Dolar

34,9448

Euro

36,7331

Altın

2.986,72

Bist

10.125,46

İşte iddianamedeki şok Mumcu belgesi...

Ergenekon iddianamesinde Mumcu cinayetiyle ilgili şok bir belge yer aldı. İşte yıllardır dindar kesimin üstüne yıkılmaya çalışılan suikastle ilgili şok belge...

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-07-26 14:20:00

İşte iddianamedeki şok Mumcu belgesi...

Ergenekon soruşturması çerçevesinde tutuklu bulunan ve Ergenekon Örgütü?nün lideri olduğu iddia edilen emekli Tuğgeneral Veli Küçük?ün evinde bulunan bir belge, gazeteci Uğur Mumcu cinayetiyle ilgili şoke edici bilgiler içeriyor.

Belgede yıllardır dindar kesimin üstüne yıkılmaya çalışılan suikastin aslında MOSSAD ajabları tarafından gerçekleştirildiği belirtiliyor.

ABİ MUMCU DA GERÇEK HAYAT'A AÇIKLADI

Uğur Mumcu'nun abisi Avukat ceyhan Mumcu da, Gerçek Hayat dergisine verdiği röportajda, saldırının MOSSAD kaynaklı olduğunu belirterek, 'Suikastı MOSSAD kaynaklı değerlendiriyorum' dedi.

İDDİANAMEDEKİ ŞOK BELGE

13. Ağır Ceza Mahkemesi?nde kabul edilen Ergenekon İddianamesi?nde, Veli Küçük?ün ?Gayrettepe Mahallesi Gönenoğlu Sokak Fidan A Blok No: 14/9 BEŞİKTAŞ adresinde yapılan aramada? elde edilen dokümanlara detaylı yer verildi. Bazı bakan ve bürokratlar ile bazı iş adamlarına ilişkin detaylı raporların da yeraldığı dokümanlar arasında en ilgi çeken ise MİT tarafından yazılan ve dönemin Başbakanı?na gönderilen 2 Şubat 1993 tarihli rapor.

İddianamede, ?Haki renkli ?2005? ibaresi bulunan ajanda?da yeraldığı belirtilen rapora ilişkin bilgi aynen şöyle yer aldı:

?Bu ajanda içerisinde bulunan doküman; 02 Şubat 1993 tarihli ve 01.789.0879/435 sayılı Milli İstihbarat Teşkilatı'dan, Sönmez KÖKSAL müsteşar imzası ile 'ÇOK GİZLİ' ibaresi ile Başbakanlık Makamına hitaben yazılmış, imzalı, Uğur Mumcu konulu resmi belgede; ABD'nin Ortadoğu'yu kontrol altına alıp Türkiye'nin dine dayalı bir yönetim altına girmesini önlemek amacıyla, ABD Haberalma Servisi CİA denetiminde, İsrail Kabine görevlisi HAİM BAR-LEV kontrolünde, İsrail 'OADNA' birliklerinde eğitim gören altı kişilik özel tim 'Hayre' deniz üssünden botla Türkiye'ye giriş yaptıkları, bahse konu timin hedefinin Gazetesi Uğur Mumcu ve Mehmet Ali Birand'ı öldürtmek olduğu, gazeteci Uğur Mumcu'yu öldüren tim elemanları ikinci görevleri Mehmet Ali Birand'ı öldürmek için ülkemizden çıkış yapmadıkları, Tim elemanlarının İsrail Hükümetinin Ankara temsilciliğinde kaldıklarının tespit edildiğine dair istihbarat raporu olduğu..?

RAPOR MUMCU?NUN ÖLÜMÜNDEN 10 GÜN SONRA YAZILMIŞ

Bu arada, İddianamede yeralan MİT ile ilgili bu belgenin yazıldığı raporun gazeteci Uğur Mumcu?nun öldürülmesinden 10 gün sonra yazıldığı anlaşılıyor. Turgut Özal?ın MİT Müsteşarlığı'na getirdiği ilk diplomat kökenli Müsteşar olan Sönmez Köksal, o dönem iş başında bulunan DYP-SHP hükümeti sırasında da görev yaptı. Bağdat Büyükelçiliği?nden sonra 1992?de bu göreve getirilen Köksal?ın raporu dönemin Başbakanı Süleyman Demirel?e verdiği anlaşılıyor.

ABİ MUMCU DA GERÇEK HAYAT'A AÇIKLAMIŞTI

Ceyhan Mumcu, hem ağabeyi Uğur Mumcu?nun öldürülmesi hem de yakın çevresinden Ahmet Taner Kışlalı gibi suikast mağdurlarının bulunması sebebiyle terörle, faili meçhul suikastlerle ilgili olarak en çok araştırma yapan, emek harcayan isimlerden biri. Mumcu ile Türkiye?de yaşanan terör hakkında küçük bir sohbet yaptık.

- Son günlerde Danıştay saldırısını önceden bildiğinize ama size kulak verilmediğine ilişkin haberler yer aldı basında. Bu haberlerin arka planını anlatır mısınız?

Danıştay baskını 17 Mayıs Çarşamba günü oldu. Saldırıdan kısa bir süre önce bana gelen bir kişi kimliğini gösterdi. (ben sonradan tahkikat da yaptırdım kimlik sahte falan değil) İsminin açıklanmasını istemiyor. ?Bana saldırılar olacak? dedi. Hatta sınıf arkadaşım olan Milli İstihbarat Teşikaltı Müsteşarı Emre ?..?den bana selam söyledi. Bana ?Bu saldırılarda sen de kardeşin Gürdal?da öldürüleceksiniz. MOSSAD böyle bir şey yapıyor. Büyük yerlere, resmi kurumlara?? dedi. O böyle deyince benim aklıma da Adliye filan geldi. ?Taksim?de bir konser esnasında da saldırı olabilir? dediler.

- Danıştay?ın adı telaffuz edilmemiş miydi?

- Yani Danıştay adı tam telaffuz edilmedi ama bunu düşündürdü. O tarihte Cumhuriyet baskınları vardı. Ben de Yeniçağ Gazetesi?yle bunu haberleştirmek için anlaştım. Salı günü ben bu haberi geçtim. Yeniçağ?a gönderdim hatta Ulusal Kanal?a da telefon ettim. Ulusal Kanal?daki arkadaş da bana gelen kişiyi tanıyormuş. Önemsemedi. Çarşamba günü Yeniçağ?ın da yayınlamadığını görünce sekreterimden bütün televizyonlar, ajanslar ve gazetelere bu haberin geçilmesini istedim.

Yani saldırıdan önce medya haberle ilgilenmedi. Saldırıdan sonra biz Anıtkabire gittik, cenaze törenine katıldık. Bir gün sonra da Vakit Gazetesi manşetten benim geçtiğim haberi ?Ceyhan Mumcu?nun böyle bir uyarısı vardı? şeklinde manşetten verdi. Hatta Mustafa Balbay bana sitem etti. ?Abi niye bize göndermedin?? diye. Ben ?Size de gönderdim.? deyince araştırdı ve haberin Cumhuriyet?in taşra baskısında çıktığını öğrendi. Yeniçağ sonra bir haber yaptı: ?Haklısın Mumcu, yine tuzağa düştük? şeklinde.

- Peki, medya dışında resmi bir makama bu haberi bildirdiniz mi?

- Sadece basına bilgi vermekle yetindim. Merak etselerdi bana bilgi vere kişinin adını verecektim. Kendisi ismimi verebilirisin ama basına açıklama dedi. Buna saygı duydum.

- Sadece size mi geldi bu bilgi?

- Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri bundan on, on beş gün sonra ?Ceyhan ve Gürdal Mumcu başvursunlar ve onlar için koruma polisi verilsin? dedi. Öyle bir uyarı oraya da gitmiş demek ki? Danıştay Baskını?ndan beri benim devamlı bir koruma polisim var. Danıştay?a saldırı gelecek diye doğrudan söylemedim. Bunları Yavuz Donat?a anlatınca o şekilde aktardı. Peki, siz

- Danıştay saldırısını nasıl yorumluyorsunuz?

-Bu suikastların yapılma amacı Danıştay saldırısının ABD?nin İran?a yapacağı saldırı için Türk kamuoyunu hazır hale getirmektir. MOSSAD bu tarz işleri İslami görüntü altında yaptırıyor. Bana söyleyen MOSSAD diyordu.

Türkiye?den istenen bu. Danıştay Baskını?nın yapıldığı günler ABD?nin İran?a yapacağı saldırı için Türkiye?den destek istediği günlerdir. Ben bunları ifade etmek istedim. Ağabeyiniz Uğur Mumcu?ya yapılan suikast için de benzer bir değerlendirmeniz vardı sizin. Uğur öldürülmeden kısa bir süre önce İsrail taraından dört kere yemeğe çağrıldı. Uğur da yanında biri olsun istiyor. Ben de öyleyimdir. Yabancılarla yalnız görüşmeyiz. Sonra altında kalıyorsun. Ama adam ısrar ediyor. O yalnız görüşmede neler konuşulduğunu ben öğrenemedim. Çünkü birkaç gün sonra Uğur öldürüldü. Sonradan ben İsrail Büyükelçiliğine başvurarak görüşmenin içeriğini sormak için randevu istedim. Bir ay sonra filan dediler ama randevu alamadım. Bu yüzden de soramadım.

- Ne konuşulabileceğini araştırdınız mı?

- Uğur?un son dönem yazılarını o gözle okudum. Yazıların çok büyük bir bölümü ABD?nin Birinci Körfez Savaşı?na Türkiye?nin katılmasının yanlış, hukuk dışı, ahlaksız olduğu ve bununla Türkiye?nin başına büyük dertler açılacağı yönünde. Ayrıca Barzani ve Talabani?ye güvenilez olduğu, üçüncüsü ise PKK?ya güvenilmez olduğu.

- Sizin tahmininiz ne?

- Uğur?un yazıp, başka gazetecilerin o dönemde yazmadığı bir konu var. O da Barzani?ye MOSSAD?ın yaptığı yılda 50 milyon doları bulan yardım. Uğur, bu yardımın bir beklentiye bianen yapılmış olacağını söylüyor. Belki de İsrail bu haberi tekzip etmek için Uğur ile görüşmek istemiştir. Öte yandan Uğur Mumcu suikastıyla İran arasında bağ kurdular. Uğur Mumcu suikastı sonrasında yaptığım çalışmalarda suikastın İran?la ilgisi olmadığı kanaatine vardım. Uğur?un o dönemde İran aleyhine hiç yazısı yok. Bir yazısında ise övüyor. ?Bunlar emperyazlizme karşı direniyor. Bu da doğru bir siyasi tavırdır.? diyor. Türban meselesi hiç yok. Son bir yılki yazılarında laiklik konuları hemen hemen hiç yok. Bildiğimiz o klasik kutuplaşma konuları değil. Ben bu yüzden suikastı MOSSAD kaynaklı olarak değerlendiriyorum. Yani ?kökü dışarıda? bir suikast. Bu olaylar Türkiye?nin derin devletini aşan hadiselerdir. Ben Uğur Mumcu?nun öldürülme kararının ABD?de verildiğini iddia ediyorum. Bu kararın tarihi 30 Nisan 1992?dir. O tarihten suikastın gerçekleştiği 24 Ocak 1993?e kadar takibi, organizasyonu filan yapılmıştır. CİA?nın Kirli İşler Daire Başkanlığı var. Bu isimde bir daire mi var yani CIA?da? Tabiii. The Service of Dirty gibi bir ismi var? Kirli İşler Daire Başkanlığı?nın kararından sonra hiçbir ABD vatandaşı bir yere gidip bomba filan koymaz.

- Nasıl çalışıyor ki bu birim İran?a ulaşıyor?

- Ortadoğu?da MOSSAD?a havale ederler. MOSSAD birilerini bulur. Uğur?a suikaste karışanlar haftada bir İran?a gitmişler ama çek, senet mafyası gibi kim iş verirse, bedeli karşılığında onun işini yapıyorlar. Bunlar o aşamada. Sanıklar savunmalarında zaten İran Türk MİT?ine haber verdi diyorlardı. Yani ?taşeron? bir örgütle karşı karşıyayız. O adamlar Uğur?u tanımıyorlardı bile. Adamlar Uğur?u Harbİş?te bir toplantıda takip etmişler. Toplantı bitiminden kısa bir süre önce oradan ayrılmışlar. Sonradan ben baktım sendika toplantıyı Emniyet?e haber vermemiş bile. Kapalı salon toplantısı olduğu için buna gerek görmemiş. Polisin bilip de sanıklara zorla kabul ettirebileceği bir bilgi değil yani. Taksiyle takip etmişler. Ahmet Taner Kışlalı, Uğur Mumcu, bunlar geniş kesimlerle irtibatı olan saygı duyulan isimlerdi.

- Niçin hedef seçildiler?

- Ahmet Taner Kışlalı benim sınıf arkadaşımdır. Beraber mezun olduk. En ılımlı bir insandı o. Kültür Bakanlığı yaptı. Bütün kesimlerle diyalog kurabiliyordu. Uğur da öyleydi. Genelde böyle ılımlı insanları seçiyorlar öldürmek için. Radikalleri değil. Bunların ölümleri de toplumda büyük tepkiye, kaosa sebep oluyor. Muammer Aksoy?da öyleydi. Süleymancıların davasına filan bile giriyordu. Herkesin sevdiği insandı Muammer Aksoy. Bahriye Üçok, Necip Hablemitoğlu da öyle.

- Bu suikastler nasıl çözülür peki?

- Bahriye Üçok?la ilgili bir bilgi de bugünlerde piyasaya yeni çıktı. O da bombalı paketi teslim alan kızın beyanıyla robot resimler çizilmişti. Sonra kız biren kayboldu. Bu kız dört sene sonra bir terör örgütünün lideri olarak yakalandı. Bu örgüt PKK?ya yardım ediyor. Sonra birden bire bu kişi bir partinin genel başkan yardımcısı oldu. Mahkum olanlar siyasi partilere üye olamaz. Buna rağmen genel başkan yardımcısı oldu ve bana tazminat davası açtı. Bu kişi daha sonra avukatı aracılığıyla dilekçe vererek, bombalı paketi MİT Bölge Başkanı?nın şöforünün getirdiğini söyledi. Öyle ise Üçok, suikastıyla ilgili yapılan yargılamanın tekrarlanması gerekiyor.

- Peki, sizce terörün hedefi nedir?

- Terörün sebebi Türkiye?nin tam bağımsız olmasına engel olmaktır. Türkiye her sorunu çözebilir. Yeter ki tam bağımsız olsun, kendi içinde kalabilsin. Terör bu yüzden oluyor. Bugünlerde Kıbrıs?ta neler olduğu ile kimse ilgilenmiyor mesela. Ama önemli şeyler oluyor. Gündemimize gelmiyor. Tartışma konusu olmuyor. / SUADİ YAZGIÇ

SON VİDEO HABER

Emlakçılar arasında silahlı çatışma: 2 ölü

Haber Ara