Darbecilere geçit vermeyen komutan
Ergenekon soruşturmasıyla ilgili olarak Hilmi Özkök ismi giderek anahtar bir konuma geliyor. Çünkü Sarıkız ve Ayışığı adlı darbe teşebbüsleri, bir önceki Genelkurmay Başkanı Sayın Özkök'ün dönemine ait.
Hilmi Özkök, Cumhuriyet tarihimizin bana göre en önemli Genelkurmay başkanıdır. Kendisinden önceki Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu onunla çok uğraştı. Önünü kesebilseydi, şimdi hepimiz Baas tipi bir darbe yönetiminin altında yaşıyor olacaktık. Açıkça söylemeliyiz ki, demokrasiye tahammülsüzlerin darbe teşebbüsünü Sayın Özkök önlemiştir.Başta CHP olmak üzere belli medya patronlarının Ergenekon soruşturmasını 'fasa fiso' haline getirmeleri de, Sayın Özkök'ün önceki günkü beyanatıyla artık son bulmuştur. Özkök, Milliyet'ten Fikret Bila'ya şöyle konuşuyor: 'Anılarda geçtiği öne sürülerek gündeme getirilen bu olaylarla (darbe teşebbüsleriyle) ilgili olarak, ne vardır, ne yoktur derim. Başka bir ifadeyle ne teyit ederim, ne tekzip ederim. Benim söyleyebileceğim budur.'
Bu ifadelerin anlamı, 'evet, söz konusu darbe teşebbüsleri oldu' demektir. Zaten Sayın Özkök daha önce de bu konuda fikirlerini söylemişti. 12 Nisan 2007'de Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamada da; 'Ne dersem diyeyim, ateşe benzin dökmek gibi olur. Zamanı geldiğinde söylenir. Ülkeler mesela arşivlerini belli zaman sonra açıyor.' demişti. Özkök'ün görev yaptığı yıllara ait hafızamızı tazelediğimizde gördüğümüz tek gerçek şudur: Başlarında Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun bulunduğu bir ekip, önce kendisinin Genelkurmay başkanı olmasını önlemeye çalışmış, başarılı olamayınca da hakkında karalama ve yıpratma kampanyaları yürütmüşlerdir. Emekli Org. Kıvrıkoğlu'nun Hürriyet'ten Şükrü Küçükşahin'e söylediklerini hatırlayalım: 'Doğrudur, Hilmi Özkök'ü istemiyordum. Ben 2 yıl kendisini komutan olarak izledim. Bunun sonucunda da irtica ile mücadeleyi daha iyi yapacak birinin gelmesini istedim.'
İrtica bahanesi, bugüne kadar hep darbecilerin, demokrasi düşmanlarının bahanesi olduğu için bu sözleri kimse yadırgamadı. Tutuklu emekli Org. Şener Eruygur'la darbe teşebbüsleri sürecinde defalarca görüştüğünü şimdi açıklayan Cumhuriyet Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, o günlerde Emin Çölaşan'la birlikte Hilmi Özkök'ün yıpratılması için pervasızca çalışıyordu. Ben, kendilerinin Eruygur'la yaptığı görüşmeleri bilmediğim için, o günlerdeki bir yazımda; 'Bunları içeriden cesaretlendiren komutanlar olmalı, çünkü görevdeki bir Genelkurmay başkanına bugüne kadar bu tür saldırılar hiç yapılmadı.' diye yazmıştım.
Darbeciler bir yandan Hilmi Özkök'ü, komuta kademesi içinde yalnızlaştırırken, bir yandan da kullanmaya başladıkları medya elemanları sayesinde, sağlığı ile ilgili aslı astarı olmayan haberler yayıyorlardı. Temmuz 2007'de üç ayda bir yayımlanan biyografi dergisi Chronicle'da yazılanlar şunlardı: '3 Şubat 2004'te CIA, Ankara'daki üst düzey görevlisiyle, istihbaratı uyardı. Özkök Paşa'ya karşı 'çok ciddi bir fizikî eylem' yapılacaktı. Özkök Paşa'nın kullandığı yol güzergâhı değiştirilip, alınan yoğun güvenlik önlemleriyle girişim akamete uğratıldı. Yine aynı tarihlerde Hilmi Özkök'ün sağlığının bozulduğu dedikoduları yayıldı. Amaç, Genelkurmay Başkanı'nı istifaya zorlamak veya sağlık raporuyla görevden ayırmaktı. Özkök Paşa'nın bu girişimlere cevabı, F-16'ya binip uçmak ve denizaltıyla dalmak oldu. Kendisini bertaraf etmek isteyenlere mesajını vermişti: 'En zorlu koşullarda bile görev yapabilecek durumdayım!'
Hilmi Özkök, bugünlerin en önemli ismi. Türkiye'nin demokratikleşmesinde onun adı hiç unutulmayacak. Çünkü o Türk Silahlı Kuvvetleri'nin siyasete karışmasını tasvip etmedi ve darbecilere geçit vermedi. Özkök, bildiklerini anlatırsa bu ülkede artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır...