbin karıncıklarından kaynaklanan aritmiler hastaneye yatırılarak tedavi edilmelidir.
Bir çok aritmisi olan hasta normal bir hayat sürdürür. Bundan dolayı başdönmesi veya bayılma gibi belirtiler varsa zaman kaybetmeden doktora başvurmak gerekir.
TAŞİKARDİLERDE ELKTROŞOK TEDAVİSİ NE ZAMAN UYGULANIR?
Taşikardi ister kalbin kulakçık kısmından ister karıncık kısmından kaynaklansın eğer hastanın tansiyonun düşürmüşse veya hastanın nefes darlığı, göğüs ağrısı ve bayılma gibi belirtilere sebep oluyorsa vakit geçirilmeden elektroşokla düzeltmek gerekir. Yoğun bakım veya acil servis şartlarında tecrübeli doktorların nezaretinde gayet güvenli, hızlı ve çoğunlukla kesin bir tedavi şeklidir.
AMELİYAT TEDAVİSİ GEREKİR Mİ?
Bazen ameliyatla tedavi yöntemleri tercih edilebilir. Kalp hızı çok yavaşladığında cildin altına yerleştirilen kalıcı kalp pilleri gerektiğinde kalbe elektrik uyarıları verirlir. Kalp hızı çok arttığında , hızını düzelten otomatik elektroşok cihazları (ICD ) hastanın göğsüne ameliyatla yerleştirilir. Bu cihazlar ventriküler fibrilasyon veya ventriküler taşikardi için tedavi edici özelliktedir. Aynı zamanda kalp pili özellikleri de vardır. Elektrofizyolojik çalışma: Bacaktaki yada boyundaki kan damarlarından kalbe kateter gönderilir ve radiofrekans enerji verilerek aritmi oluşturan anormal alanlar yakılır. Bazı durumlarda bu yöntemle kesin tedavi sağlanır.
TEDAVİ SONRASI NELERE DİKKAT ETMEK GEREKİR?
Aritmilerin büyük çoğunluğu tekrarlama eğilimindedir. Bu yüzden tedavi sonrası yıllarca bazı ilaçları kullanmak ve kardiyolog kontrolu altında olmak gerekir. Taşikardi?yi önlemek için kiloya dikkat etmek, sağlıklı beslenmek, düzenli spor yapmak, çay, kahve tüketimini azaltmak, sigara ve benzeri keyif verici maddelerden uzak durmak gerekir. Hatta ilerde kalp ve ritm bozukluğuna yol açabilecek yüksek tansiyon, yükek kolesterol ve şeker hastalığı gibi hastalıklar bu günden tedavi edilmelidir ki ritm bozukluğu için zemin oluşturmasınlar.