Eşini rektör seçtirmek için 'rüşvet' dağıttı

Rektör Yurtkuran, seçim sonrası en çok oy alan rektör adayının atanmaması halinde, rektörlüğün sadece 'müdür' olarak kalacağını belirterek Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e göndermelerde bulunmuştu.

Tam 8 yıldır Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü görevini yürüten Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran, son rektörlük seçimlerinde 254 oyla en çok oyu almayı başaran eşi Prof. Dr. Merih Yurtkuran'ın YÖK tarafından Cumhurbaşkanlığı'na gönderilen listede olmaması karşısındaki sessizliğini korurken üniversite camiası çıkan karardan memnun görünüyor.

Rektör Yurtkuran'ın seçim sonrası AK Partili yöneticiler ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den randevu talep ettiği iddia edilirken, üniversite camiası Rektör Yurtkuran'ın eşinin aday göstermesini 'Görevde olmanın avantajını kullanıyor' şeklinde eleştirmişti.

Yasalar gereği yeniden aday olamayan Rektör Yurtkuran, seçim dönemi eşi için mesai harcadı. Oy kullanmada kararsız olan öğretim üyelerine bilgisayar dağıtımı yaptığı iddia edilen Yurtkuran'ın, üniversitede barış ortamını sağlayamadığı da konuluşuyor.

İsminin açıklanmasını istemeyen bir öğretim üyesi; Merih Yurtkuran'ın listede olmamasına çok şaşırılmaması gerektiğini belirterek; 'Mustafa Yurtkuran YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'ı zor durumda bırakan rektörler toplantısının baş aktörlerinden biriydi. Prof. Dr. Merih Yurtkuran'ın rektörlük seçimini kazanması kamuoyunda 'Mustafa Yurtkuran 3. kez aday olamayacağı için eşini aday gösterdi' yorumlarına neden oldu. Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran, üniversitede barış ve hoşgörü ortamını sağlayamadı. Basında güleryüzlü pozları çıksa da tam tersine tansiyonu hep yüksek tutan gergin bir rektör resmi verdi. Öğretim üyelerinin e-maillerini takip ettiriyordu. Rektör Yurtkuran, ne yazık ki demokrat bir rektör de olmayı başaramadı. Demokratik yolla seçilen ana bilim dalı başkanlarını atamadı mesela. Bazı hocalar şehir değiştirmek zorunda kaldı. Görev süresinin bitimine aylar kala Çağdaş Eğitim Kooperatifi'ne 18 dönüm arazi verdi. Göreve geldiğinde üniversite bünyesindeki Fransız kolejinin sözleşmesini feshetmişti. Üniversiteye ait arsayı sessiz sedasız eğitim kooperatifine vermesi de üniversite camiasını rahatsız etti.' dedi.

Öte yandan ismi Çankaya?ya gönderilmeyen Prof. Dr. Merih Yurtkuran da; 'Bu kararla üniversitenin 3'te 1'ini devre dışı bırakılmıştır. Demokratik yapılan seçimi göz ardı etmiştir. Ben de çok üzgünüm. Çıkan kararla güvensizlik ortamı oluştu. Türkiye'nin en çok ihtiyacı olan demokrasi, insan hakları, seçme ve seçilme özgürlüğü görmezden gelindi. Kadın yöneticilerin artması gerekiyor. AB'nin önerileri var. Kadın akademisyen çok ama, yönetici konumunda olan az. En çok oyu alan biri olmama rağmen 3 kişinin arasında yer almıyorum. Bu karar, seçme hakkının elinden alınması demektir.' diye konuştu.

Uludağ Üniversitesi'ndeki rektörlük seçimlerde 729 öğretim görevlisi oy kullanmıştı. 720 oyun geçerli sayıldığı seçimde, Prof. Dr. Merih Yurtkuran 254, Prof. Dr. Mete Cengiz 206, Prof. Dr. Mahmut Yavuz 131, Prof. Dr. Ali Sürmen 97, Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu 15, Prof. Dr. Halil Rıfat Alpay 12, Prof. Dr. İbrahim Kanyılmaz ise 5 oy almıştı.

YÖK'ün Cumhurbaşkanlığına gönderdiği listede 206 oyla ikinci sırada yer alan Uludağ Tıp Fakültesi Kardiyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mete Cengiz, 131 oyla üçüncü olan Tıp Fakültesi Nefroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahmut Yavuz ve 97 oyla üçüncü olan Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof Dr. Ali Sürmen yer alıyor.

Cihan