Dolar

34,9491

Euro

36,7228

Altın

2.989,28

Bist

10.125,46

Kene Kırım'da 48 yıldır can almadı

Ukrayna'ya bağlı Kırım Özerk Cumhuriyeti'nde Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) nedeniyle 48 yıldır kimsenin ölmediği bildirildi.

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-07-09 08:58:00

Kene Kırım'da 48 yıldır can almadı

Başkent Simferopol'deki Salgın Hastalıklar Lâboratuarı Baş Hekimi Mariya Krovyakova, Cihan'a yaptığı açıklamada Kırım'da her yıl ortalama 3-4 bin kişiyi kenenin ısırdığını, fakat KKKA virüsüne 1960'dan bu yana rastlanmadığını kaydetti.

Kene alanında 20 yıllık tecrübeye sahip olan Biyolog İgor Yekstavyev, Türkiye'de artış kaydeden KKKA'nın Kırım'da görülmediğini, fakat insanların sinir sistemini çökerten 'ansefalit' isimli virüs taşıyan kenelerle karşı karşıya olduklarını belirtti. Yekstavyev, bu virüsün sadece bir tür kenede bulunduğunu ve bu kene türünün ise dağlık ve ormanlık alanda yaşadığını aktardı. Kırım'a has ansefalit virüsü taşıyan keneler hakkında bilgi veren Yekstavyev, söz konusu virüsün Sibirya'daki ansefalit virüsü taşıyan kenelerden farklı olduğunu ve Kırım'daki virüsün bölgesel mutasyona uğramasıyla birlikte insanlara daha az zarar verdiğini vurguladı. Biyolog, antibiyotik veya aşı tedavisiyle, hatta ilaç kullanmadan da hastalığın atlatılabildiğini ekledi.

Kırım'da kenelerin etkisinin azalmasının önemli sebeplerinden birisinin, hayvancılığın kırsal kesimden besi çiftliklerine geçmesiyle birlikte otlaklardaki kenelerle, hayvan ve insanların irtibatının kopması olduğu ifade edildi.

Kırım Salgın Hastalıklar Lâboratuarı yetkililerinden Aleksandra Pavlovna, KKKA hastalığının en son 1960'lı yıllarda görüldüğünü ve daha sonra tespit edilmediğini, dolayısıyla bugün insanlara da bulaşma riskinin olmadığını bildirdi. Pavlovna, laboratuarlarında her yıl yaklaşık 8 ila 10 bin kenenin KKKA virüsü taramasından geçirdiklerini ve doğadaki kenelerde de bu virüse rastlamadıklarını söyledi.


'SÜTÜ KAYNATMADAN İÇMEYİN'

Kenelerdeki virüslerin insanlara sadece kene ısırmasıyla geçmeyeceğini belirten Salgın Hastalıklar Lâboratuarı Baş Hekimi Krovyakova, hastalığın kaynatılmayan sütten ve süt ürünlerinden de insanlara bulaşabileceğini hususu üzerinde önemle durdu.

Krovyakova Kırım'daki kenelerin taşıdığı ansefalit virüsten korunmak için başta turistler olmak üzere vatandaşların aşı olması gerektiğinin altını çizdi. KKKA'nın Kırım tarihinde tozlu raflarda kaldığına vurgu yapan Krovyakova, 'Merkezimiz keneden kaynaklanan hastalılar konusunda hummalı bir çalışma içerisinde. Her yıl özellikle ilkbahar ve yaz mevsimi yaklaşması ile birlikte gazete, dergi ve iletişim organlarında değişik duyurularla kene tehlikesini ve korunma metodlarını vatandaşlara hatırlatıyoruz. Özellikle dağlık ve ormanlık alanda dinlenmeyi seven vatandaşları kenelerin ısırabileceğini bu nedenle açık araziye çıkarken kapalı ayakkabı giyilmesini, pantolon paçaların çorap içerisine konulması gerektiğini, uzun kollu gömlek giyilmesi ve yakaların iliklenmesi gerektiğini, eve dönüşte vücutta kene taraması yapılmasının ve duş alınmasının önemini anlatıyoruz' dedi.


KIRIM'DA KENEDEN ÖLÜM TARİHTE KALDI

Simferopol yakınlarındaki Rodnikovo Köyü'nde yaşayan 84 yaşındaki İsmail Osmanov, İkinci Dünya Savaşı akabindeki sürgün yılları ve o dönemde yaşanan salgın hastalıklar hakkında bilgi verdi.

Osmanov, KKKA nedeniyle başta 1944-1945'li yıllarda ölenlerin olduğunu ama bu virüsten daha tehlikeli ve korkunç hastalığın o dönem için sıtma olduğunu anlattı.

Kenenin o yıllarda az da olsa can almasını halkın cahilliğine ve doktor azlığına bağlayan Osmanov; '12 köyde bir doktoru zor buluyorduk. İlaçmış eczaneymiş ismi bile yoktu' diye konuştu.


ÇOBAN RIZA: 'BİZİM KENELER TEHLİKELİ DEĞİL'

Bahçesaray'ın bozkırlarında ineklerini otlatan lise öğrencisi Rıza Halilov, çok sayıda kene bulunduğunu fakat tehlikesiz olduklarını belirtti. Yaz tatilini inek güderek geçiren Halilov, kendisi gibi risk gurubuna giren insanların zaten ansefalit virüsü aşısı olduğunu veya virüse karşı geliştirilen antibiyotik haplarını aldığını, ayrıca kene ısırdığında ne yapacağını bildiğini söyledi.

KKKA hakkında hiçbir bilgisi olmayan Halilov, Kırım ile başlayan hastalığın adını hiç duymadığını ifade etti. Kırım sakinlerinin genel olarak hastalıktan habersiz olması dikkat çekiyor.

KKKA'NIN TARİHİ

KKKA ilk kez 1944 ve 1945 yılı yaz aylarında Batı Kırım steplerinde, çoğunluğunu ürün toplamaya yardım eden Sovyet askerlerinin oluşturduğu ve içlerinde köylülerinde bulunduğu yaklaşık 200 kişide görülmüştü.

Hastalık bulaşanlardan yaklaşık 50'si hayatını kaybetmişti. 1956 yılında Zaire'de ateşli bir hastadan Kongo virüsü tespit edilmişti. 1969'da Kongo virüsü ile Kırım hemorajik ateşi virüslerinin aynı virüs olduğu belirlenmesi üzerine hastalık Kırım Kongo Kanamalı Ateşi olarak adlandırılmıştı.

Türk Sağlık -Sen'in hazırladığı kene raporuna göre, KKKA hastalığı nedeniyle Türkiye'de 2006'da 438 vaka, 27 ölüm; 2007'de 717 vaka, 33 ölüm; 2008 yılının sadece ilk 6 ayında ise 31 ölüm yaşanırken her geçen gün yeni ölüm haberleri gelmeye devam ediyor.


CİHAN


SON VİDEO HABER

Emlakçılar arasında silahlı çatışma: 2 ölü

Haber Ara