ATV Ana Haber'in Genel Yayın Yönetmeni Fuat Uğur, kime kızıyor, kimi izliyor? Yandaş medya suçlamalarına ne diyor? Fuat Uğur gazeteciler.com'a konuştu...
ATV Haber'e müdahale var mı?
Yandaş medya suçlamalarına ne diyor?
Mehmet Ali Birand için ne dedi?
ATV Haber'deki hedef i nedir?
Tuncay Özkan'a ne tavsiye etti?
Ergenekon haberlerini nasıl bir anlayışla yayımladı?
Fuat Kozluklu'yu ne zaman keşfetti?
ATV Haber?in yönetimine geldikten sonra reyting sıralamasındaki yerinizle dikkat çekiyorsunuz. Ne oldu, nasıl oldu, siz ne yaptınız?
Yönetime gelmemle birlikte pat diye her şey değişmedi. Mevcut ekiple bir süre birbirimize alışmamız gerekti. Haber anlayışımın hayata geçmesi için karşılıklı güven ortamının oluşmasını bekledim. Herkesin kişisel bakış açıları, hayattaki duruşu, dünya görüşü farklıdır ve bu doğaldır. Arkadaşlarımla mutabık kaldığım bir nokta vardı: Haber önemlidir. Hiçbir şey haberin, haberciliğin önüne geçemez. Türkiye?deki son gelişmeleri dikkate aldığımızda çok hareketli bir döneme girmiştik ve bu konuda aktif, dinamik bir habercilik başlattık. Reyting sıralamasında zaman zaman 30 ve 40. sıraları gören ATV haber için sıçrama zamanıydı ve bu beklenmeliydi. İzleyici çabayı karşılıksız bırakmadı. Ancak bu yaptıklarımızın yalnızca çok küçük bir kısmı. Şu andaki yerimiz aslında hiç de memnuniyet verici bir noktada değil bana göre. Sadece yeni bir sıçrama yapabilmek için iyi bir noktadayız, o kadar.
Hep söylerler, ekip eksikliği? atv de Mehmet Barlas döneminde bu eksiklik hep konuşuldu. Ekibinizi tamamladınız mı?
Ankara dışında İstanbul ekibini yüzde 90 oranında tamamladım. Çok hızlı haraket etmiyorum. Ankara haber temsilciliği görevi için görüşmelerim devam ediyor. Ankara?da muhabir ve kameraman açığım var, onlar için de talepleri değerlendirmekteyim.
Biliyoruz ki haberler yayına girdiği zaman siz de rejide oluyorsunuz. Rakiplerinizi izliyor musunuz?
Tabii ki aynı anda diğer haber bültenlerini de izliyorum. Onların ne yaptıkları, nasıl spot attıkları ve başlıklar kullandıklarını kaydediyorum zihnimde. Meslekte herkes birbirini izler takdir edersiniz ki. Bir sonraki adımda her zaman önemli belirleyiciler arasındadır bu takibin sunduğu ipuçları.
Fuat Kozluklu?dan sonra hangi sıralamanız nedir, kimi izliyorsunuz?
Ben yalnızca Fuat Kozluklu?yu beğeniyorum. Onda hem haberin enerjisini görüyorum, hem de yılların verdiği gazetecilik birikiminin yansımalarını. Haberi kendi yarattığı üslupla, tüm samimiyetini ekrandan seyirciye geçirerek aktarıyor. Ne şov yapıyor, ne de ?ne olur beni izleyin? dercesine takla atıyor seyircinin önünde. Çok hoş bir duruşu ve ekran hakimiyeti var. Mehmet Barlas?ın dediği gibi de ekran yaşını hayli aşağıya çekerek mevcut trende ciddi bir alternatif oluşturdu. Fuat?ı daha 24?de moderatör olarak başladığında gözüme kestirmiştim. İnanılmaz derecede şaşırttı karizmasıyla beni. Müthiş mütevazı olduğu için ben her seferinde ?Çok iyisin Fuat? dedikçe yerin dibine geçiyordu. Arkadaşım olduğu için de sık sık şakalaşıyordum ?ileride bir şey olursa seni orada bırakmam? diyordum. O da müstehzi ?sağol abi? diye gülüyordu?Ve sonra ATV Haber başladığında ilk işim onu aramak oldu.
· Tarafsızlık kavramını nasıl ele alıyorsunuz? Bu konuda karşılıklı suçlamalara dayalı tartışmalar var, siz nerede duruyorsunuz? Objektif misiniz?
Tarafsızlık çok muğlak bir kavram. Habercilikte tarafsızlık yoktur. Gazeteciler gerçeğe ulaşmanın yollarını ararlar hep. Bunun için de olayları sürekli olarak sorgular, sonunda gerçeğin fotoğrafını seyirciye ya da okuyucuya ulaştırırlar. Bu yüzden buna tarafsızlık demek yerine objektiflik demek daha doğru. Yani nesnellik. Çünkü nesnellikte gerçeğin resmi çekilir ve seyirciye sunulur.
Gazeteci ve haberci bence taraftır da aynı zamanda.
Bana göre taraf olmanın ana eksenini ?Hukuk, insan hakları ve demokrasi? oluşturur. Bu omurganın yerinden oynamaması gerekir.
Son zamanlarda bu kavram giderek daha ağırlıklı olarak gündeme geliyor. Neden, çünkü Türkiye?nin gündemi çok yüklü. Bir yandan Ergenekon çeteleşmesi var, diğer yandan Ak Parti kapatma davası.
Ergenekon esasında bir turnusol kağıdı işlevini görüyor habercilik açısından. Kimin haberci olduğunu, kimin çeteleşmenin batağına saplandığını ortaya koyuyor. Bu yüzden botokslarının son demlerindeki bazıları yarına ?habercilik ahlakını nasıl kirlettiklerine dair önemli bilgiler? bırakıyorlar. Her gün, burunları Pinokyo?nunki gibi uzarken gerçeği halktan saklayacaklarını sanıyorlar.
Ergenekon terör örgütünün üzerine gitmek bir haberci olarak görevim. Ben bunu Susurluk çeteleşmesindeki medya tecrübesinden öğrendim. Ve o zaman darbeci-faşist çetelerin üzerine nasıl gidilmesi gerekiyor, karanlık ilişkilerin ortaya dökülmesi için neler yapılmalı, yazılmalı hep birlikte gördük.
O zaman haberci kimliklerini bugün de sürdüren Uğur Dündar, Ali Kırca ve Fatih Altaylı gibi isimler, sadece Susurluk çetesi haberlerini vermekle kalmıyorlar, haber saatleri dışında ?sürekli aydınlık için 1 dakika karanlık? eylemini desteklemek üzere meydanlara çıkıyorlardı.
Ben ve arkadaşlarım bugün Ergenekon terör örgütü ve faşist-darbe çeteleşmesi için aynı hassasiyeti gösteriyor ve Türkiye?nin üzerine örülmek istenen çorapları görüp, elimize geçen tüm bilgilerle izleyiciye ulaştırmaya çalışıyoruz.
Ama görüyorum ki dün Susurluk çeteleşmesi için tam bir gazeteci duyarlılığıyla hareket edenler bugün aynı hassasiyetten uzaklar, hatta Ergenekon çetesi lehinde yayın yapmamak için kendilerini zor tutuyorlar. Darbeci çeteleşmeler demokrasi düşmanıdır, insan haklarını ihlal etmek üzere bu işe girişmektedirler, hukuk umurlarında bile değildir. Yaptıkları konuşmalarda zaten bunu açıkça ifade edip ?hukuku bir süre askıya almalıyız? diyebilmektedirler. Sicilleri çok kirli. Yukarıda da söylediğim gibi gazeteci olarak ?hukuk, demokrasi ve insan hakları? ekseninde tarafım.
Bu üç konuda taraf olduğum içindir ki Ergenekon çetesi hakkında elimize ulaşan tüm bilgileri izleyiciyle paylaşırım. Ama bu ?çete üyesi bile olsalar? Ergenekoncuların hukuktan ve insan haklarından mahrum bırakılacakları anlamına gelmez. Çete üyesi olmakla suçlansalar da hukukun ve insan hakları şemsiyesinin onları koruması gerekir. Ben bu yüzden Kuddusi Okkır ile ilgili tüm haberleri yayınladım. Siroz teşhisiyle serbest bırakılan Ergenekon zanlısıyla röportajı da yayınladım. Sadece bunu yapmakla da yetinmeyip, Cezaevlerinde tutuklu olan ve hastalıkları nedeniyle serbest bırakılıp tedavi edilmeleri gereken 45 kişinin de olduğunu Türkiye?nin gündemine getirdim. Onlardan biri Erol Zavar örneğin, mesane kanserinden hasta ve 8 yıldır tutuklu. Tüm iki kez haberini yapıp yayınladık. Ancak taraflı haber bültenleri Kuddusi Okkır?ın haberini Ergenekon çetesiyle taraf olduklarını açıkça dile getiremedikleri için istismar ediyorlar. İnsan hakları konusunda duyarlı oldukları için değil, Ergenekon davasını kesintiye uğratıp yıpratmak için bunu yapıyorlar. Eğer insan hakları konusunda hassas olsalardı Kuddusi Okkır?ın dışındaki insan hakları ihlallerine karşı da aynı duyarlılığı gösterirlerdi.
Susurluk çeteleşmesinde gösterdikleri tavrı unutanlar bugün bir darbeci oluşumun yandaşlığını yapıyorlar. Bu çok vahim bir durum onlar açısından bakıldığında. Mesela öyle bir noktaya geldiler ki, on binlerce kişinin Samsun Malatya ve Bursa?da yaptıkları darbe karşıtı ORTAK AKIL mitinglerini haber bültenlerinde görmüyorlar. Bunun yerine Ergenekon soruşturmasını protesto eden 2 bin kişinin yaptığı mitingi ?tıpkı cumhuriyet mitingleri gibi? spotuyla değerlendirecek kadar aklını, ferasetini yitirmiş durumdalar. Orada yüz bin kişi toplanmış görmezden gel, iki bin kişiyi beş dakika süreyle sündüre sündüre gör. Bu yöntem ?habercilik? olarak nitelendirilemez.
· Son olarak Tuncay Özkan?ın tepkisi oldu, bu konuda ne diyeceksiniz?
Aslında Tuncay Özkan tam unutulmak üzereyken, Ergenekon sanığı Muzaffer Tekin?le çekilmiş fotoğrafını yayınlamakla hata ettim. Çünkü geçtiğimiz aylarda havaalanında ?beni de alın, hadi beni de alın? diye nasıl yırtındığı gözümün önüne geliyordu ve kahraman olmak için tüm fırsatları kaçırmıştı. Böylece yeniden şansını deneyip ?bizkaçkişiyiz? cemaatinin mensuplarını ATV binasının önünde topladı. Atatürk?ten sonraki en değerli insan olarak fotoğraflarını taşıyorlardı taraftarları. Haber Merkezimizi arayıp tehditler savurmuş, ?basın toplantısı yaparım, Ahmet Çalık?la ilgili bildiklerimi anlatırım? demiş. Gülünç. Ama ona kötü bir haberim var, kendisini Ergenekon çetesi kapsamında tutuklamayacaklar. Bunun için üzgünüm. Çok eğlenceli olabilirdi kendisi açısından ama iddianamede adı bile geçmiyor. Ama eğer isterse ?Erke Motoru? ile uğraşabilir. Geri tepmeli, içten yanmalı motormuş duyduğuma göre.
· Hedefleriniz?
ATV Haber?i dünya standartlarına ulaştırmak. Bu amaç için çok çalışmak gerekiyor biliyorum ama bu enerji bende var.
· Birand diyor ki, Eylül de her şey belli olacak. Sizin cephenizde yeni bir şey var mı?
Doğru söylüyor, Eylül ayından itibaren başlayacak süreç önemli. Çünkü hem Türkiye çalkantılı bir süreçten geçiyor, hem de haberciler açısından her olay ciddi bir sınav niteliğinde. Bu dönemde hem iyi habercilik yapmak, hem de iyi reyting almak zorundasınız. ATV Haber, yıpranmışlığını kısa zamanda geride bırakıp bu yarışta öne geçecek. Sabırlı ve azimli olmamız gerektiğini biliyorum. Ama ben Birand gibi 1,5 yıl patron parası yemeğe niyetli değilim. Ona gösterilen toleransın dünyada bir eşi benzeri yok çünkü.
· Haberlerinize müdahale var mı? Ya da telkin?
Tam kendi istediğim bülteni hazırlıyorum. Şimdiye dek bana tek bir telkin ya da müdahale gelmedi. Ama bu patronlarımda istişarede bulunmuyorum anlamına gelmiyor. Mesela Mehmet Ali Birand hükümeti eleştiren bir TÜSİAD açıklamasını salt başkanı Arzuhan Yalçındağ Doğan nedeniyle birinci haber olarak 15 dakika görebiliyor. Haberin sendikalar tarafından dillendirilen protestosunu görmezden gelerek üstelik. Bu bakımdan kendimi çok özgür hissediyorum.