DTP'den Ergenekon Operasyonu'na tam destek

Ayna, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, bu sabah Türkiye'nin sıcak bir gelişmeyle uyandığını ifade ederek, ''Ergenekon'' operasyonu kapsamında emekli Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur, emekli orgeneral Hurşit Tolon, Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün ve Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay'ın gözaltına alındığını anımsattı.

''Gözaltıların, AK Parti kapatma davasında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının yapacağı sözlü açıklama öncesine denk gelmesi dikkati çekiyor'' diyen Ayna, şunları söyledi:

''Elbette soruşturma kapsamında sonuna kadar gidilmesi ve operasyonun genişletilmesi önem taşıyor. Türkiye'nin çeteler ve kontrgerilla örgütlenmelerinden tümüyle kurtulması için her türlü siyasi kaygıdan uzak, politik çıkar çatışmalarının bulaşmadığı ciddi bir demokrasi cephesinin güç birliği yapmasına ihtiyaç vardır. Ancak neredeyse bir yıldan bu yana kesintili bir şekilde yürütülen Ergenekon operasyonundan anlaşıldığı kadarıyla, AKP Hükümeti bu operasyonu kendi siyasal programına uygun bir tarzda yürütmektedir.

Çetelerin üzerine giderken bile kendi partisel hesaplarını önde tutan bu anlayışın Türkiye'ye demokrasi getirmesini beklemek hayalci bir yaklaşımdır. Tam da AKP'nin kapatılma davasında savunmaların yapılacağı gün, birilerine mesaj verir gibi eş zamanlı olarak gözaltıların yaşanması, kamuoyunda haklı olarak kuşku yaratmıştır. Günler öncesinden alınmış mahkeme kararının uygulanacağı günün seçiminin tesadüf olduğunu düşünmek mümkün değildir.''

Hukuk dışına çıkmış, çetelere bulaşmış, yasaları çiğneyerek toplum üzerinde baskı ve korku yaratmış kişilere, kim olursa olsun hukuk karşısında hesap sorulması gerektiğini vurgulayan Ayna, ''İnsanların kimlikleri hiç kimseye suç işleme özgürlüğü tanımaz. Kontrgerilla faaliyetlerinin ve örgütlenmesinin tümüyle ortaya çıkarılması için sonuna kadar üstüne gidilmesi konusunda bizler de konunun takipçisi olacağız'' diye konuştu.

''BOMBALARLA KÜRTLER HİZAYA SOKULMAK İSTENİYOR''

Emine Ayna, yarın Sivas olaylarının 15. yılı nedeniyle Sivas'a gideceklerini belirterek, ''Sivas katliamı, aradan geçen 15 yıla rağmen Alevi yurttaşlarımızın ve demokratik kamuoyu vicdanının kanayan bir yarası olarak tazeliğini korumaya devam ediyor. Ülkemizde bir daha böylesine karanlık olayların yaşanmamasının yolu geçmişle yüzleşmek, karanlık olayları açığa çıkartmak ve sorumlulardan hesap sormaktan geçmektedir. Bunun için de Sivas'ı; Çorum'da, Maraş'ta, Susurluk'ta, Şemdinli'de, Ergenekon'da, topluma hizaya sokmaya çalışan planlarda aramak gerekiyor'' diye konuştu.

Geçen haftalarda bir takım planların ortaya çıktığını ileri süren Ayna, şöyle devam etti:

''Planlardan birincisi Genelkurmay'a ait ve 'kamuoyunu TSK çizgisine çekmeyi' hedefliyor; ikincisi ise AKP'nin Kürt halkına karşı geliştirdiği siyasi-ekonomik-kültürel-psikolojik savaş planı. Genelkurmay Başkanlığı, önce 'Komuta kademesinde onaylanmış böylesi bir plan yok' dedi. İkinci açıklamada ise 'Kesinlikle böyle bir plan yok' denildi.

Bu tür planların dayanağını her zamanki gibi yine Kürt sorununun çözümsüzlüğü oluşturuyor. Ve çok net bir biçimde demokrasi karşıtlığı, Kürt sorunu ve DTP üzerinden yürütülüyor. Bombalarla Kürtler, Kürt sorunuyla da iç kamuoyu hizaya sokulmaya çalışılıyor.''

BÖLÜCÜ FAALİYETLERE YÖNELİK EYLEM PLANI

AKP Hükümetinin kendisi de bir plan hazırlayarak devreye koyduğunu iddia eden Ayna, ''Birkaç gün önce deşifre olan Hükümet planı da Genelkurmay'ın varlığını reddettiği planla oldukça paralellik arz ediyor. Mart ayı başlarında bölgedeki bütün resmi kurumlara gönderilen ve Kürtleri izolasyon altına almayı hedefleyen bu planda neler var? Deniliyor ki Kürtçe eğitim hiçbir şekilde kabul edilmeyecek. Çocuklara iyi Türkçe öğretilecek. Üniversitelerdeki öğretim elemanları 'milli birliği geliştirmesi' amacıyla 'bilimsel' araştırmalar yapacak, Kürt basını takibe alınarak ceza verilecek...

Aslında bunlar yeni gelişmeler değil. Yıllardır uygulanıyor. Şimdi birkez de AKP deniyor'' diye konuştu.

Ayna konuşmasını şöyle tamamladı:

''Bütün bunlar şunu çok açık gösteriyor ki AKP'nin Kürt sorununa dönük her söylemi ve verdiği her mesaj sahtedir, kandırmacadır, altında örtülü bir savaş yatmaktadır. Altında hükümetin imzası bulunan 'Bölücü Faaliyetlere Yönelik Eylem Planı' siyasi bir takım söylemlerle bölge halkını kandırmaya çalışan AKP'nin takkesini artık düşürmüştür.

Yaşanan bu gelişmelerden siyasal iktidar kadar ana muhalefet partisi ve MHP de sorumludur. CHP ve MHP, toplumu, demokratik kamuoyunu, Kürtleri hedef alan bu demokrasi karşıtı girişimlerin koltuk değneğini oluşturmaktadır. O yüzden dikkat ederseniz hiç seslerini çıkaramıyorlar.''

DTP Mardin Milletvekili Ahmet Türk de Ergenekon operasyonuna ilişkin bir soru üzerine ''İstediğimiz, gerçekten bugün derin devlet olarak değerlendirdiğimiz, Türkiye'nin demokrasi önünde engel oluşturan anlayışın ortaya çıkarılmasıdır'' dedi.