Tam 40 yıl önce yayımladığı Vietnam Savaşı karşıtı şiir antolojisi dönemin Amerika'sında epey ses getirmişti. Bly, Irak Savaşı'nın ardından bu savaşa karşıt şiirleri de bir antolojide topladı. Son iki kitabındaki şiirleri 'gazel' tarzında kaleme aldı, dinî motiflere yöneldi. 'İbrahim'in Yıldızlara Seslendiği Gece' adlı kitabındaki unutulmaz şiirler, Türk okuruyla buluşmayı bekliyor. ABD'de yaşayan Bly ile şiirini ve çevirilerini konuştuk.
Irak Savaşı karşıtı şiirleri bir araya getirdiğiniz antoloji savaştan sonra Amerika'da yayımlanmıştı. Günümüzde savaşlar ve şiddet karşısında şiirin nasıl bir işlevi olabilir? Hep savunduğunuz/savunduğumuz 'lirik şiir' ne yapabilir?
Şiir, Irak Savaşı gibi bir olaya muhalefetin en etkin yolu değil ama yine de önemli. Örneğin, Vietnam Savaşı'na karşı David Ray'le birlikte hazırladığımız antoloji, Amerikan halkı üzerinde büyük bir etki meydana getirmişti. Genç şairler, yaşlı şairlerin kendi devlet yöneticilerinin saçma eylemlerine muhalefet için daha çok çaba ve zaman harcama konusunda istekli olduklarını bilsinler.
Mevlânâ, Hâfız gibi büyük Doğu şairlerinin eserlerini kendi dilinize kazandırdınız. Çevirileriniz bu şairlerin ABD'de tanınmasında etkili oldu. Doğu şiirine ve kültürüne ilginin kökenleri nereye dayanıyor?
Çeviri çalışmalarıma Norveç'te öğrenciyken bazı Norveçli iyi şairlerin şiirlerini çevirerek başlamıştım. Daha sonra Rilke ve diğerlerinin şiirlerini çevirebilmek için İsveççe ve Almancaya yöneldim. Mevlânâ'yla ilk karşılaşmam, sanırım 30 yıl önceydi. Coleman Barks'tan birkaç çeviri yapmasını istemiştim çünkü onun ruhunun Mevlânâ'nınkiyle örtüştüğünü düşündüm. 14 yıldır da Leonard Lewisohn ile Hâfız çevirileri üzerine çalışıyoruz. Bu çalışmalar, Meyhanenin Kapısını Çalan Melekler adıyla kitaplaştı. Sanırım bunlar, Hâfız'ın İngilizcedeki ilk doğru çevirileri ve bu alanda yapabildiklerimin en iyisi.
Peki, bugünün Doğu şiiriyle ilişkiniz nasıl? Yakından izlediğiniz Doğulu bir yazar/şair var mı? Örneğin, Adonis, hâlâ Nobel'i alabileceğini düşünenler var onun...
Çağdaş şiirde Adonis'e hayranlık duyuyorum, umarım yakında Nobel'i alır. İlgilendiğim İranlı birkaç genç şair de var ancak onlarla ilgili bir çalışma yayımlamadım henüz...
Kendi dilinize kazandırdığınız Batılı şairler (Lorca, Rilke, Neruda, Vallejo) modern şiire yaklaşımınız konusunda okura bir fikir veriyor. Bu şairler arasında en çok Rilke'ye yakın olduğunuzu düşünüyorum. Ne dersiniz?
Beni, çevirdiğim şairler içinden en çok Rilke'ye yakın bulmanıza sevindim. Yaşamımda büyük bir etkisi olmuştur. Çoğu zaman, kuzey ormanlarında bir kulübeye gider ve yanıma sadece Rilke'nin şiirlerini alırım. Sanırım o beni uzağa çağırıyor, bu dünyanın takıntılarından uzağa ve ruhun dünyasındaki hazza...
Bir şiirinizde, 'haklıydık, ve şiir/şiirlerimiz -herkesi kutsamalıydı' demiştiniz. ABD gibi aslında bir şairin yaşaması için pek de uygun sayılmayacak bir ülkede (öyle düşünenler var), bu inancı nasıl korudunuz?
ABD'nin büyük siyasi aptallığıyla ülkenin bağrında saklı zeki şairlerine karşı tutumunu birbirine karıştırmamak gerekir. Bence burası bir şair için mükemmel bir ülke. Örneğin, Whitman en az 19. yüzyıl Avrupa şairleri kadar iyi bir şair ve biz de ondan cesaret alıyoruz.
Eleştirmen Molesworth, şiirinizin öneminin 'görünürde dinî olmayan' ama okuru 'manevî bir tefekkür'e yönelten üslubunuzda yattığını söylüyor. Bu yorumun ışığında, şiir-din ilişkisi üzerine ne söylersiniz?
Çocuk şiirleri ve politik olanlar dışında bütün şiirler, ruha yönelir. İyi şiir her zaman dinîdir. Halkın artık açık bir şekilde dindar olmadığı doğru, hiçbir zaman da değildi. Bugünlerde bazı genç şairler, Whitman, Rilke ve Vallejo gibi şairleri okuyarak kilisede öğrendiklerinden daha fazla şey öğreniyorlar.
Bir söyleşinizde Wallace Stevens'ın şu sözünü anmışsınız: 'Şiir, akıldan sıyrılmalıdır'. Lirik ve yalın şiirlerin şairi olarak sizin akıl'la ilişkiniz nasıl?
Wallace Stevens, bir dâhi, muhteşem bir zekâya sahip. O da bilir ki şiir, çocuksu bir tarafla yazılır. Bu çocuksu yan, mesela Stevens'ın mesleği olan sigorta yöneticiliğinde işe yaramaz. Şiir her zaman akıl'la oynar, ona çözülecek bazı küçük sorunlar verir. Geri kalansa hayal gücünün işidir. Benim akıl'la ilişkime gelince, ona maddi olarak çok şey borçluyum. Ama ailemle akşam yemeğinde masaya oturduğumuzda ona yer yoktur.
İslam kültürüne ilginiz yıllar öncesine dayanıyor. Fakat özellikle son iki kitabınıza dikkat çekmek istiyorum. Bu kitaplardaki şiirler 'gazel' tarzındaydı ve iki kitap da 11 Eylül'den sonra yayımlandı. 11 Eylül, Amerika'da okurlarınızın ya da eleştirmenlerin şiirinize bakışını etkiledi mi?
Sağduyu sahibi olan herkes, İslam kültürünün derinliğine hayranlık duyar. 11 Eylül, bana ve arkadaşlarıma göre, aslında çok şey değiştirmedi. Bir kuleye uçakla çarpacak aptalları her zaman bulmak zor değil. 11 Eylül'ün büyük İslam kültürünün algılanışına etkisi olduğunu düşünmüyorum.
Kaynak: Zaman