Hep bunun aksi tartışıldı ?AKP kapatılırsa neler olabilir? sorusuna cevap arandı. Tabii kapatılır mı, kapatılmaz mı hiç kimse bilemez (Mark Parris'ten başka!!), ancak iddianamede hakkındaki ?Anayasa'yı ihlâl? suçlamalarına geçerli ve yeterli cevap vermiş olmasını dilemek mümkündür.
Bu bir tarafa, çıkacak karar konusundaki yorumlara bakınca insan şaşıp kalıyor da... Mesela ?kapatma talebinin reddedilmesinin Türkiye'de demokrasi açısından bir dönüm noktası olacağını, Anayasa Mahkemesi'nin bu durumda anti demokratik müdahalelere sonsuza kadar darbe vurmuş olacağını? söyleyenler var.
Kısacası aynı cümlede hem Anayasa Mahkemesi'nin sanki davayı ?sipariş üzerine? kabul ettiği, bunun anti-demokratik bir müdahale (darbe girişiminin uzantısı gibi) olduğu vurgulanıyor, hem de aynı Anayasa Mahkemesi'nden bu girişime darbe vurması bekleniyor.
Şaşmaz mısınız?
Ve sonra da bunu yapmanın huzur, refah, uzlaşma ve hukuk getireceği söyleniyor ?Uzlaşma istiyorsak AKP'nin kapatılmamasını dilemek lazım? deniyor.
Tamam bunu dileyelim de acaba kapatılmazsa ne olur, o da merak konusu değil midir? Acaba gerçekten AKP ?Üzerine yemin ettiğimiz Anayasa'nın değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerine karışmamalıyız. Devamlı olarak laik rejimi zedeleyecek şekilde dini siyasete alet edip, gündemi türbana kilitlememeliyiz. Toplumun din üzerinden bölünmesine (oy uğruna) izin vermemeli, işe alınma şartını bile (milletvekillerinin açıkça dile getirdiği gibi) türbana bağlamamalı, hakkı olanın kazanmasını sağlamalıyız.
Türbandan sonra sırayı 'çok eşliliğe mazeret aramaya', 'çok çocuğa teşvike', 'kadınlar üniversiteye gitsin dedikten sonra bütün kadınları eve kapatıp çalıştırmamaya' getirmemeliyiz. Yargıyı, sivil toplum kuruluşlarını üniversiteleri (YÖK listesinde görüldüğü gibi), medyayı ele geçirmeye, sindirmeye susturmaya çalışmamalı, insan haklarına, düşünce özgürlüğüne (Kopenhag Kriterleri'ne) önce biz saygılı olmalıyız. 22 Temmuz sonrası verilen sözleri unutma hatasına bir daha düşmemeli, ülkeyi getirdiğimiz noktadan ders almalıyız? mı diyecekler, yoksa ?Tamam, artık yargının da bir şey yapamayacağı anlaşıldı, haydi bıraktığımız noktadan devam? mı?
?Önce yüksek yargıyı, sonra YÖK'ü değişik yapı(!)ya kavuşturalım? mı?
Türkiye bugüne kadar hiç yaşanmamış bir güvensizlik ve insan hakları ihlali ortamına gelmiş bulunuyor. Bu soruların cevabını bizimle birlikte iktidarın da düşünme ve güven verme zamanı gelmedi mi sizce de?
Soru daha çok ?demokrasi dersi verenlere? sorulmaktadır.
VATAN