Başörtülü avukatların kendilerine ihbar edilmesini isteyen Baro, kılık kıyafeti uygun görülmeyenlere disiplin soruşturması açılacağını ilan etti.
Ancak mesleğin önde gelen isimleri, 'cadı avı'na benzettikleri duyuruya tepki gösterdi. Baroda seçimlerin yaklaştığını hatırlatan İstanbul Barosu'nun eski başkanlarından Yücel Sayman, 'Yönetimdekiler tek silahları olan laiklik ve başörtüsü konusunu yeniden gündeme getiriyor.' dedi. Hukukçular Derneği Başkanı Kamil Uğur Yaralı da Avukatlık Kanunu'nda kılık kıyafete ilişkin sadece cübbe giyme konusunda düzenleme yapıldığını belirtti: 'Baro meslek ilkeleri arasına başörtüsü yasağını ekleyip, buna bir de 'meslek etiği' kılıfı bulmak sadece bize özgü bir garabet olsa gerek.'
Bir önceki başkanlık seçiminde Savunma Avukatları Grubu adına başkan adayı olan Muhittin Köylüoğlu, baronun cadı avına çıkan bir meslek örgütü olmaması gerektiğini söyledi.
İstanbul Barosu, yasakçı uygulamalarına bir yenisini ekledi. Baro, Ekim 2008'de yapılacak başkanlık seçimi öncesinde yönetim kurulu kararıyla başörtülü avukat avına çıktı. İstanbul'daki bütün adliyelere asılan 'İstanbul Barosu' antentli ilanda, bazı avukatların kılık kıyafet kuralları genelge ve yönetmeliklerine uygun davranmadıkları iddia edildi. İlanda, avukatlık hizmetinin sadece duruşma salonlarıyla sınırlı olmadığını ileri süren baro yönetimi, şu ifadelere yer verdi: 'Bu çerçevede kamu alanı olduğu tartışmasız olan adliye binaları içerisinde her türlü avukatlık hizmetinin görülmesi sırasında gerek türban takılması gerekse uygun olmayan kıyafetler giyilmesi, meslek ilkeleri ve kuralları açısından disiplin suçu oluşturmaktadır.'
İlanda, avukatlar arasında tartışmaya meydan verilmemesi için 'baro odaları, icra müdürlükleri, mahkeme kalemleri ile cumhuriyet savcılıkları nezdinde görevin kamusal alan niteliği sebebiyle keşif ve haciz mahallerinde' türban takılmaması ve uygun bulunmayan kıyafetler giyilmemesi gerektiği bildirildi. Bu konuda adliyedeki bütün insanları uyaran yönetim, ilanda belirtilen hususlara aykırı davranan avukatların tutanak düzenlenerek baroya şikâyet edilmesini istedi.
'Meslek ilkelerine ve etiğe aykırı bir uygulama'
Hukukçular Derneği Başkanı Avukat Kamil Uğur Yaralı:
Baronun bu hukuk dışı ve meslek ilkeleriyle ilgisi olmayan kararında her ne kadar türbanın yanında uygun olmayan kıyafetler giyilmesinden bahsedilse de hedef bellidir. Disiplin soruşturmaları başörtülüler için açılacak. Avukatlık Yasası'na göre avukatların cübbe dışında bir kılık kıyafet sınırlaması olmamasına rağmen, yasa koyucunun iradesine aykırı olarak baro meslek ilkeleri arasına başörtüsü yasağını ekleyip, buna bir de 'meslek etiği' kılıfı bulmak sadece bize özgü bir garabet olsa gerek. Asıl meslek ilkeleri ve etiğine aykırı olan böyle bir kararı baro odalarına asmaktır.
Eski İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman:
Baro yönetim kurulunun bu kararı seçimlerin yaklaşıyor olmasından kaynaklanıyor. Baro belli bir siyasetin bir parçası haline geliyor, zaten öyleydi de. Türbana gelene kadar birçok meslek kurallarına aykırılık var, onların hiçbirinde baro harekete geçmiyor. İhbarcılık hoş bir şey değil. Baronun tek silahı bu olduğu için seçim öncesi harekete geçti.
Avukat Muhittin Köylüoğlu:
İlanın yazılış ve ilan ediliş şeklini son derece çirkin buldum. Baro, kişi hak ve özgürlükleri konusunda çalışan avukatların meslekî sorunları için mücadele eden bir örgüt müdür? Cadı avına çıkan ve insanları birbiri hakkında tutanak tutmaya şikayet etmeye zorlayan bir örgüt müdür? Baro ne yapmaya çalışmaktadır? Türbanlılar ile kot pantolonluları birbiri hakkında tutanak tutup şikâyet ettirerek avukatı avukata kırdırmaya çalışan bir örgüt müdür?' Baro öncelikle bu soruların cevabını vermeli.
Kaynak: Zaman