Bugünkü köşesinde 'Ak Parti artık kapatılamaz..' başlıklı yazısı...
Ak Parti artık kapatılamaz..
AK Parti?nin kapatma davası ile Ergenekon davanın konusunu oluşturan olaylar silsilesi birbirine sıkı sıkıya bağlı..
İlk davada AK Parti Cumhuriyet?i yıkmaya çalıştığı için kapatılmaya çalışılırken, ikinci davada Ergenekon isimli yasadışı örgüt Cumhuriyeti yıkmaya çalışan AK Parti hükümetine karşı askeri darbeyi kışkırtmakla suçlanıyor..
Ergenekon?un tüm amacı kaos çıkararak AK Partisi yönetimini zayıflatmak ve sonunda askerlerin yapacağı bir darbeye altlık hazırlamak.. Ergenekon, ?iddiaya? göre Danıştay saldırısını bile yapmış?
Şimdiii..O dönemlere geri gidin, eğer iddialar doğruysa, Ergenekon diye bir şey varsa ve sürekli Türkiye?yi AK Parti aleyhinde kışkırtmaya çalışıyorsa, AK Parti yöneticilerinin yaptıklarının, söylediklerinin bu atmosferde düşünülmesi gerekmez mi? İnsanları sürekli yapmadıkları şeyler nedeniyle kendilerini savunmak durumunda bıraktığınızı düşünsenize...
Bir siyasi oluşumu sürekli ?siz şeriatçısınız, tehlikelisiniz, islami teröre yataklık ediyorsunuz? diye kışkırttığınız bir ortamda, o oluşumun yaptıklarını nasıl bir ?suça? temel teşkil edecek şekilde kullanabilirsiniz?
Kullanamazsınız? Bu nedenle de Anayasa Mahkemesi Üyeleri Ergenekon davası bitmeden AK Parti?yi kapatamazlar, o davada adı geçen siyasetçileri de siyasetten men edemezler... Ederlerse bu gerçekten adaletsizlik olur?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin ise Ergenekon davası ile ilgili açıklama yaparken ?soruşturmanın gizliliğini ihlal edici yayınlar ve yorumların yapıldığını, yapılan yorum ve yayınların çok büyük bölümünün gerçek dışı? olduğunu ifade etti?
Gördüğünüz gibi ortada iki Cumhuriyet Başsavcısı var?
Biri basında çıkan haberleri ?kanıt? olarak kullanıyor, kapatmaya çalışıyor.
Bir diğeri ?basın gerçek dışı haber yapıyor? diyor, aydınlatmaya çalışıyor.
Bu durumda ne yorum yapmak gerekir. Ben birşey diyemiyor, olayı şimdilik ?yorumsuz? veriyorum.
Taraf Gazetesi bazen öyle ön sayfa manşetlerinde öyle balıklama atlıyor ki, haberin konusu başlığın altında külçe gibi eziliyor. Bu başlıklar da öyle bir çerçeveleme yapıyor ki, haberin anlamı haddini aşıyor. Haberi okuduğunuzda haberin içeriği ile başlık arasındaki uyumsuzluk insana ?Bu muymuş, hay Allah? dedirtiyor.
Örnek verelim? Pazar günü Taraf?ın başlığı ?Eruygun?un resmi sponsoru...? Alt başlıkta da açıklamanın özü şöyle: Sezer 2006?da Cumhurbaşkanı bütçesinden 100 bin YTL bağış yapmasa, Ergenekon tutuklusu Şener Eruygur?un genel başkanı olduğu Atatürkçü Düşünce Derneği?nin topu atacağı ortaya çıktı!
Yaratılan hava sanki Ahmet Necdet Sezer?in Ergenekon örgütünü bildiği ve onun destekçisi ADD?ye bu nedenle de yardım ettiği yolunda?
Bu doğru mu? Doğruysa kanıt gösterin..Değilse kimseyi töhmet altında bırakacak haber yapmayın..Ahmet Necdet Sezer Eruygur?a Ergenekon?u bilerek yardım ettiyse iddianamede adı niye yok? Yoksa Taraf?ın başlığında adı niye var? Ve de tabii ki Taraf?ın yönlendirdiği akıllarda da.
Türkiye?nin en büyük sorunu gazetecilik eğitimi ve gazetecilik etiği... Türkiye?ye gazetecilik uygulamalarında artık ezberi bozmalı? Eğitim şart!
Bugün Gazetesi