Haber merkezi / TIMETURK
Başbakan Erdoğan, partisinin Grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin önemli bir süreçten geçtiğini belirterek, bu konuda herkese sorumlulluıklar düştüğünü söyledi.
Konuşmasında, bugünü anlamak için içinde bulunulan şartları bilmek gerektiğine dikkat çeken Erdoğan, 'İçinden geçtiğimiz tarih süreceinde yaşadığımız sancılar ekonomik değişim ve gelişmenin doğal bir sonucudur. 150 yıllık değişim maceramız toplumdan gelen talep üzerine yeni bir safhaya doğru ilerliyor.' dedi.
Erdoğan konuşmasının başında, Hasan Doğan, Ersin Faralyalı ve Erdem Beyazıt'a rahmet ve ailelerine başsağlığı diledi.
BAYKAL'A CEVAP VERDİ
Başbakan Erdoğan; konuşmasında Baykal'a da cevap verdi. Türkiye'yi çocukların gurur duyduğu bir ülke haline getirmek için var gücümüzle çalışmaya devam edeceklerini kaydeden Erdoğan şunları söyledi; 'Biz mafyanın çetenin veya çetelerin avukatı değiliz. Ancak yargının ve savcıların yürütmeden beklediği yardımı vermeye hazırız. Bazıları neden soruşturmalardan rahatsızlık duyuyor. 'Başbakan acaba bir şeyler mi biliyor' diyorlar. Başbakan tabii ki birşeyler biliyor. Çünkü hesap Başbakan'dan sorulacak. O yüzden en az senin bildiğin kadar şeyi bilmek zorunda.'
İşte Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları;
- Hasan Doğan'ın Milli Takım'ın galibiyeti karşısında yaşadığı sevinç milletin hafızasına kazındı. Hasan Doğan kısa süre önce gelmesine rağmen spor camiasına kendisini sevdirdi. İdealizmi ile Türk futboluna büyük kazanımlar sağladı. Yüzümüzü ağartan başarıların kazanılmasında onun büyük başarısı var. Vefatı büyük bir üzüntü oluşturdu. Onun boşluğunu doldurmak zor olacak.
- Onların cenazesine katılanlar farklılıklarına rağmen buluştular. Bunu iyi düşünmemiz ortak bir duyguda bulaşacak bir pay çıkarmamız lazım.
- Türkiye önemli süreçten geçiyor.Yaşadığımız süreçleri anlamlandırmak bakımdan hayati önem arz ediyor. Yaşadığımız süreci anlayabilmek için ülkemizdeki ve toplumuzdaki değişim dinamimizmini anlamak gerek.
- Yaşadığımız sancılar yaşadığımız toplumsal, siyasi ve ekonomik değişimin sonucudur. Bugün gelinen noktada toplumdan gelen süreklilik değişimi nedeniyle yeni bir safhaya gidiyor. Modernleşmeye öncülük edecek bir orta sınıf gelişmemiştir. Bunun sonucu olarak Türkiye tarım ekonomisine sahipti. Modernleşmenin ekonomik alt yapısı yeterince gelişmemişti. Siyaset de toplumdan kopuk elitler şeklinde yürüyordu. Toplum modernleşme sürecini kesintiye uğratacak bir kaynak olarak görülüyordu.
- Bugün bu siyaset anlayışını devam ettirmek isteyenler siyaset içi ve dışı aktörler varlıklarını muhafaza etmektedirler. Ülkemizin toplumumuzun ulaştığı noktayı kavrayamama meselesidir. Bugün nüfusunun yüzde 70'i şehirlerde yaşayan bir Türkiye'ye ulaştık. 50 yılda çok hızlı şehirleşme ve ekonomik değişim yaşadık. Anadolu tarım ekonomisini aşarak sanayi, girişimcilikle karşılaştı. Daha da gelişiyor. Son 5-6 yıl dünya irtibatı geçmiş dönemlerle kıyaslanamayacak kadar arttı.
- Hep ifade ediyorum Türkiye'de demokrasi, hukuk talebi toplumdan gelmektedir. Siyaseti toplum üstü görenleri anlayamadıkları da budur. Onlar alıştıkları eski ve köhne siyaset tarzının değişen şartlar içinde geçerli olduğunu düşünüyor. Türkiye yukardan aşağıya değil yukarıya doğru değişim yaşıyor. Bu istikamette çok mesafe aldı. Toplumsal talep ve ihtiyaçlar değişimin rotasını belirliyor. Türkiye dünyanın gereklerine uygun şekilde ilerliyor.
- Biz topluma tepeden bakmıyoruz. Aksine toplum siyasetin üstündedir. Demokrasilerde meşruiyetin temeli millettir. Sadece iktidar için değil muhalefet için de böyledir. Her zaman hesap verebilme durumundadır.
- Son zamanlard siyasi partilerin varlığını anayasaya rağmen bir kenara atma isteğinde olanlar var. Bu fevkalade yanlıştır. Çok çok yanlıştır. Kuvvetler ayrılığı ilkesine de aykırıdır. Bizler kararlı duruşumuzu sürdürmek durumundayız. Özellikle bu çatı gücünü korumak zorundadır. Buraya gelenler sallana sallana gelenler değildir. Biz oraya sığmayız ama 550 vekile oraya göndeririz diyen milletin yeridir.
- Bugün toplum dışı bir iktidar mücadelesi verenler boşuna uğraşıyor. Bugün Türkiye bunları aştı. Bu toplum bu millet evrensel standartları talep ediyor. Özgürlüklerin gölgelenmesini istemiyor. AK Parti olarak bizim işimiz krizden faydalanmak değil sorunları çözmek. Demokratik siyaset dışında çözüm yolu yoktur. Biz bunu yaptık muhalefetten de bunu bekliyoruz. Siyasi çekişme içinde olanların millete faydası yoktur. Bunu yapmak isteyenlere de faydası yoktur. Yakın tarihimiz bunun örnekleri ile doludur.
- Soğuk savaş döneminden kalan yapılanmalardan Türkiye er yada geç kurtulmak zorundadır. Böyle olgular varsa iş yargıya düşer. Yürütme yargıya adli kolluk hizmeti vermektir. Biz bunu yaptık bunu yapıyoruz.
- Bu hususta eskiden beri şikayet edilen irade bizim hükümetimizde de var. Herşeyden önce kurumlarımızı korumak haksız ve mesnetsiz tartışmalarla yıpratmamak önemli. Çünkü kurumlar bizim için var ve önemli. Tüm kurumlar dayanışma içinde çalışan devlet, demokrasi hepimiz için olmazsa olmazdır. Şu araştırılmasın demek cumhuriyetimizin geleceği için yetersiz araştırma, soruşturma uygulamayı eleştiren bir muhalefete Türkiye'nin ihtiyacı var. Hepimizin sorunlu sağduyulu olması gereken süreçten geçiyor. Bunu da milletimin dikkatine sunuyorum. Burada hepimizin görevi var. Biz milletin vekiliyiz. Aynı zamanda millet bize iktidar görevi verdi. Ama muhalefet de görevini bilmeli ve bunun gereğini yerine getirmeli.
- AK Parti demokrasiye bağlı, hukuka saygılı milletin temsilcisi oldu. Şartlar ne olursa olsun bu çizgimizi sürdüreceğiz. Milletimizin güvenini boşa çıkarmayacağız. 81 ilin ikbalini aynı çizgide düşüneceğiz. Birlik ve beraberlik içinde hedeflerimizi koruyacağız.
- İnsanımızın yüzünü güldürmek için çalışacağız. Millet iradesinin yol göstericiliğini herkes içine sindirmelidir. Biz mafyanın çetenin avukatı değiliz.