ADANA'da, otomobil gaspı sırasında tabancayla ateş edip yaraladığı bir kişinin öldüğünü sanan 31 yaşındaki Ali Ülüs, bir yıl sonra vicdan azabı çektiğini belirten itiraf mektubu yazdıktan sonra yaşamına son verdi.
DSİ Baraj Çamlığı'nda 8 Mayıs 2007'de, 40 yaşındaki İrfan Demir ile 42 yaşındaki Havva Karaca'nın içinde bulunduğu park halindeki 01 DC 975 plakalı otomobil silahlı bir kişi tarafından gasp edilmek istendi. İddiaya göre silahlı kişi, kendisine müdahale eden Demir'i başına tabancayla ateş ederek, Karaca'yı da silahın kabzasıyla başına vurup yaraladıktan sonra kaçtı. Tedavileri yapılan Demir ve Karaca, polisteki sabıkalılar albümünde fotoğrafını gördükleri 27 yaşındaki Ahmet Çelik'in gaspçı olduğunu söyledi.
Çelik hakkında Adana 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde ?yaralama, korku, kaygı ve panik yaratabilecek şekilde silahla ateş etmek, silahla yağma? suçlarından dava açılıp yakalama emri çıkarılırken, olaydan yaklaşık bir yıl sonra şok bir gelişme oldu.
BEN ÖLDÜRDÜM
1 Mayıs 2008'de Kozan İlçesi'ne bağlı Gaziköy Köyü'nde tabancayla intihar eden Ali Ülüs'ün, bıraktığı bir itiraf mektubu bulundu. Ağabeyleri Mustafa, Ramazan ve kardeşi İsmail'e yazdığı mektupta, Ali Ülüs babasının yanına gömülmesini istedi. Ülüs, ?İtiraf? başlığıyla yazdığı mektubunda bir yıl önce otomobil gaspı sırasında vurup yaraladığı İrfan Demir'in öldüdüğünü sanıp, vicdan azabı çektiği için intihar ettiğini belirterek olayı nasıl işlediğini şöyle anlattı:
?Mustafa Ülüs'e; Abi geçen yıl beni evden kovduğunda Ayşen'de (ayrı yaşadığı eşi) kaldım. Hüseyin'in (diğer ağabeyi) vurulduğunda artık yaşadıklarımın ve duyduklarımın etkisinde kalarak tabi bir de işin içinde alkol olunca malum olayı gerçekleştirdim. Daha sonra vicdan azabıyla baş başa kaldım. Niyetim, adamdan arabayı alıp kaçıp, bize kimlerin zararı dokunduysa hepsini temizlemekti. Ama ben bir insanı öldüremeyeceğimi anladım. Çünkü hiç tanımadığım bir adamı öldürmüştüm. Arabadaki kadını da öldürecektim. Ama sakat olduğunu görünce vazgeçtim. Aslında böyle olmaması gerekliydi. Ama, alkol adama her şeyi yaptırıyor.?
MEKTUP DOSYAYA KONULDU
İtiraf mektubunda aile sorunlarını da anlatan Ülüs'ün bıraktığı bu mektup, jandarma tarafından Cinayet Büro Amirliği'ne gönderilip savcılık aracılığıyla mahkemedeki dava dosyasına konuldu. Savcılık da mektup üzerine Ülüs'ün ayrı yaşadığı eşi Ayşen Ülüs ile ağabeyi Hüseyin'in ifadelerine başvurdu. Eşinden boşanmak için dava açtığını belirten Ayşen Ülüs, ?Eşim, geçen yılın Nisan ayı sonları ile Mayıs ayı başlarında benim yanımda kaldı. Yanılmıyorsam Mayıs ayının 13'ü ya da 14'ünde boşanma davamız vardı. Mahkeme günü sabaha kadar yanımda kaldı. Sabah mahkemeye katılmayarak gitti. Yanımda kaldığı süre içinde birisini vurduğunu söylemedi. Kendisinde silah görmedim. Eşim alkol aldığı zaman dengesiz hareketlerde bulunurdu? dedi. Ağabeyi Hüseyin ise kardeşi ile bir sorunun olmadığını öne sürerek, ?Bizim evimizde kaldığı zaman eşime intihar edeceğini söylemiş. Son günlerde bunalımdaydı. Fazla konuşmuyordu? diye ifade verdi.
FOTOĞRAFTAN TEŞHİS YAPILACAK
Mahkeme heyeti, olayın aydınlığa kavuşması için Ülüs'ün sağlık fotoğrafının eşinden alınıp mahkemeye getirilmesini istedi. 20 Ekim'de yapılacak duruşmada yaralanan Demir ve arkadaşı Karaca, otomobili gasp etmek isteyen ve kendilerini yaralayan kişinin intihar eden Ülüs olup olmadığını mahkemede kendilerine gösterilecek olan fotoğrafından teşhis etmeye çalışacak. Ayrıca, yakalanıp tutuklanan gasp zanlısı Çelik de mahkemeye getirilip tekrar teşhis ettirilecek.
?HAVVA BENİ ÖLDÜRMEYE ÇALIŞTI?
Davanın ilk duruşmasında Havva Karaca, kendilerini yaralayan Ahmet Çelik'i Emniyet'teki fotoğrafından teşhis ettiğini, görse yeniden teşhis edebileceğini söyledi. Demir ise şuuru yerinde olmadığı için hakkında dava açılan Ahmet Çelik'i kendisine ateş eden kişiye benzettiğini belirterek, ?Bana ateş eden dava açılan kişi kesinlikle değil. Yüzünü gördüm. Görsem tanırım. O şahsı oraya çağıran Havva Karaca'dır beni öldürtmeye çalıştı? dedi.
RADİKAL