Bardakoğlu, AA muhabirinin özellikle büyük şehirlerde gündeme gelen su sıkıntısına yönelik sorularını yanıtladı.
Dünya Doğal Hayat Fonunun yayınladığı bir raporda, tüketim çılgınlığının dünyanın sonunu hazırladığı, son 30 yılda doğal kaynakların üçte birinin insanlarca tüketildiği bilgilerine yer verildiğini ifade eden Bardakoğlu, Allah'ın, tabiattaki bütün imkanları, her varlığın normal ihtiyaçlarını dengeli bir şekilde karşılamaya yetecek düzeyde yarattığını anlattı.
Bardakoğlu, insanların doğal varlıkları tüketirken yeterince sorumlu davranmadığını dile getirerek, ''Oysa Rabbimiz bizden, lütfettiği nimetleri, tabiata, çevremize, insanlara, diğer canlılara ve kendimize zarar vermeyecek şekilde kullanmamızı istemektedir'' diye konuştu.
Ali Bardakoğlu, insanoğlunun tabiattaki nimetleri hoyratça kullanması yüzünden son yıllarda küresel düzeyde ciddi bir kuraklık yaşandığına işaret ederek, akıllı, ölçülü ve tutumlu kullanılması gereken en önemli nimetlerden birinin de ''su'' olduğunu vurguladı.
''Birkaç yıl önce olduğu gibi musluklardan su yerine hava gelmesini, geceleri sabahlara kadar ailemizin musluk başlarında su beklemesini ister miyiz? Elbette istemeyiz. O halde bugünden tedbirli olmak, hazır suyumuzu akıllı kullanmak zorundayız. Yarın içmek için kullanacağı suyu, bugün ölçüsüzce tüketen kişi, erdemli bir Müslüman sayılmaz'' diyen Bardakoğlu, şu uyarılarda bulundu:
''Diş fırçalarken, bulaşık yıkarken, tıraş olurken, abdest alırken muslukları açık bırakmayalım. Balkon, teras gibi yerleri temizlerken, araba yıkarken, hortum yerine kova, fırça, sünger kullanalım. Bahçelerimizi güneşsiz zamanlarda ve en tasarruflu bir şekilde sulayalım.''
''TASARRUF, DİNİ, AHLAKİ BİR ÖDEV''
Ali Bardakoğlu, su tasarrufu konusunda camilerde hutbe okunduğunu, vaazlar verildiğine işaret ederek, 8 ay önce Antalya'da yaptıkları İl Müftüleri Toplantısı'nda da dünya nimetlerini tasarruflu kullanmanın insani, dini, ahlaki bir ödev olduğunu ve bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığının ve müftülerin üzerine düşen gayreti göstereceğini deklare ettiklerini anımsattı.
Bardakoğlu, sadece suyu değil, dünya imkanlarını adaletli, hakkaniyetli kullanmanın, tasarrufa riayet etmenin, Allah'ın verdiği imkanları emrettiği uygun tarzda kullanmanın dini bir ödev olduğunu vurguladı.
''ÇARE DİNİ AÇIKLAMA DEĞİL''
Bütün bunların tek çaresi olarak dini açıklamayı ve aydınlatmayı görmenin doğru olmadığına dikkati çeken Bardakoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
''Su tasarrufu sağlamanın tek yolu camilerde aydınlatma değildir. Her şeyin çaresi hoca efendinin mihrapta, minberde bir konuşma yapmasına bağlı değildir. Biz sadece üzerimize düşeni kendi açımızdan yapar ve katkı sağlarız. Herkes üzerine düşen tedbiri almalıdır. Vatandaş gereken tedbiri almalıdır. Belediyelerimiz, diğer kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri, medya, aydınlar üzerine düşeni yapmalıdır. Herkes üzerine düşeni yapacak, biz de katkı sağlayacağız.
Camilerde vaaz vererek, hutbe okuyarak trafik sorununu çözebilir miyiz? Çözemeyiz. Her gün su tasarrufu ile ilgili camilerde hutbe okuduk, vaaz ettik diyelim. Su tasarrufu konusunda gereken birimler gereken adımları atmaz, tedbirleri almaz, insanlarımız bu konuda bilinçlenmezse sorun çözümlenmez. Herkesin omuz vermesi gerekir.''
Bunları ''imaj olsun'' diye söylemediğini dile getiren Bardakoğlu, ''Bu konularda toplumu uyarırken kimseden telkin almaya, kimsenin destek vermesine, eleştirmesine veya onaylamasına gerek yok. Onlardan uzak olarak kendi plan ve programımızı yapıyoruz'' dedi.
İnsanların sadece suyu değil, dünyanın bütün imkanlarını adaletli ve hakkaniyetli kullanması ve paylaşmasını bilmesi gerektiğini belirten Bardakoğlu, ''Kur'an-ı Kerim'in ayetleri bize her şeyi açıkça anlatıyor. Nehirden bile abdest alırken ölçülü ve tasarruflu olmayı emreden bir peygamberin ümmetiyiz. Allah israf edenleri sevmez'' diye konuştu.
SU TASARRUFU VE ABDEST
Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu, su tasarrufu ile abdest arasında irtibat kurmanın da yanlış olacağını ifade ederek, şu görüşleri dile getirdi:
''Bütün insanlar abdest almayı bırakırsa su tasarrufu olacak değil. Su tasarrufu deyince abdest tartışmasını açmak ya abdestin ne olduğunu bilmemektir ya su tasarrufunun nasıl olacağını bilmemektir ya da bu bahane ile konuyu hemen din ekseninde tartışmaya dönüştürme açıkgözlülüğüdür. O da doğru değil.
Su tasarrufu deyince, hemen abdest tartışmasını açmak bana göre fevkalade incitici yaklaşımdır. Su tasarrufu gündeme geldiğinde abdest tartışmasını açmak su tasarrufu bilincinin oluşmasını önlemek için gayret sarf etmek demektir. Gerçekten bilinç oluşmasını istiyorsak bu konuları makul zeminde tartışmayı da öğrenmemiz gerekiyor.''
AA
