Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

İran sinemasının yükselişi

İran?da devrimin ilk yıllarında, Farabi Sinema Vakfı artık sinemanın pek esamesinin okunamayacağı beklentisini boşa çıkarırcasına, yeni İran sinemasını ateşleyici bir rol üstlendi.

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-08-02 06:53:00

İran sinemasının yükselişi

Dünya sineması içinde kendini kanıtlamış, özgün dilini oluşturmuş olan İran sineması, bu ayrıcalıklı konumunu ciddi şekilde kurumlaştırdığı sinema kuruluşlarıyla gerçekleştirdi. Bu kurumların başında gelen Farabi Sinema Vakfı, devrimin ilk yıllarında İran?da artık sinemanın pek esamesinin okunamayacağı beklentisini boşa çıkarırcasına, yeni İran sinemasını ateşleyici bir rol üstlendi. Vakıf, film çekmek isteyen insanlara ödenek, ham film ve laboratuar gibi imkanları açtı. Bundaki ana gaye, yabancı sinemanın kimi yıkıcı etkilerinden halkı korumak amacıyla hareket ederken, siyasi gücün bu eksikliği estetik ve ahlaki kıstaslara göre tasarlanmış yerli yapımlarla doldurma çabasıydı.

DEVLET DESTEK OLUYOR

Bir yandan yeni eski sinemacılar, anlatımda nasıl bir yol tayin edecekleri üzerine tartışmalara girişiyorken, diğer yandan, siyasi alanda sonradan cumhurbaşkanı olarak tanıyacağımız, o sıralar Kültür ve İrşad Bakanı olan Hatemi, bu kuruma destek veriyordu. Alirıza Şucanuri gibi bir münevver de yabancı festivallerle temasa geçerek, İran sinemasının dünyaya açılmasında kıymet biçilmez bir rol oynuyordu. Zamanla görüldü ki, kendine özgü bir dil oluşturma yoluna giren bu sinema dış festivallerde büyük ödülleri topluyor. Abbas Kiyarüstemi?nin Kirazın Tadı 1997, Cannes Film Festivali?nde Altın Palmiye?yi alıyor. Mecid Mecidi?nin Cennetin Çocukları 1998, En İyi Yabancı Film Oscarı?na aday oluyor. Sanat sinemasıyla halk sineması denilen Farsi sinema kaynaşıyor, hikmetli bir sinema kurma yönünde irfani sinemanın örnekleri veriliyordu.

EN BÜYÜK YAPIMCI KURULUŞ

Farabi?nin diğer çok önemli iki faaliyeti, her yıl uluslararası olarak gerçekleştirilen Fecr Film Festivali ve Film Market?le, Çocuk ve Gençlik Filmleri Festivali. Bu iki düzenleme, özellikle sinemaya meraklı gençlere İran ve dünya sinemasının en seçkin çalışmalarıyla tanışma veriyor. Bu kurumun yapımlarının dünya satışlarını ise Sima Film (Cima Media International) gerçekleştiriyor.

Aynı şekilde 1981?de kurulan ve İran sinemasının her yıl yarısına katkıda bulunan İran?ın en büyük film yapım kuruluşu Sanat Evi Sure Sinema, İranlı yönetmenler için önemli bir kaynak ve bu filmler de büyük yabancı festivallerde iyi ödülleri topluyor. Kurum, özel şirketlerin filmlerine de ortak-yapımcı olarak katılıyor.

1970?de kurulan ve günümüze kadar aralıksız bir şekilde ayakta kalan Kanun (Çocukların ve Gençlerin Zihni Gelişimi Enstitüsü) ise çocuk sineması ve canlandırma filmleri konusunda önde gelen kuruluşlardan. Tek bir örnek vermek gerekirse, bugünlerin en tanınmış yönetmenlerinden Kiyarüstemi?nin bu kurumun kuruluşunda bulunduğunu, aralarında 1974 yapımı Yolcu?nun da bulunduğu nitelikli çocuk filmlerini bu kurum adına gerçekleştirdiğini belirtelim. Saba Merkezi, Ortadoğu?nun en büyük canlandırma sineması kuruluşu olma iddiasıyla, yine çocuklara dönük çalışmalar yapıyor.

GENÇLERE İMKAN TANINIYOR


İran?da gençlerin sinemaya ilgisi ve yönelimi özellikle iki kurum tarafından karşılık buluyor. Bunlardan biri, Belgesel ve Deneysel Sinema Merkezi, diğeri Genç Sinema Derneği. Her iki kuruluş da, belgesel ve kısa film alanlarında gençlere büyük imkanlar sunuyor, canlandırma filmi dahil deneysel çabalara önayak oluyor ve uluslararası film festivali düzenliyorlar. Özel film şirketlerine bir örnek olmak üzere, kadrosunda Şucanuri?nin bulunduğu Bihnigar?ı mevzubahis edebiliriz.


Kaynak: Star

SON VİDEO HABER

Suriye'deki dehşeti anlattı: İşkenceden derimiz yüzülüyordu

Haber Ara