Burhan Şenatalar, Türkiye?de sosyal demokrasinin geçmişten gelen zaafları olduğunu belirterek, halktan kopuk ve kökeni milliyetçi bu anlayıştan uzak, ?yenilenmiş? bir parti kuracaklarını söyledi
Arka Plan
22 Temmuz sürecinde 10 Aralık Hareketi solda büyük umut yaratmıştı. Bu hareket, DSP ve SHP ile ittifak yapıp seçimlere girmeyi planlıyordu ancak DSP, CHP listelerinden seçime girince iş bozuldu. Ancak seçimlerden sonra art arda yaşanan siyasi krizler bir çok çevrede Türkiye?nin yeni bir siyasi partiye ihtiyacı olduğu düşüncesini giderek yaygınlaştırdı. Biz bu hafta CHP?nin dinleme skandalının ardından özellikle sol kanatta böyle bir isteğin artık gereklilik olduğu tezinden yola çıkarak 10 Aralık Hareketi?nin liderlerinden Prof. Burhan Şenatalar?ın kapısını çaldık. Cuma günü İstanbul Bilgi Üniversitesi?nde konuştuğumuz Şenatalar hareketin seçim sonrası çalışmalarını anlattı ve müjdeyi verdi: Yerel seçimlerden sonra parti kurulabilir. Bu parti CHP?ye alternatif olacak ve katılım şartı olarak parasal şaibeye karışmama aranacak!
- 10 Aralık Hareketi 22 Temmuz seçimleri öncesi birçok kişiyi umutlandırmış ama DSP?nin CHP sıralarından seçime girme kararı bu umutları söndürmüştü. Seçimin ardından birçok siyasi kriz arka arkaya geldi. Çeşitli çevreler yeni bir siyasi parti ihtiyacını dile getiriyorlar. Son olarak Önder Sav?ın dinlenmesi ile ilgili iddialar da CHP?yi iyice zayıflattı. 10 Aralık Hareketi 22 Temmuz?dan beri ne yapıyor?
Hareketimizi üç döneme ayırmak mümkün. İlk dönem Anadolu?da nabız yokladık. Bu dönem 5-6 ay kadar sürdü. Çağdaş sosyal demokrat bir parti kurulması gerekliliği konusunda kendi görüşümüz vardı, ama bunu toplumun değişik kesimlerinin nasıl yorumladığını görmek istedik. Sonra seçim dönemi girdi. Biliyorsunuz, ittifak yapmak istedik. - Peki ya üçüncü dönem?
Seçimlerden sonra şöyle düşündük: Türkiye?de sosyal demokrasinin geçmişten devraldığı bir takım zaafları var. Bürokratik-merkeziyetçi bir gelenekten geliyor. Halkla organik ve kültürel ilişkileri çok kuvvetli değil. Kökeni fazla milliyetçi. Bunlar hemen parti kurmak ile çözülecek problemler değil. İdeolojik yenilenmeye ihtiyaç var. O yüzden bizim için kilit kavram ?yenilenme?ydi. - Bugün Türkiye?de ?sosyal demokrat? diye tanımlanan aslında ?sosyal demokrat? mı değil?
Evet değil. Bize göre sosyal demokrasi özgürlükçü ve katılımcı olmalı. Bu düşüncelerle biz üçüncü dönemde tamamen içimize döndük ve yeni bir parti kurmayı hedefledik.
LEKELİ OLANA GEÇİT YOK - Partinin ismi dışında nesi yeni olacak?
İdeoloji, program, siyaset tarzı ve söylemde yenilenme gerçekleşmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu, eski isimler partide bulunmayacak anlamına gelmiyor. Deneyimli olup yıpranmamış birçok insan var. Önemli olan maddi şaibelere bulaşmamış isimler. Böyle bir şartımız olacak. O konuda tertemiz insanlarla çalışacağız. Şu anda bir 10 Aralık Partisi hedeflemiyoruz. Ama bu hareketin çok önemli bir rol oynayacağı ve başka kesimlerin katılacağı bir süreç öngörüyoruz. - 10 Aralık?ın fikir babaları bu parti içinde yer alacaklar mı?
Çoğu alacak. Bizim söylemek istediğimiz şu: Türkiye?de biri parti kuruyorum diyor, arkasından bir takım insanlar gidiyor, oysa izim istediğimiz böyle yukarıdan aşağı değil, aşağıdan yukarı bir yapılanma.
YEREL SEÇİMLERDEN SONRA - Partiyi kurmak için neyi bekliyorsunuz?
Bizim için önemli olan insanların birlikteliğinin yakalanması. Yerel seçimlerden sonra parti kurulabilir diye düşünüyoruz. Ama önümüzdeki üç ayda bir parti kurulmayacağı kesin. Erken doğum istemiyoruz. - Bu partide kimler olacak? Partinin ismi ne olacak?
İsme sonra karar verilir. Öne çıkan isimlerle ilgili şu an 10 Aralık?taki isimleri sayabilirim. Yani Süleyman Çelebi, Prof. İbrahim Kaboğlu, Prof. İlter Turan gibi isimler. - Dışarıdan görüştüğünüz isimler var mı?
Tabii ki var. Hatta Anadolu toplantılarımızda mutlaka deneyimli bir politikacıya kürsüde yer veriyoruz.
İSİM ÜZERİNDE DURMUYORUZ - Murat Karayalçın ve Ercan Karakaş?la dialoğunuz var mı?
İsim üzerinden gitmeyi şu an yararlı görmüyorum. Tabii sosyal demokrat insanlarla temasımız var ama şu an fikir alışverişi düzeyindeyiz. . Ercan Bey de, Murat Bey de anlayış olarak çok yakın olduğumuz kişiler. Dolayısıyla beraber olmayı tabii ki temenni ederiz. - Peki ya Ufuk Uras ve Baskın Oran?
Uras ile ilgili çok dikkatli konuşmalıyım, çünkü ÖDP?nin başkanı olduğu için inanılmaz yorumlar yapılıyor ama Baskın Oran?ın aramızda olmasını çok isterim
10 Aralık Hareketi
14-15 Ekim 2005 tarihlerinde Bolu?da bir araya gelen Burhan Şenatalar, Süleyman Çelebi, İbrahim Kaboğu, İlter Turan, Nazik Işık, Erol Katırcıoğlu gibi isimlerTürkiye genelinde arayış toplantıları başlatmaya karar verdiler. Halkın yeni bir çıkış aradığı inancıyla yola çıkan grup birçok ilde halen toplantılar düzenlemeye devam ediyor. Hareket sosyal demokrat ve katılımcı bir siyasetin Türkiye?nin sorunlarını çözeceğine inanıyor.
Bıyıklı siyaset yapılmayacak
- 10 Aralık Hareketi?nin üyelerine baktığımızda kadınlar pek öne çıkmıyor. Türkiye?deki ?bıyıklı siyaset?in sizin partinizde de devam edeceği anlamına mı geliyor bu?
Kesinlikle hayır. Mümkün olduğu kadar çok kadın ve gence yer vermek istiyoruz. Kadınlar için kota ve fermuar yöntemi uygulayacağız. Yani hem belli sayıda kadın üyeyi zorunlu tutacağız hem de bu isimleri her kademede görevlendireceğiz. - Öngördüğünüz parti gerçekleşirse bu ülkedeki bir çok insan yeniden nefes alacaktır ancak Türkiye?de galip gelen genelde içine bolca muhafazakârlık esansı atılmış sağ politikalar oluyor. Sanıyorum toplumun dokusuna öyle bir siyaset daha uygun. Örneğin siz katılımcı demokrasiden bahsediyorsunuz ama bu toprakların insanları ne ailede, ne okulda katılımcı olmaya teşvik edilmemişler ki. Söyledikleriniz çok steril ve Batılı değil mi?
Anadolu?ya her gittiğimizde görüyoruz ki bu toplum o kadar da kapalı bir toplum değil. Toplumda büyük bir değişim var. Türkiye muhafazakârlaşıyor deniyor ama bu gün başı kapalı bir kızın davranışları bundan 15 yıl önce başı açık bir kızın davranışlarından daha serbest. Türkiye?nin siyaseti sorun odaklı. Hiçbir zaman potansiyel odaklı olmadı.
Başörtüsü takan kadın da olacak - Ben AKP?nin ilk döneminde potansiyel odaklı bir siyaset güttüğünü düşünüyorum.
Göreceli olarak daha olumlu hareket etti ama AKP?nin dünya görüşü bu potansiyeli tam anlamıyla değerlendirmeye elverişli değil. - Bu ülkede siyasetin belirleyicilerinden biri toplumu inanç damarı ile kurulan ilişki. Sizin bu damarla ilişkiniz nasıl olacak?
O ilişkiyi kurarken birinci ilkemiz laiklikle ilgili. İkincisi kamu düzenin tamamen dünyevi kurallarla yürütülmesi. Üçüncüsü de insanların inanç özgürlüğü. Bizim dinle ilgili bir sorunumuz ancak laiklikle çelişilirse olacaktır. Türkiye?nin büyük çoğunluğunun Müslüman olduğunu biliyoruz ama bu istismar edildiğinde karşı dururuz. - Solun Türkiye?deki en büyük zayıflıklarından biri dün düşmanı gibi algılanması. Siz bu yargıyı yıkmak için ne yapacaksınız?
Bunu ben din tartışmasının ötesinde görüyorum. Türkiye solu halka tepeden bakıyor. Bu yüzden seçim sonuçlarını yanlış diye niteliyor, halka kızıyor. Seçmene onursuz diyor. Bu korkunç bir şey! - Başörtülü bir kadın sizin partinizde yer alabilecek mi?
Tabii ki. Biz inançlara sonuna kadar saygılıyız.
Siyaset tarzı değişmeli
- İnanca saygılıyız ama onun istismar edilmesine karşıyız, dediniz. Siyasette dinden beslenen damarın yerine ne konabilir?
Yerine şunu koyalım diye gömlek değiştirir gibi bir süreç söz konusu değil. Bunların aşılması için parti içi eğitim önemli. İnsana onun onuruna saygı gösterdiğimizi anlatarak yaklaşmak lazım. - Güzel söylüyorsunuz ama siz elitist olmadığınızı nasıl kanıtlayacaksınız?
İçimizdeki herkes okumuş-yazmış akademisyen olmayacak ki! Bizim kimseye tepeden bakmaya hakkımız yok. Bunu anlatacağız. - Kurulacak partinin CHP?nin alternatifi olacağını söyleyebilir misiniz?
Hem evet, hem hayır. Herhangi bir partiyle endeksli düşünmüyoruz. Herhangi bir lidere de. Biz tüm bunardan bağımsız olarak Türkiye?de siyaset yapma tarzının çok yetersiz olduğuna ve değişmesi gerektiğine inanıyoruz.
Nagehan Alçı / AKŞAM