Bankaların uyguladığı kart faizlerinin yüksek olduğunu söyleyen Bilgin, Merkez Bankası'nın kanunla verilmiş yetkisi olduğunu hatırlattı. Bilgin, 'Bir kurumuna böyle bir yetki verilmişken kanunla tekrar sınırlama getirilmesi hem reel sektör hem de bankacılık sektörüne bir darbe vurabilir. Bence Merkez Bankası piyasayı dinleyerek bazı kararlar alabilir. Ancak bu konuda belirleyici olacak olan ise yine serbest piyasadır.' dedi. Kredi kartı kanunu çıkarken çok eleştirildiğini aktaran Bilgin, 'Gerekirse şimdi de eleştirilirim. Serbest piyasa kapsamında her türlü orta yol ve her türlü yönlendirmeye hazırız. O kanun çıkmasaydı ABD'de ortaya çıkan suprime mortgage krizinin bir benzeri Türkiye'de suprime kredi kartı olabilirdi.' diye konuştu. Bankaların uyguladığı faizler arasında 2-3 puanlık fark olduğuna dikkat çeken Bilgin, tüketiciye 'Faizi yüksek bankadaki kartı iptal edip faizi düşük bankadan kart talep edebilirsiniz.' tavsiyesinde bulundu.
Piyasaya müdahalelerin her zaman sorun oluşturduğunu dile getiren Bankacılık Üst Kurulu Başkanı, bankaların müdahale sonrasında ortaya çıkaracağı maliyetin faize denk geleceğini kaydetti. Daha önce bütün düzenlemeleri içeren kredi kartı kanunu çıkardıklarını ifade eden Bilgin, 'Bankalar bunu dört dörtlük uygulasın bence kredi kartlarındaki risk eğilimi çok fazla artmaz. Bazı bankalar hâlâ kredi kartı verirken verdikleri kişinin geliri ve geri ödeme kapasitesine bakmıyorlar.' diye konuştu. Son dönemde bankaların tarıma yönelik ilgisinin arttığına dikkat çeken BDDK Başkanı, çiftçinin finansman sıkıntısını giderecek çözümler üretilmesinin olumlu bir adım olduğunu vurguladı. Çiftçinin finansal hesaplamaları bilmiyor olmasının yanı sıra iklime bağlı sorunlar ortaya çıkabileceğini vurgulayan Bilgin, 'Bir miktar kredi almış bir çiftçinin biraz daha borçlandırılmasına yönelik bir girişim sorun oluşturur. Çünkü teminatlar ağırlıklı olarak tarlalardan oluşuyor. Bu teminatlar ile kredi riski iyi kurgulanmalı. Devletin kurumlarının bu eğilimlere yönelik gidişatı izlemesi gerekiyor.' dedi. Gündeme ilişkin gelişmeleri de değerlendiren Bilgin, finans piyasalarındaki dalgalanmanın önemli bir bölümünün atlatıldığını ancak kademeli olarak reel sektöre yansımaya başladığını söyledi. Dalganın gecikmeli olarak önce Avrupa sonra Türkiye daha sonra ise Asya'yı etkilediğini ifade eden Bilgin, şu uyarıda bulundu: '2008'in sonuna kadar tüm ekonomik aktörlerin çok hassas olup birbirleri ile koordinasyon içerisinde dengeli bir bakış açısıyla ekonomiyi izlemesi gerekiyor. Dalgalanmalarla ilgili olarak BDDK görevi gereği ekonominin ortasında yer alıyor. Alınan ve alınmayan her türlü karar doğrudan bizi ilgilendiriyor, diğer sektörleri ilgilendiriyor. Atılan bumeranglar geri gelmiyor bankalara çarpıyor. Bankalar, ekonomi ile doğrudan ilgili her kim bumerang atıyorsa reel kesimi düşünmek zorunda. Zorunlu ve sağduyulu hareket etmek zorunda.'
Yılbaşında yüzde 16 olan faizlerin yüzde 20'nin üzerine çıkmasını BDDK da yakından takip ediyor. Faizin kritik bir role sahip olduğuna işaret eden Bilgin, sektörü en çok faiz artışının etkilediği görüşünde. Faizin kredi riskinin risklilik düzeyini artırdığını dile getiren Bilgin, 'Merkez Bankası enflasyonla mücadelesini döviz kuru geçişkenliği ile yönlendirmeye çalışıyor. Bu da faizlere yukarı yönlü baskı yapıyor.' tespitini yaptı. Bilgin'e göre, Türkiye, büyümezse bankacılık sektörü de büyümez; bu durum bankalara kredi riski olarak yansır. BDDK Başkanı Bilgin, bankalarını satan patron ya da sahiplerinin ekonomiyi çok iyi bildiği görüşünde. Küresel dalgalanma ve diğer gelişmelerden etkilenmeden patronların bankalarını son birkaç yıl içerisinde olabildiğince üst fiyattan sattıklarını aktaran Bilgin, 'Ekonomik projeksiyonları çok iyi çıktı. Bankalarını satan patronların bundan sonraki yatırımları izlenmeli.' dedi.
Taksit alışkanlığı sona erdi, bankalar şimdi turşu veriyor
Bankacılık otoritesinin başkanı Tevfik Bilgin, 3-4 yıl önce gıda ve akaryakıta taksit uygulamasının yanlış olduğuna dair görüşlerini belirttiklerini dile getirdi. Bu konunun da Rekabet Kurumu'nca soruşturulduğunu kaydeden Bilgin, şöyle konuştu: 'Bankalarımız bir şekilde haklı buldular ve uyguladılar. İyi ki uygulamışlar. Bazı bankalarımızı seyrediyoruz; benzin alıyorsunuz size turşu veriyor. Benzin alıyorsunuz bilmem bir şey yapıyor. Taksit yapmıyor ama öyle şeyler yapıyor ki. Aynı endişeleri duyabileceğiniz pazarlama hataları yapıyorlar.' Bankaların kredi kartı pazarlamasındaki yanlışlıklarına devam ettiğini dile getiren Bilgin, şu örnekleri verdi: 'Reklamlarda alttan hızlı geçen yazılar ve faiz oranlarının tüketici kredilerinde olduğu gibi eklenmeden yansıtılması.' Finans kuruluşlarının kredi kartlarına ve bireysel kredilere gösterdikleri ilgiye dikkat çeken Bilgin, 'Bu gayreti KOBİ'lere veya diğer kurumsal kredilere gösterseler bir miktarını oraya kaydırsalar bu eforlarını belki çok daha iyi portföyleri olur.' dedi.
Bileşik faizi bilmeyen çiftçiye kredi kartı olmaz
Bilgin, kredi kartı verilirken bankacıların itinalı davranması gerektiğini söyledi. Büyük şehirlerdeki banka personelinin çevre ilçelere ve köylere kredi kartı pazarlamaya gönderildiğine dikkat çeken Bilgin, 'Bu ne kadar doğru? Örneğin çiftçimize kart veriliyor. Ama vadesi hasada bağlı. Acaba kuraklık olursa ödemeler ne olacak? Basit faizi, bileşik faizi bilmeyen bir çiftçi acaba bu işin içerisinden nasıl çıkacak? Kredi verirken bunları da düşünmek gerekiyor.' dedi. Bilgin, çiftçilere kullandırılan kredi ve kredi kartları konusunda kurulun bir çalışma yaptığını açıkladı.
ZAMAN