Mümin Geleş, 'Osman Gürbüz Ergenekon'un en tepesindekilerden biridir. Osman Gürbüz'ü Veli Küçük kullanıyordu. Kuvvayi Milliye Derneği Başkanı Fikri Karadağ kullanıyordu.' dedi. Mümin Geleş, Osman Gürbüz'e tetikçilik yaptırdıklarını; uyuşturucu madde kaçakçılığı yaptırdıklarını ve para trafiklerinde kullandıklarını ileri sürdü.
Osman Gürbüz'ün eski eşi Aysel Akbulut'la tanıştıktan sonra hayatı alt üst olan eski JİTEM mensubu Mümin Geleş, yaşadıklarını basın mensuplarıyla paylaştı. Aysel Akbulut'tan uzak durması için Osman Gürbüz'ün tehditlerine maruz kalan Mümin Geleş, bu kişiyi araştırmaya başladı ve dikkat çekici bilgilere ulaştı. Güleş, kendisini ölümle tehdit eden Osman Gürbüz'ün bir çok suça karışmış bir tetikçi olduğunu, uyuşturucu işlerine bulaşmış bir kişi olduğunu iddia ediyor.
'SAVCILARA BİLDİĞİM HERŞEYİ ANLATACAĞIM'
Mümin Güleş, kendisini ölümle tehdit eden Osman Gürbüz'ün en son Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanmasına şaşırmadı. Bu kişiyle ilgili çok defa suç duyurusunda bulunduğunu; ancak hiçbir yerden yanıt alamadığından yakınan Geleş, en yakın zamanda Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara Gürbüz ile ilgili bildiklerini anlatmak istediğini söyledi.
'Osman Gürbüz Ergenekon'un en tepesindekilerden biridir.' diyen Mümin Geleş, 'Osman Gürbüz'ü Veli Küçük kullanıyordu, Kuvvayi Milliye Derneği Başkanı Fikri Karadağ kullanıyordu. En son yakalanan istihbaratçı albay kullanıyordu. Osman Gürbüz'e tetikçilik yaptırdılar. Uyuşturucu madde kaçakçılığı yaptırdılar. Para trafiklerinde kullandılar. Osman Gürbüz'e bu paralar nasıl aktı? 13-15 milyon dolarlık geliri olduğunu açıklamıştı. Bu paraları nasıl elde etti? Osman Gürbüz bayrak olayına karıştı. Bayrak mitinglerini düzenlediler.Bu adamı en iyi Aysel Hanım biliyor. Çıkıp da kimse bize bu adam ile ilgili soru sormadı.' ifadelerini kullandı.
'YEŞİL'İ AYAKTAKIMI OLARAK GÖRÜYORDU'
Osman Gürbüz'ün Kızılay Bayrampaşa şubesinde estetik ameliyat olarak kendini Yeşil'e benzettiğini söyleyen Mümin Geleş, 'Daha sonraki işlerinde kendini Yeşil olarak tanıttı.' diye konuştu.
Aslında Osman Gürbüz'ün 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım'ı küçümsediğini anlatan Geleş, 'Ondan bahsettiği zaman ayaktakımı diye konuşuyordu. Osman Gürbüz, Yeşil'i ayak takımı olarak görüyordu. Yeşil'in, Ali Pur'un kendisinin yanına gelirken diz çökerek geldiğini söylüyordu. Yeşil bunun yanına gelirken diz çöküyormuş.' şeklinde konuştu.
'BEN OSMAN GÜRBÜZ, DEVLETİN ADAMIYIM'
Mümin Geleş, Aysel Akbulut ile tanışması ve daha sonra Osman Gürbüz ile yaşadığı gelişmeleri şöyle anlattı: 'Osman Gürbüz ile 2003'te tanıştım. Daha doğrusu ben Aysel hanımla tanıştım. Gürbüz'ün eski eşi Aysel hanımla bir dostluğumuz oldu. Ardından psikolojik baskı, fiziki baskı yaşandı. Osman Gürbüz cezaevine düştüğü dönemlerde Aysel hanımı kurye olarak kullanmış. Cezaevine rahat girsin çıksın diye formaliteden evlilik yapmışlar. Tahliye olmadan 3 ay önce çağırarak boşanmışlar. Osman Gürbüz, Susurlukçularla ilişkileri, silah kaçakçılığı, uyuşturucu madde kaçakçılığı, emekli general Habil Küçük ile ortaklığı, para trafiğini Aysel hanım üzerinden yaptırıyordu. Biz Aysel hanımla 2003'te tanıştık. O dönem ve sonrasında büyük baskılar yaşadık. Osman Gürbüz, Aysel hanımın ağabeyine de işkence yaptı. Sıraselviler Caddesi'ndeki işyerine götürüp elektrik verdi. Aysel hanım Gürbüz'e 'Benim bir erkek arkadaşım var' demiş. O da 'Senin erkek arkadaşın olamaz, ben varım' diye yanıt vermiş. Sonrasında beni tehdit etmeye başladı. Bana bir sürü tehdit telefonu geldi. 'Kimsiniz?' diyorum telefonu açan kişiye. O bana 'Osman Gürbüz. Devletin adamıyım' diyor. Bu telefonlar hep geldi. Ben bunu hiç kaale almadım. Araştırdım bunu. İhalelere giren, çetecilik yapan bir adam olduğunu gördüm.
Bunun tehditlerinden bıkınca 2005 yılında Zeytinburnu Cumhuriyet Savcılığına şikayette bulundum. Tehdit telefonları gelmeye devam etti. 'Asarız, keseriz, bomba koyarız' falan... En sonunda mahkemelik olduk. Mahkemeden evvel bu beni aradı. 2006 ramazanında görüştük. Bir çok silahlı adam Merter'deki McDonalds'a geldi. Bir zırhlı araç ve 14-15 koruma aracı ile birlikte. Beni araştırmış eski bir istihbaratçı olduğumu biliyor. Bana para teklif etti. 13-15 milyon dolar civarında parası olduğunu söyledi.'
Osman Gürbüz'ün tehditlerinden sonra beraber çalıştığı gazeteci Semih Köken'in de kendisini tehdit etmeye başladığını anlatan Mümin Geleş, 'Tehditlerden yılmadım. Bir süre sonra Osman Gürbüz bana para teklif etti. Davadan vazgeçmem için. Ben davadan vazgeçmedim. Antalya'dan Ali Pur denilen şahıs devreye girdi. Ali Pur kimdir? Ali Pur, Orhan Taşanlar'ın arkadaşıdır. Süleyman Demirel'in eski korumasıdır. İsmet Sezgin'in kirvesidir.
Osman Gürbüz'e açılan kapıların çoğunu Ali Pur açar. Antalya'ya gittiğimde Ali Pur ile görüştüm. Yine tehditlerle karşılaştım. Daha sonra gazeteci Tutkun Akbaş ile konuştum. Osman Gürbüz hakkında haber çıktı. Osman Gürbüz, gazeteci Semih Köken'den para istemiş. istediği paraları alamayınca Köken'i 3 gün boyunca domuz bağıyla işkenceden geçirmiş.
Bu olaydan sonra Osman Gürbüz polis tarafından yakalandı. 18 gün cezaevinde kadıktan sonra serbest bırakıldı. Serbest bırakılmasının nedeni Semih Köken'in tehdit edilmesidir. Köken'in şikayetinden vazgeçmesinin ardından Osman Gürbüz kefaletle serbest bırakıldı. Semih Köken ile Tutkun Akbaş aracılığıyla tanıştım. Köken bana, 'Bu adam kirli, pis bir adamdır' dedi.' ifadelerini kullandı.
'VELİ KÜÇÜK ONUN VATANSEVER OLDUĞUNU SÖYLEDİ'
Semih Köken'in kendisine Osman Gürbüz'ün Antalya'da bir şirketi olduğunu söyledini anlatan Mümin Geleş, şunları anlattı: 'Gidip baktım. Zorbey Yatırım isimli bir şirket. Oraya tabelalar ve Türk bayrakları asmış. Burası daha sonra Kuvayi Milliye Derneği çıktı. Ben de bir süre sonra Kuvvayi Milliye Derneği'ne telefon ettim. Fikri Karadağ ve Hüseyin Görüm'le görüştüm. Onlara bu adamı anlattım. Beni tehdit ettiğini söyledim. Onlara 'Siz bu adamı nasıl Kuvvayi Milliye'ye aldınız? Bu itirafçının yanınızda ne işi var?' diye sordum. Bilmemişliğe verdiler. Fikri Karadağ beni tanır. Kucağımda şehit düşen Jandarma Komando Binbaşı Mahmut Şahin'i operasyonlara yönlendiren Fikri Karadağ'dır. Fikri Karadağ'a telefon ettim. 'Komutanım neredesin?' diye sordum. Mersin'de olduğunu söyledi.
Osman Gürbüz'ün Mersin'de oturduğunu biliyordum. Fikri Karadağ'a orada ne yaptığını sordum. O esnada Osman da yanındaymış, toplantı yapıyorlarmış. Osman Gürbüz yanındayken Fikri Karadağ'a, 'Bu itirafçıdır, teröristtir' dedim. Daha sonra Veli Küçük'e ulaştım. Küçük'e, 'Bakın binlerce bayrak götürmüştünüz' dedim. Küçük bunun itirafçı olduğunu, kullanıldığını daha önceden biliyordu. Bütün Kuvvayi Milliyecilerle görüştüm. Aziz Ergen ile de görüştüm. İstihbaratçı olduğum ve şehit Binbaşı Mahmut Şahin'in postası olduğumu için herkes beni tanır ve güvenirdi.'
Osman Gürbüz'ün Ergenekon'daki en kilit isimlerden bir tanesi olduğunu anlatan Mümin Geleş, istihbarat birimlerince eğitildiğini, onlar adına çalıştığını söyledi. Geleş, 'Daha sonra pis işlere gayri meşru işlere karışmıştır.' dedi.
Osman Gürbüz ile ilgili Veli Küçük ile de görüştüğünü anlatan Mümin Geleş, 'Oktay Yıldırım beni Veli Küçük ile Hababam Sınıfı filminin çekildiği binada görüştürdü. Görüşmemizde Veli Küçük bana 'Osman Gürbüz bir vatanseverdir. Devlet severdir' dedi. Bu adam cinayetler işlemiş, gasp yapıp, işkenceler yapmış. Bugüne kadar bütün suçlamalardan kurtulmuş. Nasıl olmuş acaba?' ifadelerini kullandı. Osman Gürbüz'ün bayrak mitinglerinde ön saflarda yer aldığına işaret eden Geleş, 'Osman Gürbüz'ün laiklikle Atatürkçülükle ne ilgisi var? 'Laikim, Atatürkçüyüm' diyenler Osman Gürbüz'e destek veriyorlarsa ondan hiçbir farkları yok demektir.' şeklinde konuştu.
CİHAN