Türkiye?nin uzun yıllardır tartıştığı ?Ilımlı İslam? kavramı, son günlerde tekrar gündemde.
Bir yandan Türkiye?nin Ilımlı İslam Devleti?ne doğru bir yönelimde olduğu iddia edilirken, bir yandan da böyle bir yanlış bir düşünce olduğunu savunuyor.
Son olarak Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Harp Akademileri?nde yaptığı konuşmada ?Türkiye Cumhuriyeti?nin önüne sıfatlar takmak isteyenler var? diyerek, ?Ilımlı İslam? kavramına tepkisini dile getirdi.
Uzun zamandır tartışılan ?Ilımlı İslam? ve ?Radikal İslam? kavramlarının Türkiye?deki yansımalarını; Düşünce ve Medeniyet Tarihi üzerine çalışmalar yapmış olan Yazar Alev Alatlı, Odatv'ye anlattı.
İşte Alev Alatlı?dan çarpıcı açıklamalar?
?Önce şunu bence anlamak lazım. Bütün dinler, sadece İslam değil, bütün dinler yıllar içerisinde değişikliğe uğrarlar. Değişik yorumlar gelir, bunların bir kısmı eğer kitleler tarafından kabul edilmiyorsa fraksiyonlar halinde ayrılırlar, bunlardan mezhepler doğar ve saire ve saire.
Şimdi bu Yahudilik için de geçerlidir. Yahudiliğin de çeşitli fraksiyonları vardır. Mesela Yahudilerin Hasidi denilen bir fraksiyon vardır ki, bir de onun dışında olan bir şey daha vardır ki;Yahudi olanın dışında herkesi insan görmeyen, ana rahmine düştüğü andan insan görmeyen ve böyle kabul eden ekiplerdir.
'BÜTÜN DİNLER KENDİ İÇİNDE DEĞİŞİR AMA YAPILMAYAN BİR ŞEY VARDIR'
Söyleyeceğim şu; Hıristiyanlıkta keza çok iyi bildiğimiz bir şey, Engizisyonlara varıncaya kadar değişiklikler oldu. Bütün dinler kendi içinde seneler içinde değişirler. Ama yapılmayan bir şey vardır. Hiçbir din bir grup insan tarafından oturulup yeniden yapılandırılmaz. Ilımlı veya ılımsız veya işte modern veya değil veya efendim işte mesela çevreci din, hayır efendim pozitivist din; böyle bir şey olmaz. Böyle bir yeniden yapılandırmaya kalkışmak abesle iştigaldir.
KAMU ÖNDERLERİMİZ VE BASININ İSLAM CEHALETİ
İkincisi fevkalade aşağılatıcı bir şeydir. Maalesef bizim kamu önderlerimiz ki, bunun başını basın çeker; İslamiyet konusunda o kadar ciddi biçimde cahiller ki önlerine ne koysanız atlıyorlar bu bir. Batı için bu söz konusu değil. Çünkü çok ciddi bir ilahiyat çalışmaları var adamların. Yani bugün, bir örnek vereyim; bugün Vatikan?a gidin, Vatikan Big Bang teorisini kitabına nasıl uyduracağına dair enstitüler kurmuş durumda.
'ON YAZARIN SEKİZİ MEZHEPLERİ SAYAMAZ'
Biz ne bunu yapıyoruz, ne ?İslam nedir?i biliyoruz. Ben size şunu açıklıkla söyleyebilirim Türkiye?deki on sütun yazarından asgari sekizi mezhepleri doğru dürüst sayamazlar. Şimdi hal buyken çoluk çocuk gibi habire bir şeyler konuşuyoruz. Onun için Türkiye?de problem oluyor diye düşünüyorum.
HÜKÜMET DİNDAR
Hükümete gelince, hükümet daha bir güvenli efendim. Şundan daha güvenli, çünkü daha dindar. Bireyler olarak daha dindar. Namazını kılıyor, Cuma namazlarına gidiyor vesaire.
Yaşanan İslam?la ilişkisini kesmemiş insanlar. Yani bugünkü hükümetimiz böyle. Şimdi öyle olunca onlar daha bir güvenli, daha bir biz biliriz havasındalar. Bir bakıma katılmıyor, hak vermiyor değilim.
HÜKÜMET SEMAVİ DİNLERİ BEKLEYEN TEHLİKENİN FARKINDA MI?
Ama öbür taraftan da, onların da bırakın İslamı, herhangi bir tektanrılı dini, semavi dinlerden herhangi birisini bekleyen ?tehlike?nin farkına varıp, onun üzerine ciddiyetle eğilecek donanımları var mı emin değilim. Hoş isteseler olabilir mi, ondan da emin değilim.
'LAİKLERİMİZ KIYAMETİ KOPARIR'
Çünkü diyelim ki Yüksek İslam Enstitüsü?nün üstünün üstünü kurdunuz, niye mesela Vatikan benzeri Big Bang teorisiyle bizim inanışımız arasındaki, İslami inançla Big Bang?le arasındaki şey ne olacak diye bir araştırmaya girdiniz. Vallahi ?laikler?imiz kıyameti kopartır. Bunu yapmak da mümkün değil.
Benim gördüğüm derin bir bilgisizlik ve cehaletin başımıza getirdiği, hiç olmaması gereken sorunlardan ibaret bütün bunlar