Taraf gazetesinin ortaya çıkardığı Şener Eruygur tarafından kurulan Cumhuriyet Çalışma Grubu ne gibi faaliyetlerde bulundu? Haber7 yazarı Mustafa Yürekli, Tufan Türenç'in Hürriyet gazetesinde Yazı işleri Müdürü olduğu 2003 yıllarında 1. sayfadan verilen bir haberi Emekli Oramiral Nejat Serim tarafından kendisine tebliğ edildiğini, bir gün sonra da köşesinde açıklamasının altında yatan gerçekleri yazdı. İşte o yazı...
Mustafa Yürekli / Haber7
Cumhuriyet Çalışma Grubu?nun Hürriyet?e attırdığı manşet
28 Şubat darbesinin ordu içindeki siyasi karargahı olarak tarihe geçen Batı Çalışma Grubu'nun bir benzerinin Cumhuriyet Çalışma Grubu (CÇG) adıyla 2002'den beri Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde görev yaptığı ileri sürüldü. CÇG'nin, darbe girişimi ile suçlanan Jandarma eski Genel Komutanı Şener Eruygur tarafından kurulduğu iddia edildi.
Taraf gazetesinin, yayınladığı belgelere göre, 28 Şubat'ta sürecinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde kurulan BÇG'nin yerine AK Parti'nin 3 Kasım 2002 seçimlerinde Anayasa'yı değiştirecek çoğunlukla iktidara gelmesinin hemen ardından dönemin Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur tarafından Cumhuriyet Çalışma Grubu kuruldu. Halen aktif olan CÇG adı verilen bu derin oluşumun hala faaliyette olduğu belirtildi. 2007'deki Cumhuriyet Mitingleri başta olmak üzere, benzer organizasyonları yönlendirmiş. Habere göre, emekli olmasına rağmen Şener Eruygur'un grupla ilişkisi devam ediyor.
Eruygur'un Jandarma İstihbarat Başkanlığı bünyesinde kurduğu CÇG'nin 2003 başından itibaren Türkiye çapında tüm illerde kişi, kurum, okullar, sivil toplum örgütleri, işyeri sahipleri ile bazı kamu birimleri ve burada çalışan kişileri fişlediği iddia edildi. Fişleme amacıyla, üniversite öğretim görevlilerinden sivil toplum kurumu yöneticilerine kadar birçok sivil kişiden sağlanan dosyalar ve şahıslara ilişkin özel bilgiler, CÇG tarafından rapor haline getirildi.
CÇG'nin fişlemelerin yanı sıra siyasete müdahale amacıyla bir dizi olayı planladığı ileri sürüldü. 'CÇG Devre Raporları'nda, Jandarma Genel Komutanlığı Planlama Koordinasyon ve Güvenlik Dairesi'nin yönlendirilmesiyle oluşturulan Ulusal Birlik Hareketi Sivil Toplum Kuruluşu Platformu (UBH) adlı çalışmaya ilişkin ayrıntılı bilgilere yer verildi. UBH'nin bizzat Şener Eruygur tarafından kurdurulduğu ve CÇG'de alınan kararlar kapsamında, 225 STK ile işbirliği yaptığı belirtildi.
Ben bu yazıda, CÇG?nin medya bağlantılarına ve operasyonlarına dikkatleri çekmek istiyorum.
SERİM PAŞA?NIN HÜRRİYET?E ATTIRDIĞI MANŞET
Tarih, 3 Haziran 2003. Medyaya yansıyan bilgiler doğruysa, Cumhuriyet Çalışma Grubu altı aydır faaliyette.. AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da henüz çiçeği burnunda başbakan.. İktidarının ilk ayları..
Emekli Oramiral Nejat Serim, Hürriyet gazetesinin Yazı İşleri Müdürü Tufan Türenç?i arayıp manşet attırıyor: 3 Haziran Salı günkü Hürriyet gazetesinde birinci sayfadan kullanılan haberde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan?ın yemekte çatalı sağ elle tuttuğu ve bıçağı da sol eline aldığı belirtiliyordu.
Haberde, ?Başbakan Erdoğan?ın yemek yerken, bilinen görgü kurallarının aksine çatal için sağ, bıçak için de sol elini kullanması dikkat çekti. Erdoğan?ın bu yemek yeme yöntemi, Batı kaynaklı görgü kuralları yerine Doğu kökenli İslam geleneğini yeğlediği yorumlarına neden oldu.? ifadelerine yer verildi.
Hürriyet Yazı İşleri Müdürü Tufan Türenç, bir gün sonra yayımlanan yazısında, Erdoğan?ın yemekteki fotoğrafını, pazartesi sabahı birinci sayfadan başka bir haber vesilesiyle kullandıklarını, bunun üzerine kendisini emekli Oramiral Nejat Serim?in aradığını belirterek, paşanın hatırlatması ile aynı fotoğrafı ikinci kez birinci sayfadan, ancak bu defa çatal?bıçağa dikkat çekerek farklı bir anonsla kullandıklarını kaydetti.
Türenç, yazısında şu ifadelere yer verdi: ?Biz bu konuşmadan sonra Recep Bey?in fotoğrafından hareket ederek bu uygulamayı araştırıp haber yaptırdık ve fotoğrafı bir kez daha kullandık. Bu fotoğraf ve haber, Tayyip Bey?in nerelere takılı kaldığını ve dinsel açıdan katılığını ısrarla nasıl sürdürdüğünü ortaya koyuyor. 21. yüzyılda başbakan olan ve ülkesini yöneten bir insanın günün koşullarına uymamakta bu kadar direnmesi düşündürücüdür. İşin sakıncalı yanı budur. Yoksa Tayyip Bey?in yemek kurallarını kendi inancı veya takıntıları doğrultusunda kendine göre değiştirmesi kimseyi ilgilendirmez. Çok çok resmi yemeklerde, yabancı devlet adamları Tayyip Bey?in solak olduğunu sanırlar.?
?YEMEK ADABI TERCİH MESELESİ?
Görgü ve nezaket kuralları üzerine kitabı bulunan Dr. Ayşenur Kurtoğlu, tartışma konusu olan çatal kullanımının çok eskilere gitmediğini belirtiyordu, bir gazeteye yaptığı açıklamasında. Fransa?da ilk önce Kral 5. Charles?ın çatal kullandığı bilgisini veren Kurtoğlu, ?Bu anlamda çatalın geçmişi Avrupa?da 14. asra uzanır. Bizim medeniyetimizde ise 11. asırda İmamı Gazali yemek adabı üzerine kitap yazmış ve pek çok Avrupa ülkesinde onun görüşleri örnek alınmıştır. Yani bizim yemek adabı geleneğimiz Avrupa?dan çok daha eskidir.? yorumunu yapmıştı. Yemek adaplarının kültürlere göre farklılık gösterdiğini vurgulayan Kurtoğlu, ?Örneğin İngilizler ile Fransızların yemek masası düzenleri çok farklıdır. Yemek yemede asıl görgü, bir toplumda çoğunlukla uygulanan geleneklere uygun davranmadır. O açıdan çatal için hangi elin kullanılacağı kişiler için dayatma konusu yapılamaz.? ifadesini kullandı.
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bekir Karlığa da, bir gazeteye yaptığı açıklamada yemek yeme adabını dinî çerçeveden değerlendirirken, ?İslamiyet?te sağ elle yemek yemek, Peygamber Efendimiz?in sünnetidir. Hatta sağ elle yemek, Peygamber?imizin ısrarla vurguladığı bir sünnetidir.? demişti. Karlığa, ?Yine İslamiyet?te bir yere girilirken önce sağ ayakla girilmesi, insanlara sağdan yol verilmesi de güzel görülmüştür. Bunların sağcılıkla?solculukla da hiç alakası yoktur.? yorumunu yaptı.
Sağ elle yemek yemeyi çağdaşlık karşıtlığı veya görgü kurallarına aykırılık şeklinde nitelendirmenin yanlış olacağını vurgulayan Karlığa, şöyle devam etti: ?Her dinin ve her kültürün kendine özgü kuralları vardır ve yöneticilerin de bu kurallara riayet etmeleri toplumlarıyla birleşme ve buluşmalarının ifadesidir. Toplumsal değerleri yok sayarak ya da önemsemeyerek toplumla bütünleşmek mümkün değildir. Bu bakımdan bu olay eleştiri konusu yapılmak yerine kişiye özgü tavır olarak algılanmalı.?
Yemek adabının tercih meselesi olduğunu elbette Hürriyet Yazı İşleri Müdürü Tufan Türenç de biliyordu. Türenç, bu medya olayıyla ne yapmaya çalışıyordu? Sözkonusu haberin ve manşetin, Nejat Serim Paşa?nın emri olduğunu kamuoyuna niçin açıkladı? Nereye nasıl bir mesaj vermeye çalışıyordu? Şimdi bu soruların cevaplarını bulmaya çalışalım..
HÜRRİYET CUMHURİYET ÇALIŞMA GRUBU?YLA İŞBİRLİĞİ Mİ YAPTI?
Olay üzerinde düşünmeye başlayalım şimdi: AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan dört aylık başbakan henüz. Gizlice kurulan Cumhuriyet Çalışma Grubu da altı aydır faaliyette. Manşetten verilen Erdoğan?ın, ?sağ elle yemek? haberinin Emekli Oramiral Nejat Serim?in emri olduğunu Hürriyet Yazı İşleri Müdürü Tufan Türenç köşesinde yazıyor. Bu haber, böylece hem Erdoğan?a ve AK Parti?ye, hem bürokratik seçkinlere, hem de kamuoyuna bir mesaj haline geliyor..
Üstelik Tufan Türenç, köşe yazısında ?bu fotoğraf ve haber, Tayyip Bey?in nerelere takılı kaldığını ve dinsel açıdan katılığını ısrarla nasıl sürdürdüğünü ortaya koyuyor. 21. yüzyılda başbakan olan ve ülkesini yöneten bir insanın günün koşullarına uymamakta bu kadar direnmesi düşündürücüdür. İşin sakıncalı yanı budur.? diyerek mesajın netlik ayarını yapmayı da ihmal etmiyor..
Oysa 3 Haziran 2003 tarihinde, Türkiye, Hürriyet?te Erdoğan?ın ?sağ elle yemek? haberini ve Türenç?in yazısını okuduğunda bir gazetecilik olayıyla karşı karşıya olmadığını hemen fark etti. Sonuçta bir emekli oramiralin ülkenin en büyük gazetesine manşet atıp haber yaptırıyordu.
Medyanın bu olayla ortaya çıkan emekli generallerle işbirliğinin anlamını çözmekte zorlanıyordu okuyucular.. Bugün anlıyoruz ki Cumhuriyet Çalışma Grubu?nun uygulamaya koyduğu psikolojik harekatın bir parçasıydı, medyada yaşanan bu ilginç gelişme..
Ertuğrul Özkök ve Tufan Türenç, kuşku yok ki bir gün Cumhuriyet Çalışma Grubu?nun deşifre olacağı ve öznesi oldukları bu medya olayının önündeki sır perdesinin de kalkacağı akıllarından bile geçirmediler.
Hürriyet Cumhuriyet Çalışma Grubu?yla işbirliği mi yapıyordu acaba? Hürriyet?in derin devletle ilişkisi basın tarihimizde önemli bir konu olarak ilerde elbette incelenecektir.
Geleceğin basın tarihi araştırmacılarına ve yapacakları çalışmalara yardımcı olmak için bu yazımla tarihe bir not düşmek istedim..